Türkiye’de önemli üreme alanlarından biri olan Mersin’de, deniz kaplumbağaları sahillerde yumurtalama faaliyetlerine devam ediyor.
Kazanlı'dan başlayarak Alata, Davultepe, Göksu ve Anamur'da haziran ayı ile başlayan yumurtlama faaliyetleri son günlerde artış göstermeye başladı.
Dünyada 8 türü olan deniz kaplumbağalarından Türkiye'nin Akdeniz kıyılarına düzenli olarak yuva yapan caretta caretta ve Chelonia Mydas (yeşil deniz kaplumbağası) olmak üzere iki tür deniz kaplumbağası bulunuyor. Akdeniz'de bulunan caretta caretta popülasyonunun yaklaşık yüzde 25'ini, yeşil deniz kaplumbağası popülasyonunun yüzde 50'sinden fazlasını Türkiye oluşturuyor. Mersin de yuvalama ve yumurtlama açısından Kazanlı, Alata, Davultepe, Anamur ve Göksu olmak üzere 5 üreme kumsalıyla deniz kaplumbağaları açısından önem taşıyor.
"Üreme alanı olmayan kumsallarda da yumurtlama faaliyetleri gerçekleşiyor"
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene, Kazanlı'dan başlayarak Alata, Davultepe, Göksu ve Anamur'da deniz kaplumbağalarının yumurtlama faaliyetlerine başladığını söyledi. Mayıs sonu itibarıyla çıkışların başladığını belirten Ergene, "Haziran'ın ilk başlangıcından itibaren de yumurtlama ve yuva yapma davranışları gerçekleşmeye başladı. Bu sene sezon ilk başlarda biraz serin gitmişti, fakat sonradan çok hızlı bir şekilde ısındı ve özellikle deniz kaplumbağaları açısından önemli bir hızlanma da gerçekleşmiş oldu. Kumsallarımızda şu anda oldukça iyi sayıda yuva yapımları gerçekleşiyor. Hatta sadece temel üreme kumsallarından değil, diğer kumsallardan da bilgiler geliyor. Üreme alanı olmayan kumsallarda da yumurtlama faaliyetini gerçekleştirdiklerini biliyoruz" dedi.
Deniz kaplumbağaları için Mersin'in önemi
Mersin'in yeşil deniz kaplumbağaları açısından çok önemli bir bölge olduğunu vurgulayan Ergene, şöyle devam etti: "Mersin'deki 5 üreme alanı içerisinde 4 temel üreme alanı çoğunlukla yeşil renkli kaplumbağasına ait. Ve bunun içerisinde birinci sırada Kazanlı geliyor. Her yıl yaklaşık binin üzerinde yuva sayısı oluyor. Ve bu bölgede yeşil deniz kaplumbağalarının daha çok yuvalama gerçekleştiriyor. Arkasından Alata, Davultepe şeklinde devam ediyor. Çoğunlukla Akdeniz popülasyonunun büyük bir kısmını Mersin kumsalları oluşturuyor. Bu nedenle Mersin, deniz kaplumbağalarının geleceği açısından önem arz ediyor. Anamur kumsalları çoğunlukla carettaların yuva yaptığı kumsalları ifade ediyor. Orada da yine çoğunlukla binin üzerinde yuva yapma davranışı gözlemliyoruz. Carettalar çoğunlukla bu bölgede yuvalarını yapıp, yavrular denizle buluşmuş oluyor."
"Yuvalama yaptıktan yaklaşık 2 ay sonrasında yavrular yumurtalarından çıkıyor"
Deniz kaplumbağaları yuvalama yaptıktan yaklaşık 2 ay sonrasında yavrular yumurtalarından çıkarak denize kavuştuklarını belirten Ergene, bunun da temmuzun sonları ve ağustosun ilk haftasından itibaren gerçekleştiğini ifade etti. Bu yıl yuva sayısının yüksek olacağını düşündüklerini dile getiren Ergene, "Başlangıç biraz yavaş gitti ama sonradan yuva sayılarının arttığını gözlüyoruz. Dönemin sonunda yuva sayılarıyla ilgili daha net bilgi verme şansımız olacak. Aslında kaplumbağaların genel davranış şekline baktığımızda 2 yılda bir üreme davranışı içerisine girdiklerini görüyoruz. Bu nedenle 2 yılda bir dalgalanma olur. Geçen yılki ve önceki yılki sayı gayet iyi durumdaydı. Bu yılki sayıda belki düşme bekleyebiliriz diye düşünüyoruz ama şu anki gidişat iyi görünüyor. Dönem sonunda bunu daha iyi değerlendirme şansına sahip olacağız" diye konuştu.
"Canlının yumurtasını rahatlıkla bırakıp denize dönebilmesi lazım"
Ergene, deniz kaplumbağalarının daha rahat yumurtlama yapabilmesi için insanlara da önemli görevler düştüğünü söyledi. Deniz kaplumbağalarının akşam saat 21.00-22.00 sonrası yumurtlamak için kutsala çıkmaya başladığını belirten Ergene, çoğunlukla da insanların bu saatlerde kumsallarda olduğunu kaydetti. Vatandaşlardan, 'hocam kaplumbağa yumurtluyor ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz' diye sürekli telefonlar geldiğini ifade eden Ergen, "Benim halkımızdan isteğim şu; hayvanı rahat bırakmaları gerekiyor. Yani canlının yumurtasını rahatlıkla bırakıp denize dönebilmesi lazım. Yumurtlama faaliyeti için herhangi bir yardım yapabilme söz konusu değil. Rahat bırakmak gerekiyor. Bunun dışında bize ulaşabilirler ve yuvanın yerini bize ilettikleri takdirde gerekli önlemleri yuvayı koruma altına alarak alabiliriz. Mümkün olduğu kadar hayvanların rahatsız edilmemesi, kumsallarda ateş yakılmaması, gürültü yapılmaması, ışıkların mutlaka karartılması gerekiyor" dedi.
"Sahillerdeki ışıklar en büyük sorunlardan biri"
Ergene, özellikle de sahillerdeki ışıkların en büyük sorunlardan biri olduğunu söyledi. Deniz kaplumbağalarının 321 kilometrelik sahilin çok az bir kısmını kullandıklarını ve geldikleri kumsalların belli olduğunu ifade eden Ergene, şöyle konuştu:
"Bu kumsalların büyük bir kısmında da yazlıklar var. Bu yazlıklar da ışıklandırmalar ters yöne gidecek şekilde; yani denize doğru ışıklandırma değil de denizin tam tersi kara yönüne doğru ışıklandırma yapmaları gerekiyor. Işıkların parlak ışık şeklinde değil daha çok kırmızımsı ya da turuncu gibi ışıkları algılamakta daha güçlük çektikleri için bu şekilde onlara yardımcı olabilirler. Çünkü özellikle yavru deniz kaplumbağaları açısından ışıklandırma çok önemli. Işığa doğru gidiyorlar ve hayatlarını kaybedebiliyorlar. Denizin ışıltısı, sesi ve dalgalanmasından doğan titreşimle yollarını bulabiliyorlar yavru deniz kaplumbağaları. Ama aksi istikamette eğer ışık varsa o yöne doğru gidebiliyorlar."
"Kumulun yok olması, hayvanın yuvasının yok olması anlamına geliyor"
Kumsallardan kum alımının yapılmaması gerektiğini vurgulayan Ergene, kumulun yok olmasının, hayvanın yuvasının yok olması anlamına geldiğini ifade etti. Kumsallarda yuvaların bulunduğu alanlara 'Deniz kaplumbağa yuvasıdır. Lütfen koruyalım' yazan tabelalar diktiklerini belirten Ergene, vatandaşlardan bu tabelaların bulunduğu yerlerden uzak durmalarını isteyerek, "Çoğunlukla bazen insanlar geliyor, tabelaların üstüne kıyafetlerini bırakıyorlar. Denizden çıkıp gelip ıslak ıslak onun üstünde üzerlerini değiştiriyorlar. Bu kumulun sertleşmesine sebep oluyor. Bunun dışında kumsala araç girmemesi gerekiyor. Kumsala giren araçlar derin izler bırakıyor ve kumsalı sertleştiriyor" diye konuştu.
"Kumsala çöp atmayın"
Kumsala çöp atılmamasının en büyük istekleri arasında yer aldığını kaydeden Ergene, "Çünkü plastik kirliliği artık bir dev haline gelmiş durumda ve kaplumbağaların hayatını maalesef çok olumsuz etkiliyor. Yavru deniz kaplumbağaları bunlara takılarak hayatlarını kaybedebiliyorlar, anaç kaplumbağalar yutabiliyorlar. Özellikle denizde plastik, deniz anasına benzediği için yutup tamamen hayatlarını kaybedebiliyor anaç kaplumbağalar. Bu nedenle kirlilik aslında sadece deniz kaplumbağası için değil, hepimiz için önemli bir tehdit. O nedenle tüm canlı dünyasını korumak için kirliliğin önlenmesi özellikle de plastik kirliliğinin önlenmesi önem arz ediyor" dedi.
Balıkçılara uyarı
Balıkçılara da uyarıda bulunan Ergene, "Özellikle üreme dönemi balıkçılardan ricam; mümkün olduğu kadar ağlarına takılan olursa bile bize haber vermeleri ve yavaşça teknelerine çekip hayvanı sakince bir köşede üstünü ıslatacak şekilde alıkoymalarını istiyoruz. Baygınlıkları geçene kadar en azından. Bunlar önemli. Ağa yavrular takılabilir. Yavruları kurtarmak için bir çaba sarf etmeleri gerekiyor" şeklinde konuştu.