Göktekin: “Doğal afetler konusunda bilinçsiziz”

Göktekin: “Doğal afetler konusunda bilinçsiziz” cukurovagazetesi.com

Deprem öncesi ve sonrasında daha büyük acıların yaşanmaması için canla başla savaşan kahramanlarımız var. Bunların başında AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) ve AKUT (Arama Kurtarma Derneği) geliyor. AKUT Mersin Takım Lideri Doğan Göktekin, “Birçok araştırmaya imza atmış AKUT, yaptığı anket neticesinde Türkiye’de yaşayan toplumun yüzde 50’ye yakınının afetler konusunda çok da bilinçli olmadığını gösteriyor” dedi.


Haber – Uğur Özgür

Günlerce, hatta haftalarca afet yaşanan bölgelerde can kurtarma görevi gören AFAD çalışanları hem hayat kurtarıyor hem de gittikleri yerlerde afetlere karşı halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. AFAD’ın durağı bu kez Mezitli oldu. Mezitli Belediyesi ve Mezitli Kent Konseyi tarafından organize edilen, Afet Farkındalık Eğitimi ve Deprem Simülasyon Tırı uygulaması Mezitli Belediyesi otoparkında gerçekleştirildi. AFAD ve AKUT’un (Arama Kurtarma Derneği) ortaklaşa düzenlediği eğitime çok sayıda vatandaş da katıldı. Burada konuşan Mersin AFAD teknisyeni Adnan Altunbigi, “İnsanların ne kadar bilgilendirsek bilgilendirelim sağlam binalarda oturmalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.

ALTUNBİGİ: “İNSANLARI BİLİNÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Deprem öncesi ve sonrasında neler yapılması gerektiğinin sırasıyla ifade eden Mersin AFAD Teknisyeni Adnan Altunbigi, “Bu tır Ankara’dan geldi. Ülkemizin yüzde 90’ı deprem kuşağında olduğu için bir farkındalık yaratmak için böyle bir tır var. Japonya’dan sonra en aktif fay hatları bizim ülkemizde. Bundan dolayı insanlarımıza depremden önce ve sonrasında paniklemeden ne yapmaları gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Bir de simülasyon tırı olarak deprem hissi veriyoruz. Bu şekilde bir bilinçlendirme yapmaya çalışıyoruz, amacımız bu. Deprem öncesinde eşyaların sabitlenmesi, afet çantası gibi konulardan bahsediyoruz. Afet çantası binayı terk ederken yanımıza alacağımız bir çanta. Arabanızda da bulunabilir. İçerisinde bozulması uzun süren konserve, bisküvi, su, kronik rahatsızlık varsa onların ilaçları ve temel ihtiyaçlardan ne varsa o bulunabilir. Deprem anında ise bir hayat üçgeni oluşturabilecek eşyaların yanına çöküp, cenin pozisyonunda kalmalıyız. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve buzdolabının yanları. Deprem anı geçtikten sonra eğer binamız yıkılmadıysa balkona çıkmıyoruz. Balkondan atlamaya çalışmıyoruz. Merdivenlerden inerken dikkatli olmamız gerekiyor çünkü merdivenlerin taşıyıcılığı yok. Asansör kesinlikle kullanılmamalı. Elektrik kesilebilir veya halatlar kopabilir. Elektrik şarteli, doğalgaz vanası veya su borusu da kapatılmalı ve binadan çıkıp açık bir alana geçilmeli. Zaten geçen yıl yaşanan Elazığ ve Van depreminde, İzmir depreminde devlet anında müdahale ediyor.  İnsanlar ister istemez panikliyor. Mal canın yongası. Bir bina yıkılıyor, yanındaki diğer binalara ağır hasar veriyor. Eski binalar özellikle bina yönetmeliklerine uygun değil. 1999 milat oldu. 2005’ten sonra binaların daha sağlam olduğu söyleniyor. Denetimler, etütler üst düzeyde. Devletimiz tarafından DASK’ın yapılması özellikle tavsiye ediliyor. Çünkü öyle bir durumda mağdur olmamaları açısından önemli. Devlet TOKİ konutu yapıyor ama belki orada oturmak istenmeyecek. Onun için sigorta önemli. İnsanların ne kadar bilgilendirsek bilgilendirelim sağlam binalarda oturmalarını tavsiye ediyoruz. Ne anlatırsak anlatalım. Geçen Japonya’da 7.1 deprem oldu, videolarda kimse paniklemiyordu. İzmir’de daha düşük oldu, merkezde bile değildi ona rağmen kayıplar yaşandı. Bunda bir sıkıntı var. Adamlar bilinçli ve eğitimini almışlar. Yeni binalar bu yüzden daha sağlam” ifadelerini kullandı. 

GÖKTEKİN: “AFETLER TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİ”
Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğunu ve bu gerçekle yüzleşip bilinçlenmek gerektiğini vurgulayan Mersin AKUT Ekip Lideri Doğan Göktekin, “AFAD’la yapılan iş birliği çerçevesinde bugün burada deprem tırından halkımızı, vatandaşlarımızı yararlandırmaya çalışıyoruz. Anlatmaya çalıştığımız şey afetler öncesinde, sırasında ve sonrasında neler yapılabileceği ile ilgili vatandaşa bilgi vermek. Türkiye bir deprem ülkesi.  Birçok araştırmaya imza atmış AKUT Arama ve Kurtarma Derneği yaptığı anket neticesinde bu ülkede yaşayan toplumun yüzde 50, 55’e yakınının afetler konusunda çok da bilinçli olmadığını gösteriyor bize ne acıdır ki. Dolayısıyla bizim bu topluluğu daha bilinçli hale getirmemiz gerekiyor. Bunu sadece arama kurtarma bazında düşünmememiz lazım. Bunu temelinde herhangi bir binanın yapılacağı yeri seçerken başlarsınız, binayı nasıl yaptığınızdan tutun kontrolüne, denetimine sonrasında ise o binanın içerisindeki yaşam unsurlarının nasıl olacağına kadar kontrolle geçer süreç. Tabii ki biz arama kurtarma derneği olarak hiçbir zaman için bize ihtiyaç duyulsun istemeyiz. Biz sadece eğitim yapalım, sadece seminer verelim, sadece sosyal sorumluluk projesi yapalım. Ama hiç arama kurtarma yapmayalım isteriz. Neden biliyor musunuz? Çok acıdır. Bu ülkenin gerçeğidir afetler. Afetlerle yaşayan bu ülkede toplum biraz daha bilinçlendirilir. Bir 10, 20 yıl sonrasında ciddi yatırımlar yapılırsa, binalar daha sağlam yapılırsa bizler de kimseyi kurtarmak zorunda kalmayız. Ancak dediğim gibi sadece eğitimler, seminerler yaparız. İşin bu noktasında olmayı daha çok tercih ediyoruz” diye konuştu.

“AĞAÇTAKİ KEDİYİ DE DAĞDAKİ KEÇİYİ DE KURTARIYORUZ”
 Afetlerin iklimlere bağlı olarak afetlerin değiştiğini ve AKUT ekibi olarak ihtiyaç duyulan her bölgeye gittiklerini ifade eden Göktekin, “Yapılan yanlışlardan ya da eksiklerden bir tanesini söyleyeyim; afetler artık iklim değişiklikleri ile beraber çeşitlendiriliyor. İzmir’de Türkiye ilk defa tsunamiyi yaşadı. Deniz suyu 50 santimetre yüksekliğinde geri döndü ve biz can kaybettik. Bu bizim için ilkti. Tsunamide hayatını kaybeden ilk vatandaşımızdı. Üzüldük. Her çeşit afete hazırlıklı hale gelmemiz gerekiyor. Selden dolayı, toprak kaymasından dolayı çok kayıplar yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda çığ düşmesi ile ilgili kayıplarımız oldu. Dolayısıyla bu tip hazırlıklar yapıp ciddi anlamda vatandaşımızı bilgilendirmek gerekiyor. Çığdan örnek verecek olursam, vatandaşlarımızı çığ düşebilecek alanlardan geçmemesi gerektiğini, geçmesi gereken zamanın hangi zaman olduğunu ya da bu çığın düşmesine engel ne tür önlemler alınması gerektiğini hem devlet olarak hem vatandaş olarak bizlerin yapıyor olması, biliyor olması gerekiyor. Biz İzmir depreminde teyakkuza geçtik bölge olarak. Bu bölgenin nöbetçi ekibi olarak. Özellikle Doğu Anadolu fay hattında yaşanabilecek herhangi bir kırılma olduğunda, bölgeye ihtiyaç duyulduğunda ekibimizle birlikte 5. grup olarak bu bölgede nöbetçi bırakıldık. İzmir’de 17 ekibimiz 268 tane gönüllümüz vardı. Enkazların üzerinde çok fazla arama kurtarma çalışanı ya da gönüllüsü olduğunu gördük hep birlikte. Bu da bir nevi sakınca, sıkıntı yaratıyor. O insanlar enkaz altındayken yukarıdan baskı uygulanıyor. Bir tonaj uygulanıyor. Kimin ne yapacağı da belli olmuyor. Takım oyununu iyi oynamak gerekiyor. Biz de bize verilen talimatlar doğrultusunda Mersin’deydik ama hayatın her alanınızdayız. Ağaçtaki kediden, dağdaki keçiye kadar canlı hayatına katkı sunmak, kurtarmak adına elimizden gelen mücadeleyi yapmaya çalışıyoruz gönüllü ekibimizle birlikte” şeklinde konuştu. 

KOCAOĞLU: “DAHA DİKKATLİ OLMAYI ÖĞRENDİM”
Deprem Tırı Simulasyonuna katılan 14 yaşındaki Bayram Arda Kocaoğlu, deprem konusunda bilinçlenme yaşadığını belirterek, “Çok heyecanlıydık. Bize deprem durumunda veya depremden önce ne yapacağımız anlatıldı. Çok heyecanlı geçti. 14 yaşındayım fakat daha önce bir depreme şahit olmadım, bunu merak ediyordum. Deprem tırında bunu yaşadım. Deprem sırasında daha dikkatli olmam gerektiğini öğrendim. Biraz stres de oldum daha önce yaşamadığım için ama anlattıkları için bilinçlendim. Biraz korku da oldu” dedi.

“DEPREMLE İLGİLİ YANLIŞLARIMIZI GÖRDÜK”
Mezitli Belediyesi Halkla İlişkiler personeli ise deprem ile bildikleri yanlışların bu simülasyon ile farkına vardığını söyleyerek, “AFAD’ın çalışmalarından memnun olduk. Bu sene önce Elazığ ile başlayan Malatya’da aralıklarla deprem ve sarsıntılarla devam eden en son da İzmir’de de birçok vatandaşımızı kaybettiğimiz bir doğal afetle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durumlarda da aslında ilkokuldan başlayan eğitimler oluyor ama dönem dönem bunlarla ilgili bilgi tazelememiz önemli tabii ki. O yüzden bu bilgilendirme çok iyi geçti. O anı yaşamış olduk, görmüş olduk. Deprem anında neler yapabileceğimizle ilgili konuştuk. Çokça bildiğimiz yanlışların da doğruluğunu öğrendik” ifadelerini kullandı.