Mersin Ticaret Borsası ve Ulusal Bakliyat Konseyi (UBK) Başkanı Abdullah Özdemir başkanlığında Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) 11. Genel Kurulu gerçekleştirildi. Genel Kurulunda konuşan Özdemir, bakliyat ihracatında daha önce dünya birincisi olduğunu ifade ederek, “Şimdi maalesef net ithalatçıyız. Sonuç olarak, bakliyat üretiminin kendi ana vatanında azalmasıyla sektördeki güçlü pozisyonumuzu kaybettik. Nadas ve atıl alanların üretime kazandırılmalı. Nadas alanı 31 milyon ve atıl alan 20 milyon dekar. Bu alanı mutlaka üretime kazandırmalıyız” ifadelerini kullandı.
Haber- Hasan KUYUGÖZ
Türkiye'de ekilen bakliyat alanında yüzde 57’lik düşüş yaşandığını ifade eden Özdemir, “80’li yıllarda bakliyatta ekili alan 21 milyon dekardı. Şu an 9 milyon dekar. Yüzde 57 düşüş var. Aynı dönemde dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 35 arttı. Üretimimiz o yıllarda 2,1 milyon tona kadar çıkmıştı. Şimdi 1,1 milyon ton. Yüzde 48 azalma var. Oysa dünya bakliyat üretimi bu dönemde yüzde 52 yükseldi. TÜİK tahminlerine göre üretim hacmimizin bu yıl 1,3 milyon ton olması bekleniyor. Şu anki bakliyat üretim hacmimizin üzerinde ihracatımız vardı. İhracatımız 1,2 milyon tona ulaşmıştı ve dünya talebinin yüzde 20’sini karşılayarak ilk sıradaydık. Şimdi maalesef net ithalatçıyız. Sonuç olarak, bakliyat üretiminin kendi ana vatanında azalmasıyla sektördeki güçlü pozisyonumuzu kaybettik” dedi.
“ATIL ALAN 20 MİLYON DEKAR”
Nadas ve atıl alanların üretime kazandırılmalısı gerektiğini ifade eden Özdemir, “ Bu alanlarda bakliyat üretimi daha güçlü desteklenmeli. Çünkü Türkiye’de 235 milyon dekar işlenen tarım arazisi var. Nadas alanı 31 milyon ve atıl alan 20 milyon dekar. Yani işlenen tarım arazisinin yüzde 22’si olan 51 milyon dekarlık ciddi bir alan var. Bu alanı mutlaka üretime kazandırmalıyız. Bu alanların bakliyat ekimine uygun bölümlerinde bakliyat üretimini özellikle teşvik etmeliyiz. Bu alanların yüzde 20’sini bakliyat ekimine yönlendirebilirsek, bakliyatta arz açığı sorunu ortadan kalkacaktır.
“BİTKİSEL PROTEİN AKIMI”
İklim değişikliliği ve kuraklık ile ilgili konuya değinen Özdemir, “ Özellikle son iki yıldır yaşadığımız ve önümüzdeki yıllarda etkisini daha fazla hissettirecek bir diğer husus ise iklim değişikliği. Bu konuda NASA, FAO gibi kurumların çeşitli raporları var. 2021 yılında son 51 yılın en sıcak temmuz ayını yaşadık. Meteoroloji verilerine göre bakliyat üretim bölgelerinde yağışlar yüzde 20-40 arasında azalmıştı. Bu bağlamda; su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekimini mutlaka teşvik etmeliyiz. Bakanımız da bu konuda kuraklığa uygun, dayanıklı tohum çeşitlerinin üretilmesi konusunda çağrıda bulunmuştu. Şu an dünya genelinde bitkisel protein akımı var. Vegan, vejetaryen beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor. Türev ürünler konusunda Ar-Ge çalışmaları artıyor” ifadelerini kullandı.