MERSİN FİLİSTİN İÇİN BİR ARAYA GELDİ

MERSİN FİLİSTİN İÇİN BİR ARAYA GELDİ cukurovagazetesi.com
Güray Gürdal

İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı ve Gazze Şeridi’nde çok sayıda katliam ve on binlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırılarının üzerinden bir yıl geçti. İsrail’in 1 yıldır sürdürdüğü saldırılar, Mersin’de protesto edildi.


Hamas’ın geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de Hamas'ın İsrail'in sıkı korunan sınırlarını geçerek başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu’na karşılık İsrail’in Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırılar devam ediyor.

İsrail’in Gazze’de on binlerce Filistinliyi öldürdüğü, milyonlarca sivili yerinden ettiği, Orta Doğu’da tansiyonun yeniden yükselmesine neden olduğu saldırıların üzerinden 1 yıl geçti.  AK Parti Mersin İl Başkanlığı, İsrail’in saldırılarını protesto etti. Ulu Cami önünde bir araya gelen AK Parti Mersin İl Başkanlığı üyeleri adına açıklama yapan İl Başkanı Adem Aldemir, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediklerini belirterek, Filistin davasını savunmaya devam edeceklerini söyledi. İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli sivilleri hedef aldığını vurgulayan Aldemir, “Uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim’i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz. 7 Ekim’i, meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırıların da şehit düştü” dedi.


“BUGÜN BU SOYKIRIMA İTİRAZ EDEMEYEN HİÇBİR ÜLKENİN İNSANLIĞA SÖYLEYECEK TEK BİR SÖZÜ KALMAMIŞTIR”
77 yıldır İsrail’in Filistin halkına zulüm ve katliam yaptığının altını çizen Aldemir, “Topraklarından edilmiş, hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş, katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk nede adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemiş, insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı batılı devletler maalesef ki İsrail’i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail, bölgenin ortasına batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir. İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı’nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim’den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır” şeklinde konuştu. 


“FİLİSTİN, TÜM İNSANLIĞIN VİCDAN DAVASIDIR”
İsrail’in 1930’ların Nazi Almanyası’ndan farksız olduğunu ifade eden Aldemir, “Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu’da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası’nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle İsrail durdurulmalıdır, Netanyahu hesap vermelidir. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vad edilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Filistin, sadece bir coğrafi bölge yada bir halkın mücadelesi değildir. Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin'in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir” ifadelerini kullandı.