Kibyra Antik Kenti’nin gözbebeği Medusa mozaiği sezonu açtı

Kibyra Antik Kenti’nin gözbebeği Medusa mozaiği sezonu açtı cukurovagazetesi.com

2009 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan ve yüzde 95 oranda orijinal olması sebebiyle dünyada bir tek Kibyra Antik Kenti’nde bulunan, “opus sectile” tekniğiyle renkli mermerlerden inşa edilen Medusa mozaiği, Turizm Haftası’nın ilk gününde tekrar ziyarete açıldı.


Burdur’un Gölhisar ilçesinde bulunan “Gladyatörler Şehri” olarak bilinen Kibyra Antik Kenti’nin içerisindeki Odeon’un ortasında yer alan, “opus sectile” tekniğiyle oluşturulan Medusa mozaiğinin kış şartlarından korumak için üzeri kapatılmıştı.

Havaların tekrar ısınmasıyla birlikte Turizm Haftası’nın ilk gününde mozaik tekrar ziyarete açıldı. Yaz aylarında binlerce turistin ziyaret ettiği eşsiz eser, MS 1. yüzyılın ilk evrelerine dayanıyor; mitolojide ise "Gözlerine bakan kötü niyetli kişileri taşa çevirdiğine" inanılan "yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar" olarak biliniyor. Antik dönemde konser alanı, meclis, mahkeme ve üzeri kapalı tiyatro olarak kullanılan Odeon, ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken eserlerin başında geliyor.

2006 yılında başlanan Kibyra kazılarında o günden bu güne yer alan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Düzgün Tarkan, Medusa mozaiğinin kapatılış nedeni hakkında yaptığı konuşmasında, “Medusa resmini her yıl rutin olarak kasım ayı başlarında kış korumak amacıyla kapatıyoruz. Nisan ayı ortalarında da tekrar ziyarete açıyoruz. Bunu bu şekilde yapmamızın nedeni Medusa döşemesini kış şartlarının zararlarından korumak. Çünkü ince mermer plakalardan yapıldığı için soğuk ve donda yerinden sökülme riski söz konusu. Bunu önlemek için açtığımız 2009 yılından itibaren her yıl rutin olarak bu işlemi gerçekleştiriyoruz. Bu yıl da aynı işlem gerçekleşti. Bugünden itibaren de Medusa resmini yaz sezonunda açık kalmak üzere tekrar koruyucu tabakadan arındırarak ortaya çıkardık” dedi.

Medusa’nın ilk renkli mermer tasviri Kibyra’da ortaya çıkarıldı

Medusa mozaiğinin renkli mermerler ile yapılan tasvirinin dünyada ilk kez Kibyra’da ortaya çıkarıldığını söyleyen Düzgün Tarkan, “Kibyra Antik Kenti ülkemizin önemli antik kentlerinden birisi. Tabii kazılar öncesinde çok fazla bilinmeyen bir kentti. Çünkü çoğu toprak altındaydı. 2006 yılında Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversite ile birlikte başlayan kazılar neticesinde geçtiğimiz yıllar itibariyle kentin önemli kamu yapıları açığa çıkarıldı. Bunların başında şu anda içinde bulunduğumuz odeon yani müzik evi binası, görkemli stadyum yapısı, agorası ve birkaç yıl önce restore edilen anıtsal çeşme yapısıyla beraber kentin önemli büyük kamu yapılarının önemli kısmında kazı çalışmaları tamamlandı. Şimdi içinde bulunduğumuz yapı Kibyra Odeon yani müzik evi binası. Burada kazı çalışmalarına 2009 yılında başladık. 2009-2012 yılları arasında iç kısmı ve ön bölümü açığa çıkarıldı ve bu süreçte yapıya ilişkin kazı çalışmaları tamamlandı. Kazılar sonucunda sadece ülkemizin değil dünya çapında önemli eserlere ev sahipliği yapan bir yapı ortaya çıktı. Bu yapının en can alıcı kısmı iç bölümünde orkestrasının zeminine yer alan 'Opus Sectile Medusa' resmidir. Opus sectile mermer kaplama olarak bilinen bir süsleme biçimidir. Medusa betimlemeleri küçük küp küp taşlardan yapılan mozaiklerde ya da kabartma resimlerde antik dönemlerde oldukça yaygın olarak biliniyordu. Ama ilk kez Kibyra Odeon’unda böyle renkli mermer plakalarla yapılmış bir tasviri açığa çıkarıldı. Bu bakımdan Kibyra Odeon yani müzik evindeki Medusa döşemi yapım tekniği bakımından benzersiz. Yani dünyada böyle bir yapı da böyle bir alanda benzer teknikte yapılmış bir Medusa resmi yok. Bunun yanında tabii yapının ön alanında da oldukça önemli eserler ortaya çıkarıldı. Bunların başında tabii yapının ön cephesini kaplayan 560 metre kare ebatlarındaki mozaik döşeme geliyor. Bu mozaik döşemde geometrik desenler tercih edilmiş figüratif anlamda. Bu döşem ülkemizde yerinde sergilenen en büyük mozaik döşemlerden biri olma özelliğini taşıyor. Bu bakımdan önemli. Yani her halükarda hem kent sahip olduğu diğer anıtsal yapılarla hem de bu yapı üzerindeki odeon yapısıyla oldukça eşsiz eserlere ev sahipliği yapıyor” şeklinde konuştu.