Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası nedeniyle bilgilendirme faaliyeti gerçekleştirildi.
İnsanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde enfeksiyonları önlemek ve tedavi etmek için kullanılan antibiyotiklerin dikkatli kullanımı konusunda hastane eğitim birimi personelleri tarafından hafta boyunca hastalara ve personele bilgilendirme faaliyetleri yapılıyor.
Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası nedeniyle hastane personelleri ile hastalara antibiyotiklerin dikkatli kullanımı konusunda farkındalık çalışmaları yapıldığını belirten Başhekim Dr. Öğr. Üyesi Yakup Çetinkaya bilinçsiz kullanıma karşı uyarılarda da bulundu.
Çetinkaya verdiği bilgilerde, "Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası küresel Antimikrobiyal direnç konusundaki farkındalığı artırmayı ve ilaca dirençli enfeksiyonların artmasını ve yayılmasını önlemek için genel uygulamaları teşvik etmeyi amaçlamaktadır. İnsanlarda, hayvancılıkta ve tarımda antibiyotiklerin aşırı ve uygunsuz kullanımı ile temiz suya, sanitasyona ve hijyene yetersiz erişim, yetersiz enfeksiyon önleme ve kontrolü dahil olmak üzere birçok faktör dünya çapında antimikrobiyal direnç tehdidini hızlandırmıştır. Antimikrobiyallerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için tek çare akılcı kullanımıdır" dedi.
Antibiyotikler her hastalığı tedavi etmez
Antimikrobiyallerin tavsiye üzerine içilmemesi gereken ilaçlar olduğuna değinen Başhekim Çetinkaya antibiyotiklerin ağrı kesici, ateş düşürücü olmadığını, her hastalığı tedavi ermediğini de belirtti. Çetinkaya, "Antimikrobiyaller, sadece hekimin reçete ettiği durumlarda, eczacının danışmanlığında, uygun miktar ve sürede kullanılmalıdır. Hekim reçete etmedikçe kendi kendine ya da eş-dost önerisiyle kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ağrı kesici, ateş düşürücü değildir ve her hastalığı tedavi edemez. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yerinin olmadığı unutulmamalıdır. Ülkemiz, hem antibiyotik tüketiminde hem de antimikrobiyal dirençte Avrupa bölgesinde en yüksek yüzdelere sahip ülkeler arasında olup, antimikrobiyal direnç ile mücadele çalışmaları oldukça önem arz etmektedir. Direnç ile mücadelede toplumun her kesimine görevler düşmekte olup, hepimiz üzerimize düşenleri yapmalıyız. Unutmamalıyız ki çok ilaç içmek değil, doğru ilaç iyileştirir" diye konuştu.