BUSE Aldemir

BUSE Aldemir

İKLİM KRİZİYLE GELECEĞİMİZE SON VERİYORUZ

 


Yıllardır süren, bir çözüme, sonuca varılamayan, önüne geçemediğimiz iklim değişiklikleri artık dünya çapında bir krize dönüşüyor. Dört mevsim yaşayan ülkemiz sadece yaz mevsimi ve kış mevsimi yaşar oldu. Daha doğrusu kış mevsimini yaz gibi yaz mevsimini ise kış gibi yaşıyoruz. Bu bir iklim değişikliği mi? yoksa bir iklim krizi mi? 

İnsan faktörü doğal bir olgu olan iklim değişikliğinin en büyük tehlikesidir. Nedeni; Son 200 yılda Dünya’nın yüzey sıcaklığı 1,2 derecelik artış gösterirken; son 50 yılda 0,8 derecelik bir artış gerçekleşti. Fosil yakıtları terk etsek bile 2030 olmasa da 2040 yılına gelindiğinde 1,5 derecelik ısınma kaçınılmaz olacak. Dünya nüfusunun bu denli artması, dev binaların inşası, doğal kaynakların geri dönülmez tahribi bu krizlerin olmasına sadece birkaç örnek. Dünyayı avucuna almış insanoğlu kendi yönetiyor da diyebiliriz. Ama görüyoruz ki bu durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Fosil yakıtların tüketiminden sonra dünya atmosferine sera gazı katmanı oluşturuyoruz. Bu gazlar yer kabuğunu ve denizlerin ortalama sıcaklığının da artışına neden olmasıyla birlikte küresel ısınma dediğimiz olayı da beraberinde getiriyor. Son birkaç yıldır orman yangınları, seller şiddetli kuraklık haberlerini ne kadar sık duymaktayız. Sadece insanları değil yeryüzündeki tüm canlıları zor durumda bırakan bu afetlerin yaşanmasında neden ararsak o da karşı karşıya kaldığımız küresel iklim krizidir. Canlılar ölüyor, biyolojik çeşitlilik azalıyor, İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı korkunç sonuçlara şimdiden oldukça derinden yaşıyoruz. 

“Bu dünya çapın da bir sorun “

İklim felaketinin en fazla yaşandığı yıla gidelim. 2021Copernicus’un yıllık raporuna göre; yazı en sıcak yaşadığımız, yıkıcı sellerin bol olduğu ve devasa yangınların yaşandığı bir yıldı. 

Avrupa birliğinin (AB)iklim değişikliği servisi Copernicus yıllık raporunu açıklamıştı. O dönem de. 2021 en sıcak yazını yaşarken, Avrupa’nın kara bölgeleri üzerinde yüzey hava sıcaklarında uzun süreli bir ısınma olduğunu ve bununla birlikte son yıların en soğuk yıllarını yaşandığını vurgulamışlardı. Türkiye de 800 bin hektar ormanlık alan yok oldu. Bir ülkede ormansızlık en büyük felakettir. Bu gibi benzer kayıtları halen günümüzde yaşıyor muyuz?

Cevabımız evet. 

“Krizin önüne geçelim”

Demiştim ya dünya insanoğlunun avucunun içinde diye. Bizler krizin önüne geçemez miyiz?

Engel olamaz mıyız bir felaketin oluşumuna. Önlem ve farkındalık anahtar iki kelimemiz.

Ormanlarımız yok oldu, ağaçlandırma ve orman alanların genişletelim, bırakalım dev binaları enerji verimliliğimizi arttıralım. Tasarruf edelim. Tarım da aşırı gübre ilaçlandırma yapmayalım, İklim, çevre ve enerji koşullarına göre yeni vergiler, teşvikler, yaptırımlar ve engeller yani yeni yasal düzenlemeler getirelim. Son iki yıldır Covid-19 küresel salgını tüm dünyayı sarstı. Şimdi ülkemizde yaşadığımız asrın felaketi ekonomik, sosyal ve sayamadığımız birçok alanda etkisi altına aldı. Krize dur diyelim olacak diğer felaketlerin önüne geçelim.

 




ARŞİV YAZILAR