Cumhuriyet Halk Partisi, Mersin Mitingi öncesinde CHP İl Binası’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm Mersinlileri mitinge davet eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Günlerdir Mersin’in sokaklarında milletvekili arkadaşlarımızla geziyoruz. Geçmişte CHP’ye, AK Parti’ye, HDP’ye MHP’ye, İYİ Parti’ye oy veren herkesin ortak fikri erken seçim” dedi.
Haber – Mehmet Çetin
Cumhuriyet Halk Partisi, 4 Aralık Günü gerçekleştireceği Mersin mitingi öncesinde CHP İl Binası’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığında gerçekleşen basın açıklamasına, CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ve parti üyeleri katıldı. Ağbaba, “Günlerdir Mersin’in sokaklarında milletvekili arkadaşlarımızla geziyoruz. Geçmişte CHP’ye, AK Parti’ye, HDP’ye MHP’ye, İYİ Parti’ye oy veren herkesin ortak fikri ‘erken seçim.’ Genel Başkanımız tarafından halkımızın bu haklı talepleri göz önünde bulundurularak, inatla ve ısrarla erken seçim yapmayı istemeyen Cumhur İttifakı bir kez daha uyarmak, erken değil acil seçim, hemen seçim isteğimizi bütün Türkiye’ye duyurmak için ilk mitingimizi Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nun yanındaki alanda gerçekleştireceğiz. Cumhuriyet Meydanı’nda yapmak istediğimiz, birkaç ay önce AKP Genel Başkanı aynı meydanda miting yapmıştı, AKP’nin Valisi ve Bakanlık tarafından engellendi. Meydan engellenebilir ama bilinsin ki Mersin’in her alanı bizim için meydandır, her alan halkımıza çıkacaktır. AKP’nin bu korkusunu anlamak mümkün, 19 yıldan beri yönetmiş oldukları koltuklarını kaybetmek üzere” diye konuştu.
“MİTİNGİMİZİ ÜLKENİN HER KESİMİ İÇİN YAPIYORUZ”
“Gerçekleştireceğimiz mitingte umudun meydanında milletin sesi yükselecek” diye Ağbaba, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çukurovalılarla, Mersinlilerle buluşacağını belirterek, “Her gün binlercesi kapanan, yaşam mücadelesi veren esnaflar, insanca yaşabilmek için, bir asgari ücret bekleyen işçiler, milyonlarca işsiz gençlerimiz, emeklilerimiz, yoksullaşan memura, yıllardır söz verilip de tutulmayanlar, 3600’ü bekleyen öğretmenler, sağlık görevlileri, sokaktan geçinimi sağlayan 6 milyon sokak emekçileri, yurt bulamayan, barınamayan, KYK yurt borcunu ödeyemeyen öğrenciler, pandemide ölüme terk edilen sanatçılar, gübre- mazot alamadığı için tarlasını ekmeyen çiftçiler yem alamadığı için hayvanlarını kesip ya da satmak zorunda kalan hayvancılar ve mafyaya teslim olmuş devlet için bu mitingimizi yapıyoruz” dedi.
“BU MİTİNGİMİZİ EN ÇOK DA CUMHUR İTTİFAKI İÇİN YAPIYORUZ”
“Ülkenin üzerini saran Cumhur İttifakı ve kara bulutları dağıtmak ve güzel yarınlara kavuşmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” diye ekleyen Ağbaba, “Mitingimize hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün Mersinlilere, halkımızın sesine ses olmak, milletin sesine ortak olmak için Tevfik Sırrı Gür Standı’nın yanındaki alana davet ediyoruz. Bu mitingimizi en çok da Cumhur İttifakı için yapıyoruz, Cumhur İttifakı’na milletin sesini duyurmak için yapıyoruz. Bilindiği üzere erken seçimin bir kabile sisteminde olabileceğini söylüyordu. Hemen hatırlatalım ki; 1 Kasım 2018 seçimlerinden hemen sonra 24 Haziran’da bir erken seçime gidildi, o zaman Türkiye kabile devleti miydi? Ya da Recep Tayyip Erdoğan kabile reisi miydi? Diye sormak isteriz buradan” ifadelerine yer verdi.
“TÜİK, VERİLERİ GÖRMEZDEN GELMEYE DEVAM EDİYOR”
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamış olduğu verilerin gerçek dışı olduğunu kaydeden Ağbaba, “Türkiye’de önemli bir yoksullaşmayı hep birlikte yaşıyoruz. Türkiye’nin en güvenilir enflasyon açıklayan grubu, kasım ayı enflasyonunu yüzde 58,6 olarak açıkladı. Yani halkın gerçek enflasyonu bu ve TÜİK’in açıklamış odluğu enflasyon rakamı ise 21, 31. TÜİK verilerinde dahi bu son 36 ayın en yüksek enflasyonu. Üretici enflasyonu ise yüzde 54,62’ye vararak rekor kırmış durumda. Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark yüzde 33,01. TÜİK verilerine göre sivri biberin fiyatı yüzde 56, ay çiçek yağı yüzde 50, nohudun fiyatı yüzde 47, makarnanın yüzde 4, yumurtanın 41 oranında zam aldığı halde, enflasyon zamlandığı halde TÜİK bu verileri görmezden gelmeye devam ediyor. TÜİK mucizeler yaratmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
“TÜİK’İN KAPILARI DEMOKRASİYE KAPANDI”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’e alınmamasıyla ilgili olarak “Demokrasinin kapıları kapandı” diyen Ağbaba, “Her vatandaşın hakkı olduğu gibi TÜİK ile görüşmeye gitti, maalesef TÜİK’in kapılar kapandı, TÜİK’in kapıları demokrasiye kapandı. Kemal Kılıçdaroğlu TÜİK’e alınmadı. Türkiye’nin geldiği nokta bu. TÜİK’le beraber demokrasinin de devlet kurumlarından ne hale geldiğini gösteriyor. Ne demişti Nazım Hikmet? Hiçbir korkuya benzemez halkı satanların korkusu. TÜİK’in kapılarının kapanması sadece kendi korkusu değil. Baş ekonomistimiz yeni model olarak Çin’i örnek göstermiş. Ekonomide yeni dönem başlattı. Üretimde yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş demiş. Çin modeli demek ucuz işi gücü demek, ucuz emek cenneti olmak deme. Çin’de hatırlarsınız bir işçi bir gün çalıştırabilirsiniz. Türkiye’de mevcut bugün ki kurla beraber asgari ücret 205 dolara kadar düşmüş durumda dünyanın en büyük ucuz iş gücü olarak bilinen Çin’de ise ortalama ortala asgari ücret 385 dolar. Yani, Çin’le aramızda tam 180 dolar neredeyse bir asgari ücret kadar fark var. Baş ekonomistin bahsettiği ekonomi büyüme modeli ucuz emek cenneti. Emekçilerimiz yabancılar köle gibi çalıştırılması modelidir. Türkiye’de yaşayan insanların yabancıların kölesi olmasıdır. Kölelik yüzyıllar önce bitti. Bu model ise kölelik modelidir. Binlerce işçimizi açlığa yoksulluğa mahkum etmektir” sözlerini kullandı.
“TÜRK LİRASI TARİHİMİZİN EN DEĞERSİZ EN İTİBARSIZ GÜNLERİNİ YAŞIYOR”
Bu artışların devam etmesi durumunda birkaç ay sonra iğne ve ipliğe dahi büyük zamlar geleceğini ekleyen Ağbaba, “Maalesef yokluğa, yoksulluğa teslim etmeye çalışan bir siyasetle karşı karşıyayız. Bunların hepsi bilinçli olarak yapmış olduğu şey. Türk Lirası tarihimizin en değersiz en itibarsız günlerini yaşıyor. Çin parası karşısında, Sudan para birimi, Bulgar para birimi karşısında değer kaybediyor. Türkiye’ye Bulgaristan’dan İran’dan ucuzluk almaya gelen insanlar var. Türkiye’yi yoksulluğun satıldığın bir ülke haline dönüştürmüş durumda. Dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ülkelerden biri Arjantin. Arjantin para birimi karşısında da para birimimiz değer kaybediyor. Daha acısını söyleyeyim, bugün savaşın içerisindeki yıkım içerisindeki Afganistan para birimi karşısında da para biriminiz değer kaybediyor. Tüm bu acı gerçekleri dile getirmek için milletin sesi olacak kürsüde” ifadelerini ekledi.
