Karadayı: “Doğamızdan vazgeçmeyelim”

Karadayı: “Doğamızdan vazgeçmeyelim” cukurovagazetesi.com

Mersin Silifke Caddesi üzerinde yarım asırdır aktarlık yapan Mahmut Karadayı, aktarlık mesleğini, doğal ürünlerin faydalarını ve İlkbahar aylarına geçilmeye başlanan bu günlerde dikkat edilmesi gereken hususları anlattı. Karadayı, “İlkbahar ayındayız ve bu dönem insanların en zayıf dönemidir. Doğamızdan hiçbir zaman vazgeçmeyelim. Doğadan geldik doğaya gideceğiz ve doğayla beslenmeliyiz” dedi.


Haber – Barış Köksal

Aktar mesleği, oldukça eski bir geçmişi bulunan bu meslek alanıdır. Çeşitli hastalıkların tedavisinde insanların uğradıkları ilk yer olma özelliğini taşımaktadır. Kendilerini modern tıbbın yanında alternatif tıp olarak da gören aktarlar, içerisinde farklı doğal bitkisel ürünlerin bulunduğu ve insanların eskiden olduğu gibi, hala rağbet ettiği yer olmaya devam ediyor. Özellikle Covid-19 salgınıyla beraber en çok rağbet edilen ve değeri daha da artan aktarlar, grip, soğuk algınlığı, astım, koah gibi solunum yolu rahatsızlıkları yaşayan vatandaşların kapısını ilk çaldıları yer oldular. Ancak aktarlığın istismarı da son zamanlarda kendini gösteren hususlardan biri durumunda, çok sayıda baharat dükkanının açılması, merdivenaltı ürünlerin piyasaya sürülmesi bu mesleğin güvenirliğini de bazen test eden nedenler olmaktadır. Mahmut Karadayı, aktarlıkta güvenin önemli olduğuna ve özellikle doğal ürünleri tüketmenin her dönemfaydalı olduğuna işaret ediyor. Uzun yıllardır aktarlık mesleğini yapan Mahmut Karadayı, bitkisel ürünlerin birçok hastalığın tedavisinde işe yaradığı, bu sebeple modern tıbbın da bundan faydalandığını dikkat çekerek, “Yaptığımız iş 45 yıllık bir meslekten geliyor. Doğruluk ve dürüstlükten kimseyi kandırmadan, vatandaşlarımıza alternatif tıp konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. Bizler doktor veya eczacı değiliz bizler otacı sayılırız. Yaptığım iş bitkisel doğal ürünler üzerine ve insanları yardımcı olmak üzerine bu konuda da yardımcı olabiliyorsak ne mutlu bizlere. Farmakologların aciz kaldığı yerde devreye bitkiler girer. Bunların yan etki göstermediği gibi bir bitkinin de birkaç noktaya faydası var. Tıbbi ilaçlar bir yere fayda sağlamazken, vücutta farklı yerleri bozabiliyor. İnsanlar çareyi doğada arıyor, bu kadar ilaç firmaları nasıl bir hizmet veriyor bazen anlamak zor geliyor. Bir antibiyotiğin insan sağlığına ne kadar zarar verdiği ortada, hatta boyutları bile küçültüldü. İnsanlar eczaneden bulamadığı, tıpta bulmadıkları zaman bizlere geliyor. Bronşit, astım, prostat gibi hastalıkların çözümü konusunda doğal şifalı bitkiler büyük önem arz ediyor. Tıp bilimine karşı değiliz, tıbbın görevi teşhis tanı ve cerrahlık tabiki ancak ilaç konusuna gelince daha farklı yaklaşmak gerekiyor. Herkes nasıl ilaçlar aldıklarını ve kullandıklarından habersiz. Bugün ellerinde çanta ile Avrupa’dan Amerika’dan bazı profesörler Hindistan’da otacıların peşinde doğal bitkilerin bulunması konusunda araştırmalar yapıyor” ifadelerini kullandı.

“KORONAVİRÜS SİZİ DEĞİL, SİZ ONU YENİN!”

Bağışıklık sisteminin özellikle pandemi döneminde ne kadar önemli olduğuna işaret eden ve bunun da çözümünün sağlıklı beslenmeden geldiğini ifade eden Karadayı, “Her zaman bunu ifade ediyorum ‘Bağışıklık sisteminizin güçlü olmasına dikkat edin, korona sizi değil sizler coronayı yenin.’ Bağışıklık sistemi zayıf ve sigara kullananan birinin corona olma ihtimali de zayıf olur. Temizliğimize, hijyene dikkat etmeliyiz. Bol protein ile beslenmeliyiz, düzenli beslenme de bu süreçte çok önemli. Vücudumuzun güçlü olması için protein önemlidir. Pandeminin hayatımızında içinde olduğu şu bir yıllık süre içerisinde bunların ne kadar önemli olduğunu sadece biz aktarlar değil, doktorlar ve konunun uzmanları da her fırsatta dile getiriyor. Bağışıklık sisteminin güçlü olması için dengeli ve düzenli beslenmenin önemine dikkat çektiler” dedi.

“İLKBAHAR AYI EN ZAYIF DÖNEMİMİZ, DİKKATLİ OLALIM”

İnsan sağlığı adına herşeyin doğada var olduğunu savunan Karadayı, özelikle ilkbahar aylarında hastalıklara karşı dikkat edilmesine karşı uyarıyor. Karadayı, “İlkbahar ayındayız ve bu dönem insanların en zayıf dönemidir. Bu ayda vatandaşlarımız kendilerine ve sağlığına dikkat etmelidir. Canlılar bahar aylarında güneşe çıkarlar çünkü doğru beslemedikleri gibi sıcaktan da yoksun kalmışlardır. Bu dönem canlıların en zayıf dönemidir, takviye edici gıdaları ilaçlardan haplardan değil, balık yağı yerine balığın kendisini tüketmek doğrudur. Et suyu yerine etin kendisini tüketmek en doğrusudur. Paça çok sağlıklıdır bunlar doğal ürünlerdir. Doğamızda sayısız bitkiler mevcut bunlar en büyük takviye edici ilaçtır. Nasıl ki sonbahar ayları farklı bir hava ile karşı karşıya kalıyorsak ve bu vücudumuzda farklı bir tepki yaratıyorsa, kış ayları en çok soğuk aldığımız aylardan biri ve grip oluyorsak, İlkbahar ayı da en zayıf olduğumuz mevsimlerden biridir. Grip olduğumuzda ya da soğuk aldığımızda ilk başvuracağımız şeyler eczanedeki ilaçlar olmamalı, bu çok yanlıştır.Hasta olmadan önce doğal bitkisel ürünleri kullanmak çok önemlidir. Sağlığımıza iyi gelecek herşeyin özü doğada var. Eczane sürekli uğradığımız bir yer olmamalı bunun için de bağışıklığımızı güçlendirmek adına sağlıklı beslenmek bizim en dikkat edeceğimiz husus olmalıdır” diye konuştu.

“BU AYLARDA EN ÇOK PEKMEZ ÜRÜNLERİNİ TÜKETMELİYİZ”

Solunum hastalıkların için özellikle pekmez grubunda yer alan bitkisel ürünleri tüketmenin faydalı olacağını ifade eden Karadayı, tüketilecek gıdaların da bu dönemde önemli olduğuna değinerek, “Covid-19 salgının hala devam ettiğini unutmamalıyız ve bu dönemde hasta olma olasılığımızı da göz önünde bulundurursak insanlar özellikle şu günlerde pekmez grubunu tüketmeli, bahar aylarında hava sıcaklıkları değişiklik gösterir bu yüzden dengeli beslenmek gerekir. Andız pekmezi, keçiboynuzu pekmezi gibi, pekmez grubunu bu aylarda tüketmeliyiz. Bunun dışında zerdeçal, polen, arısütü, bal, zencefil, tarçın gibi bitkisel gıdalar özellikle akciğer sağlığımız için çok faydalıdır. Yine ebegümeci, hatmi çiçeği, ıhlamur, zencefil bunları tüketmek sağlığımıza iyi gelir. Solunum rahatsızlığına bunlar çok faydalı olur. Bu doğal ürünleri kullanmak tek başına yeterli olmuyor, örneğin fast food gibi gıdaları da fazlaca tüketmemek gerekir. Herşey doğada mevcut, bu şekilde daha sağlıklı yaşarız. Şifalı bitkilerin kullanılma şekli de ne kadar faydalı olduğu üzerine değişiklik gösteriyor. Zencefil veya ıhlamurun ot haliyle suda kaynatılıp içilmesi ile bitkinin öğütülerek direkt tüketilmesi arasında büyük bir fark vardır.  Otların dövülerek tüketilmesi, kaynaltılarak alınmasından önemlidir. Toz olarak alınan bitkisel ürünler vücudumuzda daha fazla dolaşır bu da daha fazla şifa kaynağı demek. Ancak kaynatıldığında besin değeri çabuk ölür bitkilerin. Yediğimiz bir gıdanın vücuttan atılma süresi daha yavaş olur, beynimizin ardından bağırsaklarımız en önemli organımızdır ve bunun için sindirim adına bu saydığımız bitkilerin tüketilmesi çok önemlidir. Bilinçli tüketici olmamız gerekiyor ve ne yediğimizi bilmemiz gerekir. Vatandaşlarımıza her zaman tavsiyemdir; doğadan hiçbir zaman vazgeçmeyin, doğadan geldik doğaya gideceğiz ve doğayla beslenmeliyiz. Doğa ne derse doğru der, insanlar doğaya yanlış yapmadığı sürece doğa da insanlara nankörlük etmez”  ifadelerini kullandı.

“PANDEMİDE TARÇININ TOPTAN FİYATI 28 LİRADAN 75 LİRAYA ÇIKTI”

İthal edilen doğal bitkisel ürünlerin pandemi sürecinde ciddi anlamda fiyat artışı yaşadığının altını çizen Karadayı, “Bizleri yurtdışından ve yurtiçinde arıyorlar. Doğal bitkilere doğal gıdalara olan ilgi pandemi sürecinde daha da arttı. Dürüst olmak gerekiyor, hepimiz insanız buna göre düşünmek gerekiyor. Pandemi sürecinde kur artışına bağlı olarak ithal ettiğimiz bitkisel ürünlerin fiyatları da arttı. Örneğin; daha önce tarçın kilosunu 28 liradan alırken şimdi ise toptan fiyatıyla 75 liradan alıyoruz. Yeşil çayı 100 liradan alırken şimdi 120 liraya kadar çıktı. Zerdeçal, zencefil yine fiyatları artan bitkiler oldu. Kebabey; hemoroid ve ağız içi yaralara iyi geliyor fiyatı oldukça arttı bu dönemde. Kına kına şimdiki kilo fiyatı 500 lira oldu ancak normalde kilosunu 150 liradan alıyorduk. Bu saydığımız ürünler ithal ediliyor Türkiye’de üretilmiyor ve tropikal özelliğe sahipler. Seylan, Hindistan gibi bölgelerden gelen birçok ürün pahalıya mal oluyor. Pandemi nedeniyle bu ürünlerin fiyatlar bu kadar arttı” diye konuştu.

“AKTARLIKTA GÜVEN ÇOK ÖNEMLİDİR”

Covid-19 salgının hala devam ettiğini bu yüzden tedbiri elden bırakmamak gerektiğini kaydeden Mahmut Karadayı, “Aktarlar insanlar tarafından tavsiye ile var olurlar. Güven bu işte çok önemlidir. Bizleri birçok ülkeden arayıp yardım isteyenler var. Örneğin gün içinde sedef rahatsızlığı, astım ve uyuz rahatsızlıkları için gelen vatandaşlarımız bizlerden yardım istediler, ben de gerekli ölçüde fayda sağlayacak bitkisel ürünlerle onların sağlıklarına kavuşması için yardımcı olmaya çalışıyorum. Maalesef bugün televizyon kanallarında da bitkisel ürünler üzerine birçok reklamlar yapılıyor ve bunlar sadece insanları kandırmaya yönelik. Bazı sanatçılarımız da bu güvenilir olduğunu ifade ederek bu televizyonlarda yer alıyorlar. Bu çok yanlıştır, her köşe başında aktar olarak açılan yerler var ve bunun sorgulanması gerekiyor. Reklama gerek olduğunu düşünmüyorum, insanlar bu konuda bizlerden yardım istesinler. Tedbiri elden bırakmayalım, bağışıklık sistemimize dikkat edelim” şeklinde konuştu.