Hayvan sahiplenme popüler kültürün bir yansıması mı?

Hayvan sahiplenme popüler kültürün bir yansıması mı? cukurovagazetesi.com
Ebru Dost

Ülkemizde hayvan sahiplenme veya tabir-i caizse satın alma oranı her geçen gün artmakta. Peki Türkiye’de hayvan sahiplenmedeki artışın asıl sebebi popülizm kaynaklı olabilir mi? İnsanlar, hayvanları statü gereği mi sahipleniyor? İnsanların hayvan sahiplenme konusunda bilinçli olup olmadıklarını Mersin’de özel bir veteriner kliniğinde Veteriner Sağlık Teknikeri olarak görev yapan Songül Aydın ile konuştuk.


Araştırmalara göre,Türkiye'de 4 milyon kedi ve 2 milyon köpeğe evcil hayvan olarak bakıldığı tahmin edilmektedir. Türkiye'nin yüzde 19'unun kedi, yüzde 6'sının köpek sahibi olduğuna biliniyor.

Çukurova Gazetesi olarak yaptığımız bu haberde ise, insanların hayvan sahiplenme konusunda bilinçli olup olmadıklarını, yine hayvan sahiplenmede popülerlik isteğinin olup olmadığı, sahiplenilen hayvanların doğru beslenme koşulları, ve hayvanların ruhsal ve psikolojik dengelerini Veteriner Sağlık Teknikeri Songül Aydın ile konuştuk.

İnsanlar hayvan sahiplenme de bilinçli mi?

“İnsanlar maalesef hayvan sahiplenme konularında bilinçli değil; kimisi evde bir canlı olsun diye, kimisi çocuğu istiyor diye, kimisi statü gereği hayvan sahipleniyor. Sahiplenirken de bakımı, aşıları, beslenmesi gibi konularla ilgili bilgi sahibi olmadan sahipleniyor hatta satın alıyorlar”

Hayvanlar popülerlik için mi sahipleniliyor?

Popülerliği alt kısımlarına ayırarak cevap verirsek eğer evet popülerlik içinde hayvan sahiplenen insanlar olabiliyor. Ki bunlar; çocuğun veya kişinin gelişimi, dikkatleri üstüne toplama isteği, kendini kişilere üstün görme gibi isteklerden kaynaklı olabiliyor.

Hayvanlar evde nasıl beslenmeli? Mamayı bırakıp ev yemeği veren ebeveynlere ne söylemek istersiniz?

“Her canlının belli başlı beslenme şekli vardır. Kedi ve köpek gibi canlılar carnivor dediğimiz etçil canlılar olduğundan hayvansal gıdalar ile beslenmelidir. Evde hazırladığımız et ürünleri yağsız baharatsız tuzsuz ve pişmiş olma şartıyla verilebilir fakat beslenme periyodunu düzenlemek hem zor hem de çoğu zman mümkün olmayabiliyor. Bu yüzden protein oranı yüksek, tahılsız (tahıl oranı düşük de olabilir) mamaları tercih etmek bizlerin hazırlayacağı beslenme programından daha kolay, daha iyi olur. Evde yediğimiz kendi yiyeceklerimizden veremeyiz; şekerli, tuzlu, baharatlı yiyecekler minik dostumuzda geri dönüşü olmayan hastalıklara sebep olabilir.  Kedi köpek mamalarının amacı dışında olan canlılara verilmesi pek uygun değil, neticede her canlıya üretilmiş ürünler vardır, her canlının kendi türüne ait ürünü yemesi daha makuldür”

Sahiplendiğimiz hayvanlara nasıl davranmalıyız?

“Hayvanlar aslında bizler gibi sever, hisseder, bağlılık duyar, strese girerler ve bizlerden daha hassastırlar; yaşadıkları yerleri kendilerine ait kıldıkları için yapacağımız her değişiklik onların psikolojisini kötü etkileyebiliyorken sahip değişikliği yapmak, dışlamak onların hayat standartlarını kötü etkilemek ile birlikte hastalığa da sürükler. Bu yüzden onlar hakkında alacağımız kararda hem empati kurarak hem de mecburi durumlarda bilen birine danışarak onlar hakkında karar almalıyız”

Resim

Resim