Mersin’in eski kent yaşamı hakkında bilgiler sunan Akıncı Er, sözlü tarih çalışmasının çok faydalı olduğunu ifade ederek, “Ben çok büyük zevk duydum. Çünkü geçmişi olmayan bir milletin geleceği olmaz. Geçmişe değer vermek lazım. Geçmişin bilgilerinden, tecrübelerinden istifade etmek lazım” dedi.
AKINCI ER: “MERSİN’İ ÇOK SEVİYORUM”
1930 doğumlu emekli öğretmen Meral Akıncı Er, uzun süre Tarsus’ta öğretmenlik yaptıktan sonra Mersin’e geldiğini belirtti. Er, “Mersin’i çok seviyorum. Her yerden daha iyi, daha güzel olmasını istiyorum. Benim istediğim insanların biraz kadirşinas olmasıdır. Yaşlılara, görmüş geçirmiş olan kişilere, onların bilgilerine biraz daha önem verilmesini isterim. Onların deneyimlerinden, bilgilerinden istifade edilerek genç bilgilerle birleşerek daha güzel şeylerin ortaya çıkacağına inanıyorum” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL TİYATRO ESERLERİ MERSİN’DE OYNANIRDI”
Hatıraları anlatırken “Mersin çok güzeldi” betimlemesinde bulunan ve eski Mersin’i anlatan Akıncı Er, şunları söyledi: “Akkahve vardı ve orada çok güzel bir parkımız vardı. Türkiye’nin en güzel tiyatro eserleri Mersin’de oynanırdı. Mersin halkı çok bilgili insanlardı. Gelen sanatkâra gerekli değeri verirlerdi. Sokakta saat kaç olursa olsun rahatlıkla yürüyebilirdi genç kızlar. Hanımlar, yabancı hanımlar bisikletleri ile alışveriş yaparlardı. Hatta biz bisikletle gidiş-geliş yapardık. Denize 84 evlerden girerdik. Önümüzdeki o binalar, o yollar yoktu. Plaj vardı. Orada çocuklarımızı rahatlıkla denize sokabiliyorduk. Başka yere denize gitmeye gerek yoktu. Mersin halkı da deniz için uzak yerlere gitmezdi. Çünkü Mersin kafi miktarda temiz plajlara sahipti"
“MERSİN’DE YAŞAMAK GÜZELDİ”
Eskiden Mersin’de pazar günleri çocukları etkinliklerin yapıldığı Tüccar Kulübü’ne götürdüklerini söyleyen Akıncı Er, “Büyükler oraya yemek yemeye giderdi. Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri hiçbir zaman eksik olmazdı. Özel kıyafetler dikilirdi. Tuvaletler dikilirdi. Çok güzel kutlanırdı. Çok disiplinli bir yerdi. Mersin hakikaten çok güzel günlere şahit olmuş bir şehirdir. Mersin’de yaşamak güzeldi” dedi.
“MERSİN MİS GİBİ LİMON KOLONYASI KOKARDI”
Mersin’in eski doğallığını kaybettiğini de sözlerine ekleyen Akıncı Er, “Benim gençlere söyleyeceğim şu; betonlaşmadan ziyade biraz doğallaşmaya önem vermeleri. Bahçeler, çiçekler, ağaçlar bütün hayattır. Ağaçlar kesildi. Mersin’deki o güzel mis kokular, kolonya kokuları, balkona çıkardık mis gibi limon kolonyası kokardı. Çiçekler açardı, içimiz açılırdı. Şimdi balkona çıkıyoruz, sadece binaların damlarının üzerindeki güneş enerjilerini görüyoruz. Benim pencereden bakınca gördüğüm şey bu” diye konuştu.
“GEÇMİŞİN BİLGİLERİNDEN, TECRÜBELERİNDEN İSTİFADE ETMEK LAZIM”
Akıncı Er, Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü sözlü tarih çalışmasını da değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: “Bu çok güzel bir çalışma olmuş. Ben çok büyük zevk duydum. Çünkü geçmişi olmayan bir milletin geleceği olmaz. Geçmişe değer vermek lazım. Geçmişin bilgilerinden, tecrübelerinden istifade etmek lazım. Benim son olarak tavsiye edeceğim şunlar; betonlaşmadan uzaklaşmak, bir de daha kadirşinas olmak. Vatanı için faydalı işler yapmış olan, canını dişine takmış olan, şimdi veya sonrası için kişilerin azıcık daha kadrini bilmek, onlara biraz daha hürmet göstermek. Ben bunu isterim, bunu dilerim.”
“KENTLERİ YAŞATAN DEĞERLERİDİR”
Mersin’in eski hatıralarını yaşatmak için bu çalışmayı başlattıklarını söyleyen Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Aygül Sun, “Mersin’e hayat veren, bir ömrü Mersin’in sıcak yazında, kışında yani ömrüyle Mersin’e eşlik eden değerlerimizin engin bilgi ve tecrübelerini söze dökerek ölümsüzleştiriyoruz. Çok iyi biliyoruz ki kentleri yaşatan değerleridir. Bu bilinçle başlattığımız çalışma kapsamında Meral Hanım’ın misafiri olduk. Kendisi Mersinimizin değerli hafızalarındandır. Bize Mersin kent hayatından bilgiler verdi” dedi. (Haber Merkezi)