Şair Hüseyin Cılız: “Ozan, yaşadığı çağı görüp geleceğe ışık tutmalıdır”

Şair Hüseyin Cılız: “Ozan, yaşadığı çağı görüp geleceğe ışık tutmalıdır” cukurovagazetesi.com
Ekin KIRARSLAN

Şiirlerinde “Mürşidi” mahlasını kullanan şair Hüseyin Cılız, şiire ve ozanlığa dair düşüncelerini paylaştı. Şiirin, duygu ve düşüncelerin sözcüklerle düzenli bir biçimde ifade edilmesi olduğunu vurgulayan Cılız, bu sanatı icra eden kişilerin yalnızca kelimelere değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluğa da hâkim olması gerektiğini belirtti.


Cılız, “Her insan nasıl doktor ya da mühendis olamazsa, herkes de ozan ya da şair olamaz,” diyerek ozanlığın ciddi bir birikim, öngörü, önsezi ve güçlü bir dil hâkimiyeti gerektirdiğine dikkat çekti. Şiirde ölçü kullanımına değinen Cılız, kendi şiirlerinde hece ölçüsünü tercih ettiğini, bu alanda etkilendiği isimlerin de genellikle bu tarzda eserler verdiğini dile getirdi.

Şair Hüseyin Cılız, ozanlık geleneğine atıfta bulunarak, “Eskilerde ozanların rüyalarında ‘Pir elinden dolu içerek’ bu yola girdiği söylenirdi. Ama bilgi birikimi olmayan biri ne kadar düş görse de ozan olamaz,” ifadelerini kullandı. Zorlama ile şiir yazılamayacağını da belirten Cılız, ozanların siyasi ve ekonomik güç odaklarından bağımsız, özgür bir kalemle halkın sorunlarını dile getirmesi gerektiğini vurguladı.

Toplumsal konuları şiirlerine yansıttığını aktaran Cılız, sevgi, barış, doğa sevgisi, hoşgörü ve kardeşlik gibi evrensel temaların yanı sıra, ırkçılık ve bağnazlığa karşı da şiirlerinde duruş sergilediğini ifade etti. “Doğumdan ölüme kadar hayatı, kendi yaşadıklarımdan örnekler vererek şiirle anlatmaya çalışıyorum,” diyen Cılız, aynı zamanda geçmiş kuşakların yaşantılarını yeni nesillere aktarmayı da bir görev bildiğini dile getirdi.

 “Ozan, yaşadığı çağı görüp, yaşanacak çağa toplumu hazırlamalıdır,” diyen Hüseyin Cılız, şiirin sadece bir sanat değil, aynı zamanda topluma hizmet etmenin bir yolu olduğunu da sözlerine ekledi.