Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat 2022’de başlattığı savaşta 2 yıl geride kaldı.
Rus tanklarının Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük güvenlik krizine yol açarak Ukrayna topraklarına girmesinin üzerinden 2 yıl geçti.
Ukraynalıların hayatları, dökülen kan ve verilen kayıplarla tamamen değişti. Ukrayna’nın Batı’nın askeri ittifakı NATO'ya yakınlaştığı düşüncesiyle ülkesinin tehlikede olduğunu savunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova saatiyle 05.30’da televizyonda yayınlanan konuşmasında Ukrayna'ya "özel askeri operasyon" başlatıldığını duyurdu. İlk patlamalar saat 06.27’de başkent Kiev'de duyuldu ve Ukraynalılar güne bomba sesleriyle uyandı. Saatler 07.58’i gösterdiğinde Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ülke genelindeki füze saldırılarına ilişkin haberleri doğruladı. İlerleyen saatlerde alarma geçen NATO, 14.56’da Kuzey Kutbu'ndan Akdeniz'e kadar 100'den fazla jet ile 120 geminin hazırda bekletildiği savunma planlarını devreye soktu. Dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson 15.03’te yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, “En büyük korkumuz gerçekleşti ve tüm uyarılarımızın trajik bir şekilde doğru olduğu ortaya çıktı. Rusya Devlet Başkanı Putin, herhangi bir provokasyon ve inandırıcı bir mazeret olmaksızın savaşı başlattı” ifadelerini kullandı. Saatler 21.50’ye geldiğinde stratejik öneme sahip liman kenti Mariupol, Rus güçleri tarafından ağır bombardımana tutuldu. Saat 00.40 itibariyle Rusya'nın 40 şehrinde düzenlenen savaş karşıtı protestolarda 2 bin civarında kişi gözaltına alındı. Ukrayna lideri Zelenskiy 01.59’da sıkıyönetim ilan etti ve Rus saldırısının ilk gününde 137 Ukraynalının hayatını kaybettiğini açıkladı.
26 Şubat 2022: “Araca ihtiyacım yok”
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rus tanklarının Kiev’e ilerlemesiyle ABD'den gelen “tahliye teklifini” reddetti. Zelenskiy, "Benim araca değil, cephaneye ihtiyacım var" diyerek Rusya’ya karşı sonuna kadar mücadele mesajı verdi.
16 Mart 2022: Mariupol tiyatrosunun bombalanması
Rusya’nın hafızalara kazınan acımasız saldırılarının en kötü örneklerden biri, Mariupol tiyatrosunun bombalanması oldu. Saldırı öncesinde bin 300’den fazla sivilin içeride bulunduğu tiyatro binasının önünde havadan görülebilen dev Kiril harfleriyle "çocuk" yazılıydı. Ukraynalı yetkililere göre Rusya'nın sivillerin sığınak olarak kullandığı tiyatro binasına gerçekleştirdiği saldırıda 300 kişi hayatını kaybetti.
O tarihten bu yana sivil hedeflere yönelik çok sayıda saldırı düzenlendi. Ocak 2023'te Dnipro'da çok katlı bir apartmana yönelik saldırıda 40'tan fazla kişi yaşamını yitirdi. Ekim 2023'te ise Harkov bölgesindeki Hroza'da bir kahve ve dükkanın hedef alındığı saldırıda en az 51 kişi hayatını kaybetti.
1 Nisan 2022: Bucha katliamı
Kısa süre sonra Bucha, dünya gündemine oturdu. Rusya'nın Bucha'dan çekilmesiyle bölgeye geri dönen halk, kolları arkadan bağlı ve çok sayıda kurşun yarası bulunan cansız bedenlerle ve toplu mezarlarla karşılaştı. Uluslararası uzmanlar, Rus kuvvetlerinin Bucha’dan çekildiği sırada uluslararası insancıl hukukun "ciddi şekilde ihlal edildiğini" tespit ettiklerini açıkladı.
14 Nisan 2022: Moskva'nın batması
Rus Donanması Karadeniz Filosunun amiral gemisi olan “Moskva”, 14 Nisan 2022’de battı. Ukrayna, gemiyi gemisavar seyir füzeleriyle vurduğunu iddia ederken, Rusya ise geminin yangın sonucu battığını öne sürdü. Geminin batışı, Rusya için büyük bir kayıp oldu.
9 Kasım 2022: Sonbahar, Herson'un kurtuluşuyla Ukrayna için başarılı geçti
Sekiz ay süren Rus işgalinin ardından Herson şehri kurtarıldığında büyük sevinç yaşandı. Rus askerlerini geri çekilmesi “Putin'e büyük darbe” olarak nitelendirildi. Herson, Rus birliklerinin Şubat ayındaki işgalden bu yana ele geçirdiği tek bölgesel başkentti. Rus birliklerinin Dnipro Nehri boyunca doğuya çekilmesiyle Ukrayna sonbaharı başarılı bir şekilde geride bıraktı, ayrıca Rusya'nın savaşın ilk günlerinden bu yana işgal ettiği toprakları geri almış oldu. Kış mevsimine girilince Rus ordusu Ukrayna’nın enerji ağını yoğun bombardımana tuttu ve “yıldırma politikası” olarak adlandırılan saldırılar sonucu milyonlarca Ukraynalı sivil elektrik, ısınma ve su gibi temek hizmetlerden mahrum kaldı.
3 Mayıs 2023: Kremlin hedef alındı
2023’ün bahar aylarında moral bulan Kiev, savaşı Rus topraklarına taşıdı. Başkent Moskova dahil birçok şehirden patlama sesleri yükseldi. 3 Mayıs'ta ise iki dronla Moskova’nın kalbindeki Kremlin'i hedef alındı. Kremlin, dronların herhangi bir hasar veya yaralanmaya yol açmadan imha edildiğini açıklarken, Ukraynalı yetkililer olayla ilgilerinin olmadığını belirtti. Rusya, Moskova'ya düzenlenen, 2 kişinin yaralanması ve çok sayıda binanın hasar görmesiyle sonuçlanan farklı bir saldırıdan yine Ukrayna'yı sorumlu tuttu. Putin saldırıyı "terörist faaliyetin açık bir işareti" olarak nitelendirdi, Ukrayna hava kuvvetleri ise saldırının “savaşın uzak olduğunu hisseden Rusları hedef aldığını” açıkladı. Daha sonra Rusya’daki petrol tesislerine ve diğer altyapılara yönelik saldırılar gerçekleşti. Rusya, Ukrayna saldırılarının artmasının ardından sınırdaki Belgorod’dan bazı sakinleri tahliye etti.
20 Mayıs 2023: Rusya Bakhmut'un kontrolünü ele geçirdi
Rus ordusu kuşatma altında tuttuğu Ukrayna’nın doğusundaki Bakhmut'u, aylarca süren mücadelenin ardından ele geçirdi. Ancak NATO kaynakları Rusya’nın zaferinin büyük bir kayba yol açtığını, Bakhmut'u savunurken öldürülen her Ukraynalı askere karşılık Rusya'nın 5 asker kaybettiğinin tahmin edildiğini aktardı.
Haziran 2023: Ukrayna karşı saldırısı
Ukrayna ordusu, Rusya'nın ele geçirdiği toprakları geri almak için Haziran 2023’te Rusya’ya “karşı saldırı” başlattı, ülkenin güneyinde ve doğusunda yoğun çatışmalar yaşandı. Ancak aylar geçtikçe Ukrayna, büyük bir ilerleme kaydedemedi. Batılı ülkeler savaş alanının durgunlaşabileceği ve savaşın "donmuş ihtilafa" dönebileceği uyarısında bulundu. Kış geri geldiğinde Ukrayna’nın karşı saldırısı son buldu.
23 Haziran 2023: Wagner isyanı
Bakhmut'ta önemli rol oynayan paralı asker grubu Wagner’in lideri Yevgeny Prigojin, 23 Haziran 2023’te Ukrayna savaşını yönetmede başarısız olduğu gerekçesiyle Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu ve Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov'u hedef alarak Rus ordusuna karşı silahlı ayaklanmaya başlattı. Ancak Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko’nun araya girmesiyle isyan bir gün sonra durduruldu. Prigojin’e yönelik suçlamalar düşürüldü, ancak Putin o dönem yaptığı bir konuşmada "vatana ihanet yolunda" olanların cezalandırılacağını söyledi. Prigojin aylar sonra, içinde bulunduğu uçağın Moskova'nın kuzeybatısında düşmesi sonucu hayatını kaybetti.
Ocak 2024: ABD’nin yardımı durdu
Batılı ülkelerden özellikle de ABD'den sürekli olarak gelen askeri yardımın, Ukrayna ordusu için “hayati öneme” sahip olduğu ortaya çıktı. 2024'ün başlarında ABD'nin Ukrayna'ya yönelik yardım paketi durdu. ABD Senatosu uzun tartışmaların ardından 13 Şubat’ta Ukrayna, İsrail ve Tayvan'a 95.3 milyar dolarlık yardım paketini onayladı. Söz konusu ülkelerin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan paketin 60 milyar dolarının Ukrayna'ya verilmesi bekleniyordu. Ancak Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi’nin Başkanı Mike Johnson 14 Şubat’ta yardım paketini oylamaya sunmayı reddetti. Meksika sınırında ABD'ye yasa dışı göçü durdurmaya yönelik sert önlemler alınmadan Ukrayna'nın güvenliği konusunun çözülemeyeceğini söyleyen Mike Johnson, tasarıyı oylamak için gündeme dahi almayacağını söyledi.
17 Şubat 2024: Avdiika’nın düşüşü
Ukrayna birlikleri doğudaki Donestk kentine açılan kapı olarak bilinen Avdiivka'dan çekildi ve Rusya, Mayıs 2023’te Bakhmut'ta kontrol sağlamasının ardından savaş alanında en büyük zaferini elde etti. Ukrayna birlikleri savaş üçüncü yılına girerken azalan mühimmat tedariki nedeniyle cephede giderek daha fazla zorluk yaşamaya başladı. ABD Başkanı Joe Biden Avdiivka'nın kaybını, ABD’de yaşanan anlaşmazlık sonucu Ukrayna’ya yardımın durmasına bağladı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Putin liderliğindeki Rusya'nın zafere ulaşması halinde Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını belirterek Batı’ya ülkesine askeri yardımları arttırma çağrısında bulunuyor.
Batılı liderler dayanışma için Kiev'de
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde 2 yıl geride kalırken, Batılı liderler dayanışma göstergesi olarak Ukrayna’ya geldi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve Belçika Başbakanı Alexander De Croo ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Polonya’dan bindikleri trenle başkent Kiev’e ulaştı. Von der Leyen Kiev ziyaretine yönelik yaptığı paylaşımda, “Ukrayna halkının olağanüstü direnişini kutlamak için Kiev’deyiz. Her zamankinden daha fazla Ukrayna'nın yanındayız” ifadelerini kullandı.
Rusya şu anda Ukrayna'nın yaklaşık dörtte birinin kontrolünü elinde bulundururken, savaşın ne zaman biteceği henüz bilinmiyor. Barış görüşmelerine hazır olduğunu sık sık dile getiren Rusya lideri Putin, Kiev yönetiminin müzakereleri reddettiğini belirtiyor.