BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve CHP’li milletvekilleri arasında yaşanan gerginlikle ilgili, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İçişleri Bakanlığı bütçesinin görüşüleceği bir toplantı salonunun kapısına girmiyorsunuz ve İçişleri Bakanını oraya sokmamaya çalışıyorsunuz. Bu tam bir vandallıktır. Sokakta LGBT'cilerin ya da PKK uzantılarının yaptığı eylemlerden bir farkı yoktur. CHP’nin aklını başına alması ve PKK'dan onun siyasi uzantılarından uzak durması lazım” dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Destici, “Ülkemizi ve milletimizi hedef alan terörle, terörün bütün unsurlarıyla, içeride de sınırlarımızın dışında da mücadele etmek mecburiyetindeyiz. ABD’de seçimleri kazanan ve görevi devralacak yönetimi, bugüne kadar yapılan yanlışlardan ders almaları ve bu yanlışları tekrarlamamaları hususunda da uyarıyoruz. Terör yoluyla, kısa vadede elde edecekleri kazanımlar, şartlar değiştiğinde, terörü destekleyenlere ağır bedeller ödetecektir. Bu hep böyle olmuştur. Asıl itibarıyla insanlığı hedef alan bu ihanetin, geçmişte de kimseye, hiçbir ülkeye hiçbir şey kazandırdığı görülmemiştir, bundan sonra da görülemeyecektir. Türkiye terörle mücadele konusunda hiçbir ihmal ve taviz göstermemelidir. Terörle mücadele konusunda atılacak her adımın dün olduğu gibi bugün de yarın da yanındayız ve yanında durmaya devam edeceğiz. Bir kez daha ifade ediyoruz ki; terörle müzakere olmaz, müzakere yoluyla terör bitirilemez. Terörle mücadele edilir ve kökü kazanır” diye konuştu.
‘CEZA SİSTEMİMİZ BU SUÇLAR İÇİN ACİLEN DEĞİŞTİRİLMELİ’
Destici, ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak adlandırılan suç örgütünün yargılama süreci devam ettiğini hatırlatarak, “Küvözdeki bebekleri öldürerek ya da onlar üzerinden para kazanmak için bu alçaklığı, caniliği yapan herkesi, buna göz yumanlarda dahil şiddetle kınıyorum ve lanetliyorum. Allah’ın laneti onların üzerinde olsun. Her gün, hepimize, ‘artık daha kötüsüne şahit olamayız’ dedirten suçlarla karşılaşıyoruz. Konuyla ilgili, operasyonların devam ettiği süreçte kapsamlı bir açıklama yapmıştık. Konunun esasından uzaklaşmamalıyız. Belirli suçlar için, ceza sistemimiz, milletimizi o suçlara karşı maalesef koruma konusunda yeterli kalmıyor. Önemine binaen tekrar etmek istiyorum. Ceza ve infaz sistemimizde, acilen köklü ve kapsamlı değişiklikler yapmak zorundayız. Haklarındaki haberleri izlemeye dahi tahammül edemediğimiz suçları işleyenlerin; adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı, işlenen suçlarla müsavi olmayan cezalar aldıkları; ceza alanların, işlenen suçlara göre çok kısa sürelerde serbest kalıp topluma karıştıkları bir hukuk sistemini milletimizin hiçbir ferdi hak etmiyor. ‘Adalet mülkün temelidir’ cümlesinde kastedilen ‘mülkün’, ‘devlet’ olduğunu, adalete güvenin zedelenmesinin, devletin temellerini sarsacağını, hiçbir zaman ve hiçbir şartta unutmamalıyız. Ceza sistemimiz bu suçlar için acilen değiştirilmeli, tahliyesiz müebbet ve idam cezası getirilmedir” dedi.
‘HARP OKULLARIMIZ GÜNLÜK SİYASETİN MALZEMESİ YAPILMAMALIDIR’
Destici, Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninin ardından kılıç çekerek yemin eden teğmenler ile ilgili, “Ülkemizde, Cumhuriyete, hukuka, demokrasiye yönelik dış müdahaleler, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden yapıldı. Milletimizin ordusuna duyduğu sevgi ve saygı bu yolla istismar edildi. Siyasete malzeme edilerek ordumuz, dolayısıyla devletimiz zayıf düşürülmeye çalışıldı. Maalesef bu tertipler, geçmişte, Askeri Okullar üzerinden de hayata geçirildi. Geçmişte Harp Okulu eliyle darbe girişimlerine kalkışanlarla, harp okullarımızı bir ajan teşkilatının yuvası haline getirmeye çalışanların, biçimleri farklı olsa da maksatları ve mahiyetleri açısından, aralarında hiçbir fark yoktur. Ordumuzu, güvenlik kuruluşlarımızı, bunlara personel yetiştiren okullarımızı, siyasi tartışmaların nesnesi yapmak, bu kurumlara da milletimize de Türkiye Cumhuriyeti’ne de sadece zarar verir. Harp Okullarımız, devletimizi ve milletimizi korumak için gerektiğinde ölecek, gerektiğinde öldürecek evlatlarımızı yetiştiren; kuruluş amacına, varlık nedenine, taşıdığı görev ve sorumluluklara uygun nitelikte bir disiplinle yönetilmesi gereken kurumlardır. O kurumlar disiplinsizliği kaldıramaz. Disiplinsizlik baş gösterirse, ortada ordu diye bir şey kalmaz. Harp Okullarımız günlük siyasetin malzemesi yapılmamalıdır. Buna müsaade edilmemelidir. Harp Okullarımızın nasıl yönetileceğine sosyal medya trolleri karar veremez. Biz kahraman ordumuzu, özellikle Harp Okullarımızı siyasi tartışmaların dışında tutacağız; Türk Silahlı Kuvvetleri de ordumuza siyaseti sokmayacaklar. Geçmişte yaşananlardan ders almazsak, yine geçmişte yaşadığımız felaketlerle yeniden karşılaşmaktan kurtulamayız” dedi.
‘BU VANDALLIĞI YAPANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ’
Destici, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmesi öncesi yaşanan gerginliğe ilişkin, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu çirkinliğin, vandallığın yaşanmasını üzüntüyle takip ettik. Bu çirkinliğe imza atanları, vandallığı yapanları şiddetle kınıyoruz. Tabii bütün hem İçişleri Bakanımız hem mahiyeti hem de sağduyu sahibi milletvekillerimiz bu vandallığa karşı gerekli tepkilerini göstermişler. Kime sahip çıkıyorlar? PKK'nın uzantısı belediye başkanlarına. Peki niye DEM Partililer yapmıyor da CHP’liler yapıyor. İşte burada ortaklıkları meydana çıkıyor. DEM Partililerin cesaret edemediği şeyi CHP’liler yapıyor. Milletimizin bunu çok açık ve net bir şekilde görmesi gerekiyor. İçişleri Bakanlığımız, anayasaya ve yasalara uygun olarak hareket etmişlerdir. CHP'nin grup başkanvekili, Genel Başkan Yardımcısı da ve onların etrafındaki milletvekilleri anayasaya, yasalara değil, PKK’nın siyasi uzantısı DEM’e ve onun belediye başkanlarına sahip çıkmaktadırlar. Asıl görülmesi gereken nokta budur. Ve artık bunu sözden fiiliyata çevirmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İçişleri Bakanlığı bütçesinin görüşüleceği bir toplantı salonunun kapısına girmiyorsunuz ve İçişleri Bakanını oraya sokmamaya çalışıyorsunuz. Bu tam bir vandallıktır. Sokakta LGBT'cilerin ya da PKK uzantılarının yaptığı eylemlerden bir farkı yoktur. CHP’nin aklını başına alması ve PKK'dan onun siyasi uzantılarından uzak durması lazım” ifadelerini kullandı.