Türkiye İşçi Partisi (TİP) Mersin milletvekilleri aday tanıtım toplantısı Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirildi. TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş’ın da katılım sağladığı toplantıya Mersinliler büyük bir ilgi göstererek salonu doldurdu.
Haber- Fırat Tatlı
14 Mayıs tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve 28.Dönem Milletvekili Seçimleri’ne sayılı günler kalırken, Türkiye İşçi Partisi, Mersin’de büyük bir kalabalıkla aday tanıtım toplantısını gerçekleştirdi. TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş’ın da katıldığı toplantı Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda parti üyelerinin ve Mersinlilerin yoğun ilgisini gördü.
11 maddelik ‘Kırmızı Çizgimiz’ bildirgesi
Aday tanıtım toplantısı Silifke Folklor ekibinin dans gösterisi başladı. Daha sonrasında ise TİP’in 11 maddelik ‘Kırmızı Çizgimiz’ dediği seçim bildirgesinin okunarak Mersinliler ile paylaşıldı. Bildirgenin okunmasından sonra ise sıra TİP Mersin Milletvekilleri adaylarının tanıtımına geldi. Sırası ile okunan TİP’in Mersin Milletvekilleri adaylarının isimleri ise şöyle; Hakan Güneş, Ebru Çerçi, Bülent Ufuk Ateş, Gencer Baykul, Şilan Ekinci, Uğurcan Esiroğlu, Ayşe Sibel Levent, Ali Hakan Çetin, Tenzile Yadigar Ak, Oğuz Özcanlı, Olcay Yılmaz Uluğ, Kamuran Günay, Deniz Arslan olarak açıklandı.
Baş, “Hep beraber saray rejimine son vereceğiz”
Adayların tanıtılmasından sonra TİP Genel Başkanı Erkan Baş, kürsüye geldi. Konuşmasına bazı hatırlatmalar yaprak başlayacağını belirten Baş, şöyle devam etti, “Önümüzdeki kısa zaman içinde ulaşmamız gereken binlerce Mersinli kardeşimiz var. Özellikle rica ediyorum, hiç aklımızdan çıkarmamız gereken aklımızın, kalbimizin tam ortasına kazımamız gereken çok önemli bir görevle karşı karşıyayız. Hep beraber saray rejimine son vereceğiz. İlk işimiz ilk görevimiz 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece Tayyip Erdoğan’ı hakkettiği yere, tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Önümüzdeki günlerde bu son derece önemli görevin bizim ellerimizde olduğunu unutmadan nefes alıp vereceğiz” şeklinde konuştu.
Baş, “20 yıldır teslim olmadık”
Mevcut iktidarın20 yıldan uzun bir süredir ülkeyi yönettiğini ifade eden Baş, “20 yıldır arkalarındaki tarikat, cemaat gücüne; arkalarındaki sermaye gücüne, elle geçirdikleri devlet olanaklarını halka karşı bütün şiddetiyle kullanmalarına rağmen 20 yıldır teslim olmadık. Ama şimdi kazanmak zorundayız. Şimdi zafer elde etmek zorundayız. Başka hiçbir çaremiz kalmadı. Şu an itibariyle teslim olmamak yetmez, zafer kazanacağız. Bakın burada hepinizin huzurunda hepinizden teker teker rica ediyorum. Bu geride kalan 20-21 yıl içerisinde kimi zaman halkın dini duygularını istismar ettiği için, kimi zaman çaresizlik nedeni ile, kimi zaman çok iyi yalan söyledikleri için onlara inanan; onların kandırdığı yurttaşlarımız olmuş olabilir. Bu yurttaşlarımızın hiç biri bizim düşmanlarımız değildir. Kim ki bu memleket için bir damla alın teri döküyor, kim ki bu ülkedeki tüm insanların iyiliğini, güzelliğini düşünüyor biz onlar ile beraber yürümek durumdayız” ifadelerini kullandı.
“Türkiye İşçi Partililerin özel bir görevi ve sorumluğu var”
Konuşmasına, “O emekçi kardeşlerimize doğru yolu göstermek bu kurtuluş mücadelesine onlarında enerjisini katmak durumundayız” diyen Baş, şöyle devam etti, “Başkalarının yapamayacağı ama bizim yapabileceğimiz bir şey var. Aynı pazarda, aynı markette alışveriş ettiğimiz, aynı iş yerinde çalıştığımız bu iktidarın kadın politikalarının yeni farkına varan kadın arkadaşlarımızın bu mücadele kazandırmak durumundayız. İktidarın düşmanlaştırma politikaları nedeni ile bugüne kadar bir birlerini farklı gören birbirlerini yabancı gören Türklerin ve Kürtlerin omuz omuza kavga edebileceği; Alevilerin ve Sünnilerin bu yobaz iktidara karşı birlikte mücadele edebileceği bir sürecin örgütlenmesinde tüm Türkiye İşçi Partililerin özel bir görevi ve sorumluğu olduğunu buradan hatırlatmak istiyorum” ifadelerine yer verdi.
“Halka yalan söylemek suçtur”
İktidarın gönderilmesinin halkın elinde olduğunu belirten Baş, “Ancak ve ancak biz yaparsak olacak. Bakın şunu hiç unutmayınız, sizi bu iktidardan ben kurtarırım diyen hangi politikacıysa yalan söylüyor. Bu iktidardan; bizler, halk yan yana gelerek omuz omuza durarak, ancak bir birimize güvenerek kurutulabiliriz. İnanıyorum ki 15 Mayıs sabahı itibariyle hayatımızda Recep Tayyip Erdoğan diye birisi olmayacak. Türkiye İşçi Partisinin bir özelliği var biz halka yalan söylemek suçtur diye bakıyoruz. Toplumun durumu her ne olursa olsun nabza göre şerbet vermiyoruz, ne biliyorsak, ne görüyorsak onu anlatıyoruz. 15 Mayıs sabahı itibariyle saray rejimine noktayı koyacağız ama görevlerimiz bitmeyecek” dedi.
“15 Mayıs sabahı güçlü olmalıyız”
15 Mayıs’tan sonra ülkede yaşanan yıkımın, yalanın, talanın, katliamların, emekçilerin alın terlerinden servetlerine servet katanların hesap vereceği günlerin başlayacağını iddia eden Baş, “Bizler 15 Mayıs sabahı ne kadar güçlü ne kadar kararlı olursak ne kadar birbirimize sıkı sıkı sarılmış olursak hesap verme günleri o kadar çabuk gelecek. Bunun güvencesi Emek ve Özgürlük İttifakı olacak. Bu ittifakın etkili bir öznesi olarak da Türkiye İşçi Partisi olacak. Lütfen önümüzdeki yoğun günlerde tüm yurttaşlarla şunu konuşalım iki oy kullanacağız, kullandığınız oylardan bir tanesi Tayip Erdoğan’a hak ettiği tokadı vurmak için kullanılacak. Bir de milletvekilliği seçimleri için oy kullanacağız ve biz TİP olarak o ikinci oyu kendiniz için, hepimiz için kullanın” şeklinde konuştu.
“14 Mayıs’tan sonra cumhuriyetin ikinci yüzyılının kapısı açılacak”
Seçimlerden sonra sadece iktidarın değişmeyeceğini ifade eden Baş, şöyle devam etti, “Şimdi 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimler esas olarak cumhuriyetin ikinci yüzyılına girecek kapısını açacaktır. Çok fazla emeğe çok fazla çabaya aklımıza yüreğimizi bileğimizi birlikte kullanmaya ihtiyaç var. Biz açıkça şu soruyu sormak durumundayız; bundan 100 yıl önce işgale karşı direnişle, bundan 100 yıl önce tek adama karşı bir saltanat düzenine karşı hep birlikte bu ülkenin yurttaşı olarak ‘Egemenlik bizimdir’ diyerek yobazın karanlığını, yabancının silahını yenerek bir cumhuriyet inşa ettik. Soru şu, ne oldu da hepimizin canıyla kanıyla kurduğu bu ülke 80 yıl sonra gericilerin, yobazların, faşistlerin eline düştü? Bu soruyu sormadan Türkiye’nin ikinci yüzyılını sağlıklı bir şekilde inşa etme şansımız yok” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin ikinci yüzyılın temellerini atarken dikkatli ve özenli davranmalıyız”
“Biz diyoruz ki geride kalan 80 yıl boyunca solsuz kalan bir ülke soluksuz kalan bir ülke oldu” diyen Baş, solun yenilmesi için tarikatların önün açıldığını belirterek şöyle devam etti, “Solu yok etmek için tarikatların önünü açtılar, halkın siyasete katılımının önünü kesmek için barajlar koydular, bağımsızlık, devrim, sosyalizm diyen gençleri idam sehpalarına yolladılar. Ceza evlerine yolladılar ve tüm bunların sonucunda bu ülke Tayip Erdoğan’ların eline düştü. O zaman neden böyle olduğuna doğru yanıtı verip önümüzdeki 100 yıl boyunca bir daha benzer iktidarlar ile karşılaşmamak için de ikinci yüzyılın temellerini atarken dikkatli ve özenli davranmak durumundayız. Bir daha bu ülkeyi kadın düşmanlarının eline bırakamayız, bir daha bu ülkeyi Kürt düşmanlarının eline bırakamayız, bir daha bu ülkeyi işçi düşmanlarının, gençlik düşmanlarının, Alevi düşmanları ve halk düşmanlarının eline bırakamayız” dedi.
“Bizim partimizin listesinde emekçiler var, işçiler var, halk var”
14 Mayıs seçimlerinde Türkiye genelinde birinci oy konusunda çok büyük bir rahatlama sağlandığını belirten Baş, “Ama ikinci oy konusunda bizim sizlere çok fazla ihtiyacımız var. Çünkü biliyoruz ki onlar paraları ile siyaset yapıyorlar, onlar tarikat ve cemaat desteği ile siyaset yapıyorlar. Onlar basın üzerinde oluşturduğu ambargo ile basındaki tekelleşme ile yurttaşın sesinin duyulmasını engelleyerek siyaset yapıyorlar. Bizim paramız yok, gazetelerimiz yok, televizyonlarımız yok bizim arkamızda sermaye yok. Az önce bizim partimizin milletvekili aday listesi açıklandı. Bütün partilerin aday listelerine bakın, bütün partilerin listesinde boy boy patronlar var. İstemediğiniz kadar hırsız, üç kağıtçı var. Bizim partimizin listesinde sadece bizler varız emekçiler var, işçiler var, halk var” şeklinde konuştu.
“Haklı olanın güçlü olacağını gösterme zamanı”
Baş, yurttaşlara verilen sözleri ellerinden geldiği kadarı ile tutmaya çalıştıklarını belirterek, “Gücümüz yettiğince tutmaya çalıştık; gücümüzün yetmediği yerlerde ise döneceğiz yurttaşa diyeceğiz ki bir 4 kişi yetmedik bizi 14 yapın 24 yapın hep beraber bu işi başaralım. Şimdi arkadaşlar işin esası budur. Biz başından beri neyi ret ettik; kalabalık olanın haklı olduğunu ret ettik. Biz bu seçimlerde susturulmak istenen herkesin önüne bir soru koyduk. Diyoruz ki; bunlar diyorlar ki ‘Sen haklısın ama güç bende o yüzden senin yapabileceğin bir şey yok ben ne istersem o olur’, bizde diyoruz ki yok öyle yol kardeşim. Şimdi haklı olanın güçlü olacağını gösterme zamanı. Biz haklıydık şimdi o haklılığı hep birlikte göstermeye geliyoruz. Mesele bizim açımızdan çok basit, haklı olduğunu doğru olduğunu bildiğimizi güçlendireceğiz” dedi.
“ TİP’siz bir Meclis en riskli şey”
Sözlerine son olarak Türkiye İşçi Partisi’nin olmadığı bir meclisin, çok riskli bir meclis olduğunu belirten Baş, “TİP’siz bir Meclis en riskli şey. Bakın emekçilerin olmadığı bir meclis, kadınların, LGBTİ+’ların, öğretmenlerin, sağlık emekçilerinin, basın emekçilerinin olmadığı meclisten daha büyük bir risk yoktur. Önümüzdeki yüzyıl için, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin yüzyılını yeniden inşa etmek için hep birlikte üzerimize düşen görevi hep birlikte gerçekleştireceğiz. Başaracağız, başaracağız mutlaka başaracağız” diyerek tamamladı.