Mersin’de yaşayan Öğretmen Çiğdem Dengiz, gönüllülük esasında yapmış olduğu tiyatroculuk eğitimi ve yazmış olduğu oyunlarla ilgili olarak gazetemizin sorularını yanıtladı. Dengiz, yazmış olduğu Şenay ile Vırak adlı tiyatro oyununun, Türkiye’de, 32 ilden yaklaşık 4 bin öğrenciye ulaşmasıyla ilgili konuşarak, “Oyunu toplamda 59 seans oynadım. 32 ilden izleyici ile yaklaşık 4 bin öğretmen, öğrenci ve velimiz oyunu izlemiştir. 8 eTwinning projesine bu oyunu oynadım. Her eTwinning projesinde yabancı ortaklar da vardır. Bu sayede oyunumuz yurtdışından da izleyici buldu” dedi.
Özel Haber – Erol Kamalak
Mersin’de yaşayan Öğretmen Çiğdem Dengiz, gönüllülük esasında yapmış olduğu tiyatroculuk eğitimi ve yazmış olduğu oyunlarla ilgili olarak gazetemizin sorularını yanıtladı. Uzun yıllar tiyatro ile ilgilendiğini söyleyen Öğretmen Dengiz, “Hep oynadım. Pandemi sürecinde öğrenciler uzaktan eğitimde çok sıkılıyordu. Acaba bir oyun yazabilir miyim düşüncesi doğdu. Oyunu yazdım ve önce komşuların torunlarına ve kendi öğrencilerime oynadım. Sonrasında bu oyunu online olarak oynayabilirim, dedim. Takip ettiğim eğitim sayfalarında ve sosyal medya hesaplarımda bir oyun yazdığımı ve bunu öğrencilere gönüllü oynamak istediğimi yazdım. Sonrasında bana ulaşan meslektaşlarım oldu. İzleyenler de tavsiye etti. Oyunu şubat 2021’den itibaren online ve yüz yüze oynamaya devam ediyorum. Günde bir defa oynadığım oyun günde dört seansa kadar çıktı. Hafta sonu tüm gün kurbağa kostümü ile gezdiğim oldu. Tek destekçim eşim ve çocuklarım oldu. Çünkü gün geldi tiyatro aralarında yemek yaptım. Kimi zaman evde tüm gün kostümle gezdim. Evimi sahneye çevirerek orman yaptım” ifadelerini kullandı.
“OYUNUMU 4 BİN KİŞİ İZLEDİ”
Kendi yazıp oynadığı oyun hakkında bilgiler veren Dengiz, “Oyunu toplamda 59 seans oynadım. 32 ilden izleyici ile yaklaşık 4 bin öğretmen, öğrenci ve velimiz oyunu izlemiştir. 8 eTwinning projesine bu oyunu oynadım. Her eTwinning projesinde yabancı ortaklar da vardır. Bu sayede oyunumuz yurtdışından da izleyici buldu. Oyunu doğudan batıya toplam 32 ildeki öğrencilere sergiledim. Özellikle Şanlıurfa, Mardin, Erzurum, Gaziantep gibi doğu illerimizden gelen dönütlerin çoğu aynıydı. ‘Öğrencilerimiz ilk defa tiyatro izlediler’ tepkileri beni çok motive etti. Doğudaki bazı okullarımız oyunu çok beğendik, tekrar oynar mısınız deyince aynı anda iki defa art arda oynadım. Bu çocukların etkilendiğini gösteriyor. Öğrencilerden ve öğretmenlerden olumlu tepkiler gelmesi, ben de tiyatro yapmak istiyorum, acaba yapabilir miyim diyen öğrencilerle bu konu üzerine ikna sohbetleri çok iyiydi. Ayrıca meslektaşlarımdan gelen, uzaktan tiyatro mu olur, önyargılarını yıkmak benim için motive edici bir süreçti. Oyundaki kuklayı nasıl diktiğimi anlatırken İstanbul'dan bir öğrencimizin söz alarak dikiş dikmeyi çok sevdiğini söylemesi ve benim ona dikiş takımı göndermem ve iletişimimizin devam etmesi, benim içim olumlu bir dönüttür” şeklinde konuştu.
“ASIL AMACIMIZ EMPATİ KURABİLMEYİ ÖĞRETMEK”
Oyunda asıl amaçlarının hiç kimseyi dış görünüşüne göre dışlamama ve empati kurmayı sağlama olduğunu kaydeden Dengiz, “Kilosundan dolayı dışlanan Şenay ile küçük ve kuyruksuz olduğu için dışlanan kurbağanın kurdukları dostluk ve yeteneklerini birleştirerek ormandaki dans yarışmasında 1. olduktan sonra, herkesin önyargılarını kırmak üzerinedir. Müziğin de oyunda etkileyici bir faktör olduğunu düşündüm. Çünkü oyun online olacaktı ve çocuklar izlerken sıkılabilirdi. Dikkatleri çekmek gerekiyordu. Küçük besteler yaptım ve oyun sırasında seslendirdim. Bir öğrencimizin ben ‘Arkadaşımın kilosu ile dalga geçiyordum, öğrencilerimiz ilk defa tiyatro izlediler. Bir daha böyle bir şey yapmam’ demesi benim için oyundaki en güzel dönütlerden biriydi. Oyun konu ve anlatım itibariyle anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine hitap ediyor” dedi. Oyundaki karakterleri anlatarak sözlerine devam eden Dengiz, “Kurbağa, Şenay ve yarışmanın sonucunu açıklayan sunucu. 3 karakteri de kendim oynadım. Şenay karakteri izcilerimle yaptığım bir bez bebektir. Onun seslendirmesini yaptım. Çocukların en büyük dönütü, ben arkadaşlarımla dalga geçiyordum. Bu oyunu izledikten sonra yanlış yaptığımı fark ettim. Öğrencilerimize izledikleri oyun ile ilgili bir resim yapmalarını istedim. Öğrenciler resmi öğretmenlerine gönderdi. Öğretmenlerimiz resimleri benimle paylaştı. Oyunun kitabını çıkararak, öncelikli olarak köy okullarına ulaştırmak. Bu tiyatro benim mesleki gelişimim açısından da olumlu oldu. Farklı illerdeki meslektaşlarımla tanışmak, bilgi alışverişinde bulunmak güzeldi. Talep olması halinde, çocuklarımıza fayda sağlamak koşuluyla oyunu sahnede oynarım. İlk hedefim kızımla köylere gidip, bizlere ulaşamayan öğrencilere ulaşmak ve oyunu oynamaktır. Oyundan sonra kitap dağıtıp öğrencilerin başında kitap okumaktır” diye konuştu.