Sayıştay raporunda yer alan denetiminde görüşüldüğü mecliste, Büyükşehir Belediyesi’nde mali disiplini sağladıklarını işaret eden Seçer, “Sayıştay raporlarına giren tablo Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin mali disiplinde hangi noktada olduğunu gösteren bir belgedir. Bu raporda 2014-2019 yılı gelir-gider tablosu tarafınıza gönderilen raporların son bölümünde yer almakta. Burada 2014 yılında gelirin gidere oranı 0,18 iken, yani bütçe dengesi gelir yönünde ağır basarken, gelir-gider konusunda bütçe açık vermezken, 2015 yılında toplam gider 942 milyon iken, bütçe geliri 801 milyon ile -141 milyon bütçe açığı görülmektedir. 2019 yılı 1 Nisan’ından önceki yıla tekabül eden gelir gider dengesinde bu oran rekor seviyeye, 532 milyon liraya kadar ulaşmıştır. Ancak 2019’la beraber bu yılların en dengeli mali disiplini, gelir-gider tablosu 2019 yılında karşımıza çıkmaktadır. Sadece -68 milyon 949 bin lira bütçe açığıyla mali disiplin önemli oranda sağlanmıştır” diye konuştu.
Büyükşehir Meclisi’nde Tarsus İlçesi Atalar Mahallesi 194 Ada 1 parselin Yenice'ye ve çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna göre ibadethane olarak işaretlenmesine ilişkin madde görüşüldü. Konuyla ilgili bazı meclis üyeleri arasında etnik ve mezhepsel ayrımcılık yapıldığına dair tartışmalar yaşandı. Mecliste ilk olarak söz alan HDP meclis üyesi Ali Tanrıverdi, “Eğer bu ülkede inanç özgürlüğü varsa, herkesin inancına saygı duyulması gerekiyor” dedi.
“DENETİM KOMİSYONU ÜYELERİ SEÇİLDİ”
Büyükşehir Belediyesinin yeni yılda yaptığı ilk meclis toplantında Denetim Komisyonu’na üye seçimi yapıldı. Gizli oylamayla yapılan seçimlerde, CHP grubu adayları Abdurrahman Yıldız 36 oy, Muhittin Ertaş 36 oy, AKP grubu adayı Zafer Şahin Özturan 46 oy, MHP grubu adayları Rahmi İlik 46 oy ve Ahmet Durak 45 oy alarak Denetim Komisyonu üyeliğine seçildi.
TANRIVERDİ: “HERKESİN İNANCINA SAYGI DUYULMALI”
Türkiye’de yaşayan Alevilerin inançları konusunda altyapının hazırlanması gerektiğine ve bunda çekimser davranılmaması gerektiğine vurgu yapan Tanrıverdi, “14. itiraz maddesiyle ilgili olarak şunu belirteyim. CHP grubunun itiraz gerekçelerine katıldığımı ifade etmek istiyorum. İnsanlar inancını yaşamak istiyor. Eğer bu ülkede inanç özgürlüğü varsa, herkesin inancına saygı duyulması gerekiyor. İnancını yaşamak istiyorsa insanlar,yönetimimizin, kurumlarımızın, iktidarımızın görevi bu yaşanılmak istenilen inancın alt yapısını oluşturmaktır. Bu bir görevdir. Bu bir sorumluluktur aynı zamanda. Almanya’da, Avustralya’da gibi ülkelerde Alevi Birlikleri Federasyonu, kamu kurumu statüsünü almış. Ancak bu ülkede milyonlarca yaşayan alevinin inançlarının alt yapısını oluşturmak için çekimser davranıyoruz. Ama bu olmamalıdır. Yasalar gerekçe gösteriliyor. Ama Avrupa ülkeleri nasıl bunların alt yapısını oluşturuyorlar bizim de bu konuda çaba göstermemiz gerekiyor. ‘Ankara önümüzü açsın biz ona göre onaylarız’ diye bir düşünce var ama bu mantığı bırakmalıyız. Her şeyi Ankara’dan beklemek yerel yönetim anlayışıyla aslında halk arasında yerel yönetimle ters düşmektedir. Halkın içinde yaşıyorsak halkın da bu konuda talebi varsa bu talebi yerine getirmek için bir çabamızın olması gerekiyor. Kaldı ki, bu pratiğe baktığımız zaman binlerce Cemevi şu anda faaliyetini yürütüyor. Diğer kimlikler için de böyledir aleviler için kürtler için. ‘Siz varsınız, kardeşimizsiniz ama aslında yoksunuz’ diyorlar. Varsa vardır bunlar, varsa bu bir gerçekliktir. Ve bu gerçekliği gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Yenice Cemevi zaten faaliyettedir. Bunu yerel yönetimlerimiz de desteklemektedir. MHP’li meclis üyesi arkadaşlarımız şunu diyorlardı, ‘Silifke’de, Toroslar’da destek sunuyoruz’, ne güzel ama neye dayanarak destek sunuyorsunuz. Bunun alt yapısının, dayanağını olması lazım. Halktan talep varsa bu talebin yerine getirilmesi gerekilir diye düşünüyorum. Yenice Cemevi Başkanı’nın itirazının kabul edilmesi ve buranın kaldı ki Cemevi olarak da geçmiyor zaten ibadethane olarak işaretlenmesi gerekiyor. Bu konudaki düşüncelerim bunlar” dedi.
TOPKARA:“MESAJ VERENLERE FIRSAT VERİYORSUNUZ”
HDP grup meclis üyesi Ali Tanrıverdi’nin konuşmasına tepki gösteren MHP grubu meclis üyesi Mehmet Topkara, “Konuşmasında ayrımcılık yaptı Tanrıverdi. Alevi ve Kürt vatandaşları yok sayıyorsunuz. Başkanımız olarak uyarmanız lazım sayın Seçer. Mersin barış şehri huzur şehri. Mesaj verenlere fırsat veriyorsunuz”diye konuştu.
SEÇER: “BU ÜLKEDE AYRIMCILIĞI REDDEDİYORUZ”
Mehmet Topkara’nın bu sözleri üzerine sert tepki gösteren Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, Mersin’in bir kardeşlik ve barış kenti olduğunu söyleyerek, “Bu konudaki hassasiyetimi tartıya koyamazsın sayın Topkara. Samimiyetimi ve hassasiyetimi tartacak tartar yok sizin elinizde. Hiç siyaset yapmayın. Bu tarz siyaset sana yakışmıyor. Kim burada ayrımcılık yapabilir kim buna izin verebilir. Kamuoyuna mesaj vereceğim diye burada kendini yorma. Ben kimseye fırsat vermiyorum. Bu ülkeyi benden fazla sevmiyorsun Topkara. Bu ülkenin milliyetçisiyiz biz. Lütfen böyle ucuz politikalar yapmayın. Bu ülkede ayrımcılığı reddediyoruz. Hepimiz kardeşiz, burası barış kenti, kardeşlik kenti. Bin defa söylüyorum. Kim kimi ayırabilir? Kim kimi ötekileştirebilir? Buna müsaade etmiyoruz. Siyaset yapma adına ortamı germeyin. Yenice Tarsus ilçesi, Yenice Atalar Mahallesi, 194 Ada/1 parselde birçok itiraz var. Burada evvela bu maddenin hürriyetini söyleyeyim, burada Yenice ve çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna gelen itirazlar var. Bu konu haricinde hepsi komisyonda oy birliğiyle hepsi rapora bağlanmış burada sorun yok. Sorun sadece bu konuyla ilgili. Bu konuya ben az önce yaptığım gibi iki oylama yapacağım” dedi.
TAT: “CEMEVLERİ TBMM’NİN KONUSU”
MHP grup meclis üyesi Mehmet Topkara’nın sözlerine ilişkin, mecliste söz alan MHP grup meclis üyesi Mahmut Tat, Cemevlerinin ibadet yeri olarak konuşulmasının hassas bir konu olduğunu ve belediye olarak alınacak bir kararın olmadığına değinerek, “Topkara bahsettiği konuda haklı. Ben bu komisyonun komisyon başkanıyım. Bir şerhle ilgili arkadaşlarımız konuşma hakkını kullanınca benimde neden buraya neden bu şekilde oy kullandığımızı ifade etmem lazım. Bu konu bizim belediye olarak karara alacağımız bir konu değil dedim. Bu konunun yeri burası da değil dedim. Böyle hassas bir konunun buraya getirilip bu konu böyle mi olacak şöyle mi olacak diye ikileme sokulmanın da alemi yok. Ali Bey az önce konuştu. Yalnız konuşmasında heyecan kapılarak öyle cümleler sarf etti ki sanki yerel noktada yaşayan insanları merkeze karşı kışkırtma gibi bir ifade kullandı. Cemevlerimizin ibadethane olması, ibadethane mi değil mi olarak ikileme sokulmasının yeri yerel yönetimler değil. Bu konu TBMM’nin konusu. Şu anda ibadethane ifadesinin içine giren dünyaca kabul edilmiş binler vardır. Bu binleri temsilen bu konu ifade edilir. Şimdi burada Cemevleirnin planlarda sosyal ve kültürel merkezler olarak planlaması bugüne kadar yapılıyor. Şu anda emsal yok dedik, İzmir dediler. Olabilir İzmir olabilir. Ama İzmir bize emsal değil. Bu konuda emsal olarak kabul edilen yer TBMM’dir. TBMM, der ki Cemevleri ibadethanedir ona göre devletin tüm ibadethanelere, camilere tanıdığı tüm hakları verir. Böylece Cemevleri ibadethane olarak geçer” diye konuştu.
ÖZYİĞİT: “HERKES BİRBİRİNİN ÖZELİNE SAYGI DUYMALI”
MHP grup meclis üyesi Mahmut Tat’ın konuşmasında sonra söz alan Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, herkesin inancına saygı duyulması gerektiğine vurgu yaparak, “Kimse kimsenin neye inanıp neye inanmayacağını, ibadetini nerede yapıp nerde yapmayacağını karar veremez. Şimdi eğer birisi oraya ibadethane olarak görüyorsa ibadet ediyorsa, buna bizim üzerimize laf söylemek değil gereğini yapmamız düşer. Şöyle düşünün diyelim Bulgaristan’a gittik, camiyi ibadethane saymadı. O saymadı diye orası benim için ibadethanem değil mi? Laiktir diye buna diyoruz. Herkes birbirinin özeline saygı duyacak. Sayı duymak zorunda. Kategorize ediyoruz, sen oraya ibadethane diyemezsin çünkü ben kabul etmiyorum demek doğru değildir. Bunun Türkiye Cumhuriyet, temelden yerelden başlayarak, yerel inisiyatif bunu söylüyor. İnsanlar orada cenazesini kaldırıyor, ibadetini yapıyor. Ben gidiyorum görüyorum. Dolayısıyla ben buranın inanç alanı olmasından hiçbir şüphem yok. En iyi burada ben bu mesajı verebilirim yasa yapıcılara. Burada hep beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla ibadet alanı olarak işaretlenmesini doğru buluyorum” şeklinde konuştu.
GÜLTAK: “GELİN HEP BERABER ÜZÜM YİYELİM”
Akdeniz Belediye Başkanı Gültak ise, belediye başkanlarına alevi vatandaşların eksiklikleri noktasında birlikte hareket etmeye çağırarak, “TBMM’de üyelik yaptınız. Biz de yaptık. Yasaları TBMM yapar. Bu yasalar doğrultusunda yerel yönetimler ve diğer kurumlar işleyiş halinde olurlar. Dolayısıyla TBMM’nin üstünde bir makam değiliz. Onun çıkarttığı kanunlara tabiyiz. Amacımız eğer üzüm yemekse Yenişehir’de bulunan Cemevinin son katında bulunan ciddi maddi sıkıntıları var. Ben buradan tüm belediye başkanlarımıza rica ediyorum. Hala ibadethanelerinde sıkıntı var. Yapamıyorlar. Dolayısıyla bu konuda bir an önce yardımcı olalım. Abdullah (Özyiğit) Bey’in yardım ettiğini biliyorum. Ben de ediyorum. İkimizi kastetmiyorum Abdullah Başkan. Dolayısıyla eğer Alevi kardeşlerimizin rahat ibadet etmesini istiyorsak iki başkan yapıyor bir şekilde. Toroslar ‘da aynı şekilde Cemevinin eksikleri var. İbadet noktasında sıkıntı çekiyorlar. Aynı şekilde Anadolu Hacıbektaş Vakfı’nın ekonomik sıkıntıları var. Ben buradan sizlerin huzurunda tüm belediye başkanlarımıza sesleniyorum. Biz Akdeniz Belediyesi olarak gücümüzün yettiği kadar buralara dokunduk. Bu rakamlar kayıt dışı olduğu için söylenilmez. Fakat eğer amacımız Alevi kardeşlerimizin konforu rahatlıkla ibadet etmeleri, ibadetlerinde bir eksiklik olmamasıysa gelin bugün o zaman hep beraber üzüm yiyelim. İlçelerimizdeki Cemevlerinin bakım ve diğer onarımlarını buradaki başkanlar ve meclis olarak üstlenelim diyorum” ifadelerine yer verdi.
SEÇER: “AKDENİZ BELEDİYESİ CEMEVLERİNE NE KADAR YARDIMCI OLDU”
Gültak’ın Alevi vatandaşların sıkıntıları üzerine meclisi beraber hareket etmeye çağırdığı sözleri üzerine Seçer, “İsim vermedim ama belediye başkanları yardımcı olsun gibi bana gör ekendi görev sahası dışında da bir şey söylemiş oldu ama yine de ben iyi niyeti bir yaklaşım olarak görüyorum. Kendisi örneğin Mezitli cemevine ya da Yenişehir, Toroslar Cemevi’ne ne kadar verdi açıklasın. Gülerek değil açıklayarak cevap verin. Ben şimdi rakamlarla vereceğim. Siz dediniz ki yardım yapmıyorsunuz maddi sıkıntılar yaşanıyor. Daha önce mecliste olan arkadaşlarımız bilir birer milyon lira yardım kararı almış meclis. Ve biz yönetime geldiğimizde şu an da rakamları istetmedim ama rakamları biliyorum. Örneğin Toroslar Cemevi, bizden 8 yüz bin para aldı, 2 yüz bini bitti. Şu anda 1 milyon lirası ödenmiş, ya da küçük cüzi bir miktarı kalmış. Yenişehir Cemevi, yöneticisi de burada hatta. 1 milyon lira almış, bizim dönemimizde yaklaşık yüzde 50’si duruyordu. 5 yüz bin TL olan kısmını ödedik. Yine aynı şekilde Mezitli Cemevi, yüzde 50’sinden fazlası duruyordu bunları da ödedik. Ama Akdeniz Belediyesi saydığı tavsiyede bulunduğu nasihatte bulunduğu Cemevlerine merak ediyorum ne kadar yardımcı olmuş. Onu da söylemesini kendisinden talep ediyorum” şeklinde cevap verdi.
EMİRE: “BURADA YÜZYILLARDIR HAKSIZLIĞA UĞRAYAN ALEVİLERİ KONUŞUYORUZ”
Tarsus’ta bulunan arazinin ibadethane olarak işaretlenmesi üzerine tartışmaların yaşandığı mecliste son sözü CHP grup meclis üyesi Özgür Emire aldı. Emire, Cemevlerinin özellikle seçim dönemlerinde bir saat olarak kullanıldığını savunarak, “Biz bugün burada 20 milyon Alevinin yaşadığı ülkemizde Alevilik bir inanç mı, inanç değil mi, inançsa ne kadar inanç, inanç değilse ne kadar inanç değil, bunu tartışmıyoruz. Biz bugün burada yüzyıllardır bu topraklarda yaşayıp haksızlıklara uğrayan, yine de incinsen de incitme diyen, Alevilerin önemli bir sorununu konuşuyoruz. Yenice imar planlarına bir Alevi canımız itiraz ederek, inançsal hizmetini yaptığı Cemevinin ibadet yeri olarak planlarda işaretlenmesini bizlerden talep etmiştir. Değerli meclis üyelerimiz hatırlarsanız Ak Parti iktidara ilk geldiği günlerde Avrupa Birliği birçok uyum paketi çıkarmıştır. 6. uyum paketini 2003 yılında 4928 sayılı karar ile çıkarmıştır. Bu karar, planlarda yer alan cami ibaresinin düzenlenerek, ibadet yeri olarak işaretlenmesiydi. Doğru bir karardır. Bu karar destek gördü. Böylelikle cami dışında ibadet alanlarının imar planlarında işaretlenmesinin önü açıldı. Cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması her seçim öncesi sıkça duyduğumuz seçim vaatlerinden biridir. Sonuç alamayan canlarımız bu konuyu yargıya taşımıştır. 2016 yılında AİHM Büyük Dairesi konuyu inceleyerek Cemevinin ibadethane olmasına karar vermiştir. Laik devlete, din ve inançlar bakımından tarafsız durumda kalan devlete düşen bunu kabullenmektir ve tartıştırmamaktır. ’2009 ve 2010 yılları arasında Alevi çalıştayları yapıldı. AİHM buradan hareket ile bu konunun devletin tartışacağı konu olmadığını, cem ibadettir, Cemevleri ibadethanedir, bütün inançlar eşit haklara sahiptir demiştir. Bunu destekleyecek kararları, 2017 yılında Danıştay ve 2018 Yargıtay AİHM atıfta bulunarak vermiştir. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan ve nüfus bakımında ülkenin en kalabalık ikinci inancı olan topluluğa, yanı bizlere sizinki inanç değil, yaptığınız ibadet değil, ibadet yaptığınız yerde ibadethane değil denemez, denilmemelidir.’’ diye konuşmasını tamamladı” diyerek konuşmasını sonlandırdı.Büyükşehir Belediye Meclisinde tartışma konusu olan madde 30red, 32 kabul oyu alarak, oy çokluğuyla kabul edildi. Söz konusu yer 194 Ada 1 parsel ibadet alanı olarak işaretlenmiş oldu.