Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Görme Engelli Bir Akademisyenin Gözünden Eğitim’ başlıklı etkinlik Eğitim Fakültesi E blok Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Dünya Braille Günü’ne özel olarak düzenlenen etkinlikte konuşmacı olarak Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Doğuş ve İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Dumlupınar yer aldı.
“Braille yazı görme engelli bireylerin bağımsız yaşamlarının dışa vurumudur”
Görme engelli bireylerin okuma-yazma, öğrenme, iletişim ve bir bakıma bağımsızlığının simgesi olan Braille yazının mucidi olan Louis Braille’in doğum günü olan 4 Ocak Dünya Braille Günü kapsamında toplandıklarına dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Doğuş sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dünya Braille Günü 90’lı yıllardan beri çeşitli organizasyonlar tarafından kutlanılan bir farkındalık günü fakat 2018’den beri Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından resmi olarak kutlanmaya başladı. Braille yazı, görme engelli bireylerin yalnızca okumak için değil bir iletişim birimi, bir bakıma bağımsız yaşamlarının dışa vurumudur. Bu nedenle toplum tarafından bilinirliği artması için ve özellikle öğretmen adaylarının bu yazıyı bilmesi ve farkında olması için bu gibi etkinliklerin yapılmasına ihtiyaç var. Biz Özel Eğitim Bölümü olarak ders veriyoruz fakat sadece kendi bölümümüze eğitim veriyorduk. 2024 bahar yarıyılı itibarıyla seçmeli bir Braille Okuma-Yazma dersi açıyoruz. Türkiye’de bunu yapan ilk fakülte, ilk özel eğitim bölümü biziz diğer özel eğitim bölümleri Braille dersi verecek eğitim üyesi bulamazken tüm fakülteye Braille dersi verecek durumdayız bunu da gururla belirtmek istedim.”
“Yeni teknolojiler görme engelliler için büyük avantaj”
Eğitimde eşitlikçi bir yaklaşım benimsenmesi adına görmeyenler için kabartma yazının rolüne değinen İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Dumlupınar konuşmasında şunlara değindi:
“Bugünün şartlarda çok sıkıntı var. Kabartma yazılara dokunduğumda karakteri görüyorum, beynime gönderiyorum, o uyaranı ondan sonra hece sonra kelime ondan sonra cümle şekline dönüşüyor. En profesyonel okuyucu bir metni normal bir okuyucudan üçte bir oranında düşük şekilde okur. 350 karakterli bir kelimeyi gören biri bir dakikada okur. Usta kör kabartmaya hâkim biri ise 95 kelime okur. Son yapılan çalışmalarda teknoloji ile kabartma yazıyı buluşturan bu konuda algısal bir perspektif oluşturan güzel çalışmaları görmek mümkün. Akıllı telefonlarda Braille ekrana geliyoruz çok sıkıntılı ve zaman zaman hata yapabiliyor. Ben M-Braille diye bir uygulamayı kullanıyorum. Cep telefonu teknolojilerinin bana sağladığı en büyük avantaj M-Braille uygulamasını kullandırtıyor olması. Braille kabartma yazılar sayesinde 20. yüzyıl müzik eserlerine ulaşabiliyoruz. Karışık olmasına rağmen Braille ile görme engelliler Klasik Dönem müzik eserlerine ulaşabiliyor. Klasik ve Romantik döneme kadar olan eserlerde örneğin; Çaykovski, Schumann, Sibelius, Rahmaninov ‘u kabartma yazı sistematiğiyle görebilirsiniz. Söylemek istediğim şu; biz zamanla yarışarak diğer sanatçı arkadaşlarımızla kabartmayı kullanarak eserlerimizi hazırlayarak sahneye koymak istiyoruz. Kabartma yazı sistematiği teknolojiyle birleştiği zaman çok şey yapar; bu eşitsizliği ve dezavantajı ortadan kaldırıyor. Çünkü körlerin sadece duymasıyla algı üstünlüğü yoktur, duyma becerilerini optimize etme bakımından hafızayla birleştiği zaman körler çok avantajlıdır. Yorumlama, sesleri anlama, anlamlandırma, değerlendirme becerileri çok güçlüdür.”
Etkinlik soru cevap kısmının ardından Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Dumlupınar’ın verdiği dinleti ile sona erdi.