2012 yılında başvurusu yapılan ve 2020 yılında yapılacağı belirtilen 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi 2022 yılına sarktı. İki yıldır büyük umutlar ile beklenen Kongre 6 Kasım’da başladı. 11 Kasım’a kadar devam eden kongrenin ilk yarısı tamamlandı. Kongreden hafızalarda kalan görüntü boş salonlar oldu. Kongrenin dördüncü gününde heyetin Adana ve Tarsus’a gezi düzenlemesinden sonra, boş olan salonlar bomboş kaldı.
Haber - Fırat TATLI
Mersin’de 6-11 Kasım tarihlerinde devam eden 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi, organizasyonun dördüncü gününde Adana ve Tarsus’a yapılan bahçe ve paketleme evlerine teknik turlar düzenlendi. Teknik gezilerin ardından tarihi ve turistlik yerlere ziyaretler yapıldı. Organizasyona yeteri kadar özen gösterilmemesi, kamuoyunda tepki çekti. Organizasyonun zayıf bir noktası da program tanıtımının iyi yapılamaması oldu. Öte yandan dördüncü günde stantlar boş kaldı ve geziden habersiz olan ziyaretçilerin eli boş kaldı.
30 ÜLKEDEN 500 BİLİM İNSANI
Geçmişi 1960 yılına dayan ve 4 yılda bir düzenlenen Uluslararası Turunçgil Kongresi Mersin’de ilk defa düzenleniyor. Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan ve açılışını, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin yaptığı 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi, Mersin kamuoyundaki sıcaklığını koruyor. Organizasyon toplamda 30 ülkeden yaklaşık olarak 500 bilim insanı ve sektör temsilcilerini bir araya getirirken kongreden istenilen verimin alınıp, alınmadığı tartışma konusu oldu.
İLGİ GÖRÜLMEDİ
Özellikle Covid-19 sürecinden kaynaklı organizasyonun 2022 yılına kaydırılması ve uzun bir hazırlık sürecinin olmasına karşın, Uluslararası Turunçgil Kongre’sinde tanıtım ve reklamda eksik kalınması, yerel ve ulusal basının tamamının davet edilmemesi kongreye beklenen ilgiyi oluşturmadı.
ÇİFTÇİ VE ÜRETİCİYE KONGRE YABANCI DİL VERİLİYOR
Türkiye’de narenciye üretimi denince akla ilk gelen illerden biri olan Mersin’de yapılan 14.Uluslararası Turunçgil Kongresi’ne, en başta katılması gereken çiftçi, üretici de kongreden umduğunu bulamadı. Bunun nedenleri arasında gösterilen en önemli etkenlerden birisi olarak da konuşmacıların İngilizce konuşması ve dil çevirisinin olmaması olarak yorumlandı.
