Pandemiden dolayı sıfır araç üretiminin durma noktasına gelmesiyle birlikte ikinci el araçlara talep arttı. Ancak son zamanlarda döviz kurunun aşırıya kaçan bir şekilde hareketlenmesiyle birlikte araba fiyatları katlandı. Araba almanın artık hayal olduğunu, araç piyasasının durmuş vaziyette olduğunu kaydeden Oto Galerici Abdullah Geldeç, araba alımını yakıt masrafı üzerinden örneklendirerek, “Bir insan ayda iki depo yakıt harcasa 2 bin lira demektir. Bir kişi aylık yakıt parasını karşılayamıyorken, aracı nasıl karşılayacak, araba almak için çektiği krediyi nasıl karşılayacak. Kimse alabiliyor
Özel Haber – Mehmet Çetin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi'ni açıklamasının ardından dövizde sert bir düşüş yaşandı. Bu düşüş, öncelikle sıfır otomobil fiyatlarında yüzde 10 indirim olarak yansıdı. Sıfır otomobildeki bu indirimlerin ardından ise ikinci el araç piyasasında da yaklaşık yüzde 10’luk bir gerileme oldu. İkinci el otomobil piyasasında araç fiyatlarının sürekli değişkenlik gösterdiğini belirten oto galerici Abdullah Geldeç, sattıkları aracın yerine başka bir araç koyamadıklarını söyleyerek, “2021 yılı oto galericiler için çok değişken fiyatlarla birlikte berbat geçti diyebilirim. Çünkü örneğin bir ay önce 300 bine aldığım bir aracın şu anda piyasası 250 binlerde seyretmekte ve direkt olarak şu anda elden 50 bin lira zarardayım. Onun için bu değişken piyasa çok kötü etkiledi bizi. Her sektörde olduğu gibi oto galeri sektörü de 2021 yılından, hayat pahalılığından ve son zamanlardaki döviz kurundan oldukça kötü etkilendi” ifadelerini kullandı.
“ELİMİZDEKİ ARAÇLARIN FİYATLARI ARTTI AMA SATIŞLARI DURDU”
Son zamanlarda araç fiyatlarının katlandığını ancak alım gücünün olmamasından dolayı satılamadığını kaydeden Geldeç, “2021 yılının ocak ayına göre şu anda araç fiyatları hemen hemen yüzde 50-60 oranında yukarılarda seyretmekte. Bizim elimizde olan araçların fiyatları yükseldi ama önemli olan talebin olması. Alım gücünün olmamasından dolayı aldığımız araçların hepsi elimizde kalmış oluyor. Yani bu durumda araç fiyatlarının artmış olması biz oto galericiler için kar marjının arttığı anlamına gelmez. Çünkü aldığımız aracı bizden alan kimse yok, alıcı bulunamıyor. Biz eskiden elimizdeki sermayeyle 5 araç alabiliyorken şu anda 2 araç alabiliyoruz ve bu da 3 aracın kaybolması demektir. Böyle devam ederse de artık o sermayeyle tek araç alabileceğiz. Ticari anlamdan bakıldığı zaman adet sayısı ne kadar fazlaysa kar oranı o kadar daha fazla olmuş oluyordu” şeklinde konuştu.
“SERMAYEMİZ GİTTİKÇE ERİMEKTE”
Piyasada bulunan araçlara oto galericiler olarak yatırdıkları paraların bağlı kaldığını ve sirkülasyon olmadığından dolayı da araçlardan kar etmeyip, kendi sermayelerinden geçindiğini belirten Geldeç, “Şimdi sermayemiz gittikçe erimekte. Dediğim gibi eskiden adet bakımından fazla alabildiğimiz araçları şu anda alamıyoruz ve üstüne bir de alım gücü kalmamış durumda. Vatandaş eskiden her halükarda bir araç alabiliyordu iyi ya da kötü. Memur da olsa, emekli de olsa, asgari ücretli de olsa iyi ya da kötü bir aracın gereklilik olduğunu biliyor ve alıyordu. Bu aracı bir iki yıldan sonra da para biriktirip de üst modelini alabilme şansına sahipti. Bir kişi şu anda arabasını dahi satamıyor çünkü sattığı taktirde sattığı arabasını bile alamayacağını biliyor. Sattığı aracın parası da o da çok iyi biliyor ki artık bu zamanın Türkiye’sinde elinde kalmayacaktır ve ancak gelmekte olan faturalara ödeme sağlayabilmektedir. Bizim envanterimizde 10 ya da 20 araç olması bir şey ifade etmemektedir. Çünkü alım gücü yok yani araç olsa ne yazar satılmadıktan sonra. Görünürde sermaye sahibiyiz ama alım gücü olmadığından dolayı sürekli bizde kendi sermayemizden yemiş oluyoruz ve biz de bu sefer araçları zararına vermek durumunda kalıyoruz. Dediğim gibi yükseğe aldığımız aracın piyasası neredeyse yarı yarıya ve biz direkt zararda olmuş oluyoruz. Biz satmak için aldığımız bir araçta bile zarardayken artık yediğimiz, içtiğimiz, kiralar, faturaların kendi sermayemizden gittiğini de söylemeye gerek dahi yok. Yani sermayemiz eriyor” diye ekledi.
“ARABA ALMAK HAYAL OLDU”
Bundan kısa süre önce herkesin iyi ya da kötü bir araç almak iççin birikim yapmaya çalıştığını ancak son zamanlarda araç piyasasının çok hareketlenmesiyle birlikte araç almaya gücün çok zorlaştığını söyleyen Geldeç, “2021 yılında en azında iyi ya da kötü bir araç alabiliyorken şu anda artık onu da alamıyor ve araba almak hayal oldu memur ve asgari ücretli için. Bir kişi bu dönemde araba almak istiyorsa nakit parası olacak, nakit parası olmadığına göre krediye yönelecek ama bu sefer de kredi çekemiyor çünkü faiz oranları çok yüksek. Şu anda çoğu memur belki de krediden dolayı borç batağındadır. Bir memurun maaşının 4’te 2’si kesin krediye gidiyordur ve bu durumda olan bir kişi nasıl araç alabilir ki. Böyle devam edecek gibi de görüyor çünkü her geçen yıl bir önceki yıldan daha kötü. Son 3-4 yılında sermayemiz komple eridi ve biz bile araç alamıyorken, bir memurun veya asgari ücretlinin araba alabilmesi hayaldir” ifadelerine yer verdi.
“ARACI OLAN YAKIT ALAMIYOR”
Akaryakıttaki büyük fiyat artışının araba satışını çok ciddi şekilde etkilediğini ekleyen Geldeç, “Eskiden bir yakıt deposu 250-300 liraya dolabiliyorken, şu anda bir yakıt deposu bin liraya yakın dolmaktadır. Bunu örneklendirmek gerekirse daha önce bir evin aylık kira parası olan ücret şu anda bir aracın yakıt deposunu dolduramıyor. Bir insan ayda iki depo yakıt harcasa 2 bin lira demektir. Bir kişi aylık yakıt parasını karşılayamıyorken, aracı nasıl karşılayacak, araba almak için çektiği krediyi nasıl karşılayacak. Yakıt fiyatları bu kadar artmışken bir insan araca masraf yapmaktansa kendini doyurma ve barınma derdine düşmüş durumda. Araç artık çok çok lüks bir şeydir diyebiliriz. 4 kişilik bir aile kendi geçimini sağlayamıyorken, faturalarını ödeyemiyorken nasıl kalkıp araç alabilecek. Ya da faturaları ödedi de arta kalan parayla nasıl bir araç alabilir ki. Araç bir fardır zaten yani zorunlu bir şeydir. Aracın olmaması demek bir hane için büyük bir eksiklik demektir ama bu zamanda kimse alamıyor” sözlerini kullandı.
“ÖTV İNDİRİMİ GERÇEKLEŞSEDE KUR FARKI FİYATIN DÜŞMESİNE ENGEL”
Bu yıl ÖTV indiriminin beklentileri arasında olmadığını, indirim gerçekleşse bile kur farkından dolayı bunun aracın fiyatına yansımayacağını söyleyen Geldeç, “Yurt dışında üretilmekte olan bir aracın fiyatının yüzde 70’inden fazlası ÖTV’dir ve kaldı ki ben ÖTV indiriminin uygulanacağını düşünmüyorum bu yıl. Diyelim ki ÖTV indirimi oldu bu yine bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü zaten Türkiye’ye de satılmakta olan araçların yüzde 99’u ithal. Alınan araçlar ithal olduğu için ÖTV indirimi gerçekleşse bile döviz kurundan dolayı fiyatlar yine en uç noktadan belirlenmiş olacaktır. ÖTV inse dahi kur farkı yansımış olacaktır ve araç fiyatları hiçbir şekilde düşmeyecektir. Kaldı ki ÖTV indiriminin yapıldığı sıfır araçları halk değil de bayilerin kendisi aldı ve bunlar ikinci el olarak sürüldü piyasaya bu da iki katına daha pahalı satılmış oldu. Bunlar da çok büyük etken denetimsizlikten dolayı. ÖTV indirimi olsa dahi kur farkı fiyatların düşmesine izin vermeyecektir” diye ekledi.
“ARAÇLARI ZARARINA SATMAK DURUMUNDA KALIYORUZ”
Döviz kurun yüksek olduğu zamanlarda yüksek fiyattan araba aldıklarını ve şimdi ise piyasanın değişkenlik göstermesinden dolayı zararına satma durumu ile karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Geldeç, “Bizim daha önce çok pahalıya aldığımız araçları zarardan satma gibi bir lüksümüz yok. Çünkü dediğim gibi son 3-4 yılda bizim sermayemiz zaten erimiş durumda. Her yıl bizde aldığımız araçların adetleri düşmekte. Biz zaten sermayeden eksilterek bu işi yapmaktayız şu anda ve o yüzden yüksekten almış odluğumuz araçları bizde bekletmek zorunda kalıyoruz. Zaten giderlerden vesaire zarar etmekteyiz ve araba piyasası şu anda durmuş vaziyette. Kimse alabiliyor kimse ne satabiliyor. Kaldı ki sadece bizim oto galeriden bir beklentimizin olması yanlış olur. Çünkü hayat şu anda zincirleme devam etmekte. Bizim diğer sektörlerdeki esnafların da iş yapması gerekiyor ki o çark bize kadar dönebilsin. Şu anda da piyasamızda çok büyük bir belirsizlik var, önümüzde sisli yollar var ve bu belirsizlik karşısında bizim de temennilerde bulunmaktan başka şansımız da yok” dedi.