Seçer: ’Kul hakkı yiyenler bizden değildir’

Seçer: ’Kul hakkı yiyenler bizden değildir’ cukurovagazetesi.com

Tarsus’ta muhtarlarla bir araya gelen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, "Yetimin hakkına tenezzül edenler, kul hakkı yiyenler bizden değildir. Bizim siyasi anlayışımız bu" dedi.


Haber-Vecdi Yenigül

 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 'Muhtarlar Günü' dolayısıyla muhtarlarla Tarsus'ta bir araya geldi. Konuşmasına 'birlik ve beraberlik' mesajlarıyla başlayan Seçer, görev süresi boyunca hayata geçirdikleri hizmetlerle ilgili de muhtarlara bilgi verdi.

 

"HİZMET YAPMAK İÇİN GECEMİZİ GÜNDÜZÜMÜZE KATIYORUZ"

Muhtarların, kendisinin mesai arkadaşları olduğunu vurgulayan Seçer, "Aynı yolda yürüyoruz. Aslında kaderimiz de bir. Başarılı olacaksak hep beraber olacağız. Sonra sandık başına gidip vatandaşa hesap vereceğiz. 5 yıllık görev aldık. Bir sorumluluk aldık. Babamızın koltuğu olsa sorun yok. Ama halkın koltuğu olduğu için bunun sorumluluğu ağır. Adamı geceleri uyutmaz. Çocuğunu unutur, eşini unutur, işini unutur, aşını unutur görevini yapar. Muhtarlık, belediye başkanlığı, siyaset böyle. İşini doğru yapanlar için söylüyorum. Gerçekten erdemli insanlar için söylüyorum. Fazilet sahibi insanlar için söylüyorum. Yoksa bu makamlar büyük. Bu makamlarda eğer ki harama tenezzül edersen; tabi onları ayırıyoruz, onlar bizden değildir. Yetimin hakkına tenezzül edenler, kul hakkı yiyenler bizden değildir. Bizim siyasi anlayışımız bu. Övünüyoruz, güven duyuyoruz. Ulu Önder'imiz Atatürk'ümüzle övünüyoruz. Onun kuruduğu Parti'de de vatandaşlarımıza kutsal bir görev olan 'hizmet yapmak' için gecemizi gündüzümüze katıyoruz" diye konuştu.

 

"HERKES BİZİM İNSANIMIZ"

Bir Tarsuslu olarak toplantıda yer alanlara 'hemşehrim' diye hitap eden Seçer, "Mersin, hepsi bizim canımız, ciğerimiz; her şeyimiz. Anamur'dan Mut'a, Mut'tan Çamlıyayla'ya 16 bin kilometre alan. Burada yaşayan hemşehrilerimiz, her biri bizim kardeşimiz. Siyasette eğer ki 'bu beni destekledi, destelemedi; o oy verdi, vermedi' noktasına gelirsen asıl bölücü sensin. Bölücülüğü ben böyle tarif ediyorum. Herkes bizim insanımız. Bu kelimeleri, bu sözcükleri de kullanmak istemiyorum. Aslında ülkeyi biz böyle bölüyoruz. Olur mu? Kimliklerinizi çıkarın, üzerinde ne yazıyor? Türkiye Cumhuriyeti yazıyor. Buna şüphe yok. Hepimiz bu milletin insanı, evladı, efradı değil miyiz? Ben bu üzerinde bulunduğumuz ilçenin toprakları üzerinde doğdum. Atalarımı da burada gömdüm; annemi, babamı. Ben burada doğduğum gibi burada da doydum. Gerisi teferruat. Başka bir Türkiye'miz yok. Bulamazsınız böyle bir ülke. Başka bir Mersin'imiz yok. Başka bir Tarsus'umuz, Çamlıyayla'mız yok. Buna hep beraber sahip çıkacağız" ifadelerine yer verdi.

 

"İŞİMİZ GEREĞİ BİRÇOK İNSAN TANIDIK"

Kimseyle aralarında ayrım gayrım olmadığını vurgulayan Seçer, "Yıllardır babadan, aileden, Toroslar'ın eteklerinden ova köylere, denize kadar işimiz gereği birçok insan tanıdık. Vallahi biz işimizde, gücümüzde, ailemizde duymadık ki 'bu falanca partili yüz vermeyin, filanca görüşten, filanca mezhepten, filanca köyden.' Bizim aklımıza da gelmezdi, hiç de konuşmadık. Esnaf adamın; rızkında, işinde, gücünde olan adamın alışveriş yaptığı, çocuklarının rızkını oradan götürüyorsun; siyaseti olur mu? Olmaz. Bizim hiç olmadı" dedi.

 

"ÇALIŞMADAN, ÜRETMEDEN MAAŞ ALMANIN ADI NE OLUYOR?"

Zaman zaman kendisine yönelik kara çalmalar olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, "Siyasette bunlar doğal. Bunlara da çok açıkçası üzüldüğümü söyleyemem. Ama tabii ki aktarılıyor, dinliyorum. Çamur atacak; 'hizmet yapmıyor' demiyor. Çünkü diyemiyor.  'Çalıyor' demiyor, çünkü çalmıyor bu adam. 'İsraf yapıyor' diyemiyor, çünkü adam israf yapmıyor. Adam bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Ne diyor? İşte diyor ki 'belediyeden siyasi görüşü için işçi çıkartılıyormuş.' Arkadaş, şimdi bir başkanına ait bir şeyi bir yerden alıp, ondan izin almadan götürmenin adı lügatte ne oluyor? Hırsızlık oluyor. Peki çalışmadan, üretmeden maaş almanın adı ne oluyor? Şimdi böyle bakmak lazım. 11 bin insan çalışıyor. Anamur'dan Mut'a, Mut'tan Çamlıyayla'ya, Tarsus'a kadar. Bu 11 bin insan bana mı oy verdi?" ifadelerine yer verdi.