Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "’Değiştik’ dediler, ’normalleştik’ dediler, ’eski alışkanlıklarımızı terk ettik’ dediler, ’helalleştik’ dediler; ama millete ve 28 milyonun iradesine hakaret eden bir şahsı 30 Ağustos’ta İzmir’de onur konuğu olarak baş köşeye oturttular" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, 81 vilayet, 922 ilçe her birinde, beldelerden en ücra köylere kadar vatan topraklarının her karışında AK Parti sancağını gururla dalgalandıran tüm dava arkadaşlarıyla iftihar ettiğini söyledi.
Erdoğan, yapacakları istişarelerin ülke, millet ve şehirler için hayırlara vesile olmasını temenni etti. AK Parti’nin 23’üncü yaşını 14 Ağustos’ta muhteşem coşkuyla kutladıklarını hatırlatan Erdoğan, Öncelikle ’kökü mazide gözü atide’ bir dava hareketi olan AK Parti’nin bayrağını, şanla, şerefle taşımış ve taşıyan her bir yol arkadaşıma bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Ahirete irtihal etmiş tüm kardeşlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum. Millete hizmet mücadelesinin emektarlarını hiçbir zaman unutmayacak, partimize ve ülkemize katkılarını daima şükranla hatırlayacağız. Bundan 23 sene önce hangi heyecanla yola revan olduysak, bugün de aynı sevdayla aziz milletimize hizmet ediyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun hizmetkarıyız. Kimseyi ötekileştirmeden her bir vatandaşımızı samimiyetle kucaklıyoruz. Tam 23 yıldır ’ayrımız-gayrımız yok; biz beraberiz, kardeşiz’ diyoruz. 23 yıl boyunca nelerle karşılaştığımızı, nelerle uğraştığımızı sizler çok çok iyi biliyorsunuz. Bugüne kadar nice operasyonların, vesayet teşebbüslerinin hedefi olduk. Terör eylemlerinden darbeye, sokak olaylarından medya kampanyalarına kadar nice badirelerle karşılaştık. Partimizin içine nifak tohumları ekilmek istendi. Bizi çalıştırmamak, bizi yavaşlatmak için önümüze nice engeller konuldu. İçeriden, dışarıdan, ulusal ve uluslararası basından, kendini ülkenin sahibi gören elitlerden, yıllardır milletin kaynakları üzerinden büyüyen belli sermaye çevrelerinden, istihbarat örgütlerinden nice saldırılar geldi. Milletimizi birbirine düşürmek, sokaklarımızı karıştırmak, böylece vesayete uygun ortam hazırlamak için her yolu denediler, her oyuna başvurdular" diye konuştu.
"Bir avuç seçkinin, kendini halktan üstün gören bir avuç kibir abidesinin millete efendilik taslamasına izin vermedik"
23 yıl içinde içeriden veya dışarıdan gelen tüm saldırıları püskürttüklerini; milletin yardımıyla kurulan tuzakları sahiplerinin başlarına geçirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bir avuç seçkinin, kendini halktan üstün gören bir avuç kibir abidesinin millete efendilik taslamasına izin vermedik. Sıkıntılarla karşılaştık ama en zor günlerimizde dahi yeise, ümitsizliğe, karamsarlığa kapılmadık. ’İman varsa imkân da vardır’ dedik. Her zaman ’Allah bize yeter, millet bize yeter’ dedik. Sırtımızı önce Hakk’a, sonra halka dayadık ve hak bildiğimiz yolda bugüne kadar alnımız ak başımız dik bir şekilde yürüdük. Üstadın o veciz ifadesiyle ’Akrebin kıskacında yoğrularak’ bugünlere geldik" ifadelerini kullandı.
"Ekonomide, ihracatta, sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda ülkemizi 23 sene öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek seviyelere biz taşıdık"
23 yılda Türkiye’ye tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımlarını yaşatanın AK Parti ve AK kadrolar olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Ekonomide, ihracatta, sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda ülkemizi 23 sene öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek seviyelere biz taşıdık. 81 ilimizin tamamında eserlerimiz var. Her ilçemizde milletimizin ’Allah yapandan razı olsun’ dediği nice yatırımlarımız var. Her köyde, her mahallede, 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışında insanımızın hayatına dokunan sayısız hizmetlerimiz var. Ne diyor şair; ’Bu sevda mayası birliğimizin bu sevda kaynağı dirliğimizin ay yıldız altında milletimizin Türkiye’si yurdu, sılası vardır. Hak bildiği yoldan dönmez bu sevda bayraktır göklerden inmez bu sevda kıyamete kadar dinmez bu sevda gönülden gönüle dolası vardır.’ Evet, 23 yıllık bu sevda sizin, bizim, hepimizin sevdasıdır. Bu sevda, 85 milyonu kucaklayan engin bir sevdadır. Bu sevda, büyük ve güçlü Türkiye sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme sevdasıdır. Rabbime, bizleri bu sevdaya meftun eylediği için sonsuz hamd ediyorum. Daha nice seneler boyunca kutlu bir emanet gibi bu sevdayı yüreğimizde taşımaya devam edeceğiz. AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak, tam bir kenetlenme içinde, tam bir dayanışma içinde aydınlık yarınlara beraber yürüyeceğiz. Sizlerin şahsında tüm arkadaşlarıma, teşkilatımın her bir mensubuna, bu sevdaya gönül verdikleri için en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum" şeklinde konuştu.
Erdoğan, bu ülkeyle, bu milletle kader ortaklığı yapmış ’Türkiye sevdalısı’ bir kadro olduklarını vurguladı.
"Çıkıp göğüslerini gere gere ’işte bizim eserimiz’ diye millete gösterebilecekleri tek bir hizmetleri yok"
23 yıldır olduğu gibi bugün de ülkeye hizmet etmenin, eser üretmenin, milletin yükünü hafifletmenin derdinde olduklarını ifade eden Erdoğan, "Vatandaşımızın çektiği hiçbir sıkıntıya gözlerimizi kapatmıyoruz. İşçimizin, emeklimizin, çiftçimizin hayat pahalılığı sebebiyle karşılaştığı zorlukların tamamının farkındayız. Milletin derdi, bizim derdimizdir. Milletimizin sıkıntısı, bizim sıkıntımızdır. Milletimizin her şikayetinin, her serzenişinin başımızın üstünde yeri vardır. Muhalefetin içler acısı durumunu sizler de görüyorsunuz. Yönettikleri şehirlerde çevre yağması almış başını gidiyor. İzmir Körfezi’nde kirlilik sebebiyle balıklar nefes alamıyor. Kayırmacılık skandallarına her gün bir yenisi ekleniyor. İş bilmezlikleri artık kendi tabanlarının bile sabrını taşırıyor. Ama bunlar ’daha ortada fol yok, yumurta yokken’ koltuk kavgası veriyor. Çıkıp göğüslerini gere gere ’işte bizim eserimiz’ diye millete gösterebilecekleri tek bir hizmetleri yok. Liyakat, dürüstlük, tutarlılık, halka verdikleri sözün arkasında durma gibi erdemler, siyasi lügatlerinde zaten yer almıyor. Peki bunun yerine ne var? Kavga var, didişme var, ayak oyunu var; mebzul miktarda kumpas var. Kendi çıkarları, kendi siyasi kariyerleri dışında hiçbir şey düşünmüyorlar, hiçbir şeyle de ilgilenmiyorlar" ifadelerine yer verdi.
Muhalefete tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"’Değiştik’ dediler, ’normalleştik’ dediler, ’eski alışkanlıklarımızı terk ettik’ dediler, ’helalleştik’ dediler; ama millete ve 28 milyonun iradesine hakaret eden bir şahsı 30 Ağustos’ta İzmir’de onur konuğu olarak baş köşeye oturttular. Gazi Mustafa Kemal’in kurucusu olduğu partiyi; ’cumhura hakaret edenleri himaye partisine’ dönüştürdüler. Ya, insanda biraz mahcubiyet duygusu olur. İnsanda biraz millete ve milletin iradesine saygı olur. İnsanda biraz hakaret ile düşünceyi ayıracak kadar feraset olur. Hem geçmişte olduğu gibi hakareti taltif edeceksiniz; hem de değişimden bahsedeceksiniz. Kimse kusura bakmasın ama bunun adı mürailiktir, tutarsızlıktır; Tek Parti CHP’si kodlarına geri dönmektir. Şunu çok net söylemek isterim: Bunu ne bize, ne de millete yutturabilirsiniz. Millet ne dediğinize değil, ne yaptığınıza bakar. Milletimiz iradesine dil uzatanı da, hakareti himaye edeni de affetmez. Sadece partimize, sadece Cumhur İttifakı’na oy verenleri değil, milletin ezici çoğunluğunu rencide eden o fotoğraf, Türk siyasetine yakışmamıştır. O fotoğraf, Türk demokrasisine hiç ama hiç yakışmamıştır. O fotoğraf, siyaset kurumunun itibarına gölge düşürmüştür. Bu gölgenin bir an önce kaldırılması, bu lekenin süratle temizlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. CHP lideri Özel’in millete bir ’özür borcu’ olduğuna inanıyoruz."
"Muhalefet başta olmak üzere tüm siyasi partilerden sağduyuyu önceleyen tavır bekliyoruz"
Türkiye’nin tam ortasında yer aldığı coğrafya ciddi krizlerden geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuzeyimizdeki savaş iki buçuk yılını geride bıraktı. Doğumuzda gerilimli atmosfer halen sürüyor. Güneyimiz zaten sıcak çatışmalarla boğuşuyor. İsrail ile İran arasındaki tansiyon giderek yükseliyor. İsrail’in işgal ve istila politikası pervasızca devam ediyor. Böylesine sorunlu bir tablo içerisinde istikrarını koruyan; birlik ve beraberliğini muhafaza eden; ekonomide, turizmde, savunma sanayinde, dış politikada, ticarette, güvenlikte atılım halinde olan yegâne ülke Türkiye’dir. Açık söylüyorum; bunu bozmaya, bunu dinamitlemeye, bunu riske atmaya kimsenin hakkı yoktur. ’İç cephemizin’ güçlü tutulması noktasında hepimize, tüm siyasi aktörlere görevler düşmektedir. Sorumlu siyaset anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Muhalefet başta olmak üzere tüm siyasi partilerden sağduyuyu önceleyen tavır bekliyoruz" açıklamalarında bulundu.
"Muhalefet neyle uğraşırsa uğraşsın; bizim gündemimizde enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek var"
Türkiye’nin ve milletin önceliklerinin ortada olduğuna, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehditlerin ortada olduğunu söyleyen Erdoğan, "Milletimizin, 14-28 Mayıs seçimlerinde yüzde 52,18 oy oranıyla verdiği kesin karar ortadadır. Türkiye’nin gerçek gündemi dışında ortaya atılan her konuya biz ’havanda su dövmek’ olarak bakıyor ve nazarı dikkate almıyoruz. Muhalefet neyle uğraşırsa uğraşsın; bizim gündemimizde enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek var. Bizim gündemimizde hayat pahalılığını sona erdirmek var. Bizim gündemimizde üretimi, istihdamı, ihracatı artırmak var. Bizim gündemimizde bölücü terör örgütüne ölümcül darbeyi indirmek var. Bizim gündemimizde bölgemizdeki yangından ülkemizi korumak var; Gazze’de 11 aydır süren katliamı durdurmak var, kuzeyimizdeki savaşa adil bir çözüm bulmak var. Bizim gündemimizde millete meydanlarda verdiğimiz sözleri tutmak var. Bizim gündemimizde sadece eser var, hizmet var, deprem bölgesinin ayağa kaldırılması var, dış politikada manevra alanımızı olabildiğince genişletmek var. Biz iş üretecek, milletimize hizmet edeceğiz, ülkemize vizyon ve hedef göstereceğiz. Bize saldıranları ise milletimizin değerlendirmesine havale edeceğiz. Sizlerden de illerinizde bu yüksek hassasiyetle çalışmanızı bekliyorum" şeklinde konuştu.
"Milletimiz bizden neyi bekliyorsa, onu yapacağız"
31 Mart seçimleri sonrasında bir taraftan iç muhasebesi yaptıklarını, diğer taraftan da milletin sandıkta verdiği mesajların gereğini yerine getirdiklerini bildiren Erdoğan, "AK Parti milletin umudu olma vasfını güçlendirerek devam ettiriyor. Muhalefetin kendi kendine şişirdiği balon sönmekte, Türk siyasetinde taşlar tekrar yerli yerine oturmaktadır. Bu ivmenin hızlanarak devam edeceği inancındayız. Partimizin geçen haftaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında aldığımız kararla Kongre maratonumuzu resmen başlattık. Delege seçimlerimizi tamamladıktan sonra inşallah 12 Ekim’de belde ve ilçe kongrelerimize ’bismillah’ diyeceğiz. Tabii bunun öncesinde Türkiye Buluşmaları’yla tüm Türkiye’yi ilçe ilçe, mahalle mahalle tarayacağız. Milletimizin farklı kesimleriyle bir araya gelecek, milletimizi dinleyecek, vatandaşlarımızla gönül köprülerimizi tekrar güçlendireceğiz. Bakınız biz; 23 yıllık siyasi mücadelemizde milletimizle daima ruberu iletişim kurduk, samimi olduk, milletimize karşı dürüst, şeffaf davrandık. Milletimizin çizdiği istikametten, gösterdiği hedeflerden asla sapmadık. Bu süreçte de aynısı olacak. İlk etapta Türkiye Buluşmaları’nda, ardından Kongre sürecimizde yine milletin kapısını çalacağız. Milletimiz bizden neyi bekliyorsa, onu yapacağız. Milletin hassas terazisinde kendimizi bu vesileyle tekrar tartacak, kendimizi gözden geçirecek, eksiklerimizi gidereceğiz; yenilenmiş, güçlenmiş, kuvvet toplamış bir şekilde yola devam edeceğiz. Teşkilat Başkanlığımız kongre takvimimizi belirledi. Hazırlanan bu takvim çerçevesinde süreci yöneteceğiz. Tüm arkadaşlarımızın şunu bilmesini isterim: 8’inci Olağan Kongre maratonumuzu yeni bir şahlanışın, yeni bir dirilişin, Türkiye’nin gelecek asrına mührümüzü vuracağımız yeni bir atılımın vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Kongremiz sadece partimizin değil, ülkemizin önünde de yeni bir yol açacak, Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşlarından biri olacaktır. Şu hakikatin hepimiz bilincindeyiz: AK Parti sıradan bir parti değildir. AK Parti, Türk siyasetinin merkezini temsil eden en büyük harekettir. İktidar partisi olarak ülkemizi yönetme görevimiz yanında; sosyal değişimleri doğru okuma ve yönlendirme misyonumuz da vardır. Siyasette merkezi temsil etmek, olduğu yerde kalmak anlamına gelmez. Bunun adı statükoculuktur. Önemli olan sabitelerinizi koruyarak, toplumdaki değişime göre konumunuzu ayarlama kabiliyeti göstermektir. Bize düşen, partimize düşen, siyasette üstlendiğimiz zorlu misyona düşen asıl vazife işte budur. Toplumu referans alan, topluma güvenen, özgüvenli bir yaklaşımla değişimin dinamiklerini yönetmemiz gerekiyor. Türkiye’nin en dinamik, yeniliğe en açık kadrosu olarak bunu başaracağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum. Birikimiyle, tecrübesiyle, vizyonuyla, hepsinden öte millete ve memlekete olan bitmeyen sevdasıyla AK Parti, bu ülkenin geleceğidir" diye konuştu.
İl Başkanlarına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Karamsarlık zerk etmek isteyen fitne tüccarlarına lütfen kulak asmayın. Kendini dev aynasında gören muhterislerin moralinizi bozmasına izin vermeyin. Bu ülkeye en kıymetli senelerini kaybettirmiş boş tartışmaların, ucuz polemiklerin peşine kesinlikle takılmayın. Muhalefetin, özellikle bölücü örgütün siyasi uzantılarının tahrik diline, kutuplaştırıcı diline, milletin sinir uçlarıyla oynayan provokatif diline lütfen prim vermeyin. Bunların tamamı bizi oyalamak için kurulmuş tuzaklardır. Biz kendimiz olduğumuz sürece, Allah’ın izniyle kimse bizim yükselişimizi engelleyemez. Unutmayın, bizi bugünlere getiren başkalarının yanlışları, hataları değil, kendi doğrularımızdır. Biz doğru olursak; siyasette doğru işler, doğru hamleler yaparsak, zaten eğri hak ettiği yerde olacaktır. Hangi görevde olursak olalım hepimiz, işimizi en iyi, en başarılı şekilde ifa etmekle mükellefiz. Bunun için daha fazla insana ulaşacağız. Daha fazla hanenin kapısını çalacağız. Milletimizle daha fazla beraber olacak, hemhâl olacak, hemdert olacağız. Gerek milletimizle gerekse kendi aramızda muhabbeti, dayanışmayı, kardeşlik iklimini muhafaza edeceğiz. Sizlerden dik durmanızı, vakar, sabır, soğukkanlılığınızı her şart altında mutlaka korumanızı; bununla birlikte heyecanınızı kaybetmemenizi özellikle istirham ediyorum. Şunu lütfen aklımızdan çıkarmayalım: Biz 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz, gözünü ülkemize çevirmiş milyonların sorumluluğunu taşıyoruz. İnanın, boşa geçirecek tek bir dakikamız dahi yok. İnanın, sahte gündemlerle heba edecek vaktimiz yok. Teşkilat olarak bizi çok yoğun bir mesai bekliyor. AK kadrolar olarak çalışmamız, daha çok çalışmamız, daha çok koşmamız gerekiyor. El ele vererek hep birlikte bu ağır mesuliyetin altından kalkacağımıza inanıyorum."