Kılıçdaroğlu: “Nakliyecilerin ekonomiye katkısı çok, hallerini soran yok”

Kılıçdaroğlu: “Nakliyecilerin ekonomiye katkısı çok, hallerini soran yok” cukurovagazetesi.com

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Büyük Nakliyeciler Buluşması” çerçevesinde Mersin’e gelerek nakliyeci, kamyoncu ve tır şoförleriyle buluştu. Buluşmada konuşan Kılıçdaroğlu, “Bir bakanı bulup da derdimizi anlatabilir miyiz diye koşuyorsunuz. 670 bin kişilik bir sektör olacak, alın teri ile çalışacak, direksiyon başında 24 saat neredeyse çalışacak ama derdinizi anlatacak yer yok. Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar” dedi.


Haber – Vecdi Yenigül

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ‘Büyük Nakliyeciler Buluşması’ çerçevesinde Mersin’e gelerek, nakliyeciler, kamyon ve tır şoförleriyle buluştu. Nakliyeciler Sitesi arkasındaki Mersin Büyükşehir Belediyesi Tır Garajı’nda gerçekleşen buluşmaya, CHP Mersin Milletvekilleri, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP’li ilçe belediye başkanları ve sektör temsilcileri katıldı. Buluşmada nakliyecilerin genel sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, Mersin’in sadece bu bölgenin değil, sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil dünyanın çok önemli bir merkezi haline geleceğini belirterek, “İktidar olursak bunu görecekseniz. En önemli merkez haline en geç 8-9 yıl içerisinde gelecek. Böylece bu bölge sadece Türkiye’ye hizmet veren bir bölge değil, sadece Akdeniz ülkelerine hizmet veren bir bölge değil bu bölgeye dünyaya özellikle Avrupa ve Amerika’ya en büyük hizmeti götürecek bölge olacak. Burası İstanbul’dan sonra en büyük kent olacak. Akdeniz’in en büyük havzası olacak. Bu kadar büyük bir imkanı bugüne kadar kimse kullanmadı. Biz kullanacağız. Herkes kazanacak bu bölgede. Bu bölgede katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. Bu bölgede aynı zamanda arka arkaya otomobil fabrikası kurulacak” diye konuştu.

 

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK LOJİSTİK FİLOSUNUN OLDUĞU ŞEHİR MERSİN”

Mersin’in en önemli sektörünün, lojistik sektörü olduğunu, bununla ilgili olarak da toplantı, bilgi alışverişinde bulunmak üzere gelen CHP Genel Başkanına teşekkür ederek konuşmalarına başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Genelde sektörler, sektör temsilcileri siyasetçilerden randevu bekler. Sorunlarını anlatabilmek için bekliyorlar bunu. Ancak sayın genel başkan, sektör temsilcilerinin yanına kadar geldi ve bu sorunları bizzat kendi içimizde bizlerle beraber değerlendirebilmek için Akdeniz’in incisi Mersin’imize konuk oldu. Şehrimiz çok sektörlü bir şehir. Biz de her şey var. Lojistik de bütün bu sektörlerin yarattığı bir sektör. Yani sanayi, liman, tarımsal üretim, turizm hepsi var. Bütün bu sektörlere hitap edebilecek lojistik bir destek lazım. Mersin’de lojistiği lojistik yapan özellik bu. Türkiye’nin en büyük lojistik filosunun olduğu şehir Mersin. Ama ne yazık ki bu kadar dolu dolu konuşuyoruz bu sektörü ama bir o kadar da sorunlarını konuşmamız lazım. Elbette 2,5 yıllık görev süremiz içerisinde sizlerin başını öne eğdirmeyecek bir şekilde gerekli katkıyı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Ama siz de takdir edersiniz ki bir anda yılların önünüze koyduğu sorunları çözme şansına sahip değilsiniz” ifadelerini kullandı.

 

“LOJİSTİK SORUNLARINI ÇÖZME İRADESİNDE OLACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUM”

Görevde kaldığı sürece nakliye sorunlarını bir bir çözme iradesini sürdüreceklerinin sözünü veren Seçer, “Yenice’de yeni yeni şekillenen bir lojistik köyümüz var. Bu iyi bir durum. Yine o bölgede, uluslararası ÇukurovaKargo Havalimanı var. Bunlar lojistiği güçlendirmemiz gerektiğinin işaretleri. Mersin-Adana-Gaziantep-Osmaniye hızlı tren yapımı olacak. Ana konteyner limanı, lojistik ile uğraşan kardeşlerim bu limanın önemini benden çok daha iyi bilecektir. Doğu Akdeniz çanağının çok önemli bir noktasındayız. Türkiye’nin en büyük limanı. Elleçleme kapasitesi en yüksek limanı. Mersin’in dış ticaret hacmi yaklaşık olarak 5 milyar dolar civarında. 3,2 milyarı ihracat, geri kalan kısmı da ithalat. Yüzde 50’si de bu liman aracılığıyla yapılıyor. Geri kalanı da lastik tekerlekli araçlarla yapılıyor. Ancak yeni planlanan ve Cumhurbaşkanlığı yatırım programında da olan 10. Kalkınma Planı’nda Mersin’de bir ana konteyner limanı ibaresi ile yer alan ama bizim de kafamızı karıştıran 11. Kalkınma Planı’nda Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı olarak hala gündemde bekletilen bir proje var.

Partimizin çok önemli bir lojistik projesi var. Merkez Türkiye Projesi. Muazzam bir entegrasyon alanı. Ben umut ederim, isterim ki bizlerin genel iktidarında Mersin’ime, merkezi hükümetin daha yüzünü dönerek bakması. Bunu sizden talep etme hakkım olduğunu düşünüyorum Sayın Genel Başkanım” şeklinde konuştu.

 

“NAKLİYECİLER ÇOK AMA SAHİPLENEN YOK”

Türkiye’de 670 bini aşan nakliyeci olduğunu, nakliye sektörünün sahipsiz bir sektör olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir bakanı bulup da derdimizi anlatabilir miyiz diye koşuyorsunuz. 670 bin kişilik bir sektör olacak, alın teri ile çalışacak, direksiyon başında 24 saat neredeyse çalışacak ama derdinizi anlatacak yer yok. Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık katkı yapıyorsanız bu katkıyı kısa sürede 50 milyar, 100 milyar dolara çıkarmak mümkün. Çünkü öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki Asya ile Avrupa arasında köprüyüz. Nakliye sektörü açısından çok önemli bir coğrafyamız var. Bu coğrafyanın hakkını veriyor muyuz? Hayır vermiyoruz. Biz bunu Mersin’de düzenledik, çünkü siz buradasınız ve çalışıyorsunuz. O zaman biz burada düzenleyelim, oturup konuşalım dedik. Sizin bir sorununuz var. Baktığımızda 50’yi aşkın derneğiniz var. Ama bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. Bütün nakliye sektörünü toparlayacak bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. O zaman sizin sesiniz daha gür çıkar. O zaman her siyasetçi mutlaka gelir sizi dinlemek zorunda kalır. Sizin bir sağlıklı çalışma iklimine ihtiyacınız var. Araç muayene ücretleri oluyor, hep beraber şikayet ediyorsunuz ama sonunda götürüp parayı ödüyorsunuz ve para ödedikten sonra şikayetler bitiyor. Çünkü başka sorunlar çıkıyor” şeklinde konuştu.

 

“EŞİTLİKÇİ REKABET ORTAMI SAĞLANMALI”

Nakliye sektörünün Avrupa’daki sektörle rekabet etmesi, sağlıklı bir rekabet ortamının oluşturulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Onlara her türlü imkan sağlanıyor. Ama biz size sağlayamıyoruz. Bu yüzden de sorun çıkıyor ve rekabet etmekte zorlanıyorsunuz. Bunlardan birisi hurda desteğidir. 20 yıl aracı kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız. Size bu desteğin verilmesi lazım. K1 belgesi alıyorsunuz. Yolcu taşımacılığında bunu satabiliyorsunuz ama tıra gelince bunu satamıyorsunuz. Önünüzdeki engel nedir? Bu engelin kalkması lazım. Herhangi bir kişi taksi plakası alamaz. Ama sizin işinizi yapmak için paranız varsa gider kamyonunuzu alırsınız, başlarsınız çalışmaya. Niye tahdit yok? Sizin plakanızın değerli olması lazım. Taksi plakası nasıl değerliyse tır ve kamyon plakasının da değerli olması lazım. Tahdit gelecek o da sizin güvenceniz olacak. 25 milyar dolar katkı veriyorsunuz ama bazı arkadaşların KDV alacağı var. Devletten KDV alacağı var alamıyorsunuz. Zamanında alamıyorsunuz size faiz ödenmesi lazım. Siz vergiyi biraz geç ödeyin bakın nasıl gecikme zammı uygulanıyor. Devletten alacağınıza da uygulanması lazım. Bu mesleğe itibar kazandırmamız lazım. Bu mesleğin cazip bir hale getirilmesi lazım. İyi yetişmiş bir şoföre herkesin ihtiyacı var. Acaba var olan iktidar bunun geleceğini düşünüyor mu? Bunun bir okulu olacak mı? İnsanlar buralarda yetişecekler mi? AB ile aramızda bir sürü sorun var. Bu şimdilik basit bir sorun gibi gözükebilir ama ileride daha büyük sorunlar olacak. Belki araçlarınızı sokmayacaklar Avrupa’ya. Belki daha ağır vergiler alınacak. Hükümetin bunlara uygun araçlar üretmesi, üretilmesi için teşvik vermesi lazım ve siz araçlarınızı yenilerken bu motor emisyonunda AB ile uyum içerisinde olması lazım. Akıllarına geliyor mu?” diye ekledi.

 

“DIŞ POLİTİKADA KAVGAYI DEĞİL, BARIŞI ÖNCELEYECEĞİZ”

Dış politikada da sorunlar yaşandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında Suriye ve Mısır ile hemen barışacaklarını vurguladı. Suriye'den Mısır'a kadar giden yolların tamamını trafiğe açacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Dış politikada kavgayı değil, barışı önceleyeceğiz. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, burada karşılaştığınız sorunları da biliyorum. Sarp Sınır Kapısı’nda günlerce bekleyen tır şoförlerini biliyorum. Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla Ro-Ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin-2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum. Yabancı tırlardan alınmayan paraların Türk tırlarından alındığını biliyorum. Hükümet buna neden müdahale etmiyor? İki devlet bir milletsek, bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz, bunu sormayacak mıyız? Bunun çözülmesi lazım” dedi.Bütün bu sorunların çözülmesi için nakliyecilerin oylarının rengini değiştirmesi gerektiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Ben sizin oyunuza talip değilim, altını çiziyorum. Ben sizin dertlerinize, sorunlarınıza talibim” ifadelerini kullandı.

 

 

“BİZLER EKMEĞE MUHTAÇ EDİLDİK”

Nakliyecilerin en büyük sorunu İstanbul’da icracılara teslim edildikleri olduğunu dile getiren nakliyeci İzzet Özden ise, “Köprüden geçiyoruz, nakit para ödüyoruz, OGS ve HGS’den para çekiliyor ama eve de icra kağıtları gidiyor her şeye rağmen. Eve gelen icra mektuplarının ardı arkası kesilmiyor. Bu ülkede kamyoncu, tırcı tefecilere teslim edilmiştir. Bizlere evlerimize ekmek götüremiyoruz, çocuklarımıza, ailemize, eşimize hasret kalıyoruz. Malatya’dan çıkıp, Sivas’a gelmeden 9 saatlik sürüş saatim dolmuş oluyor ve 9 saat sonrasında karın, kışın ortasında, eksi derecelerde 12 saat aç susuz kalmak zorunda kalıyoruz. Ondan sonra Amasya’ya geliyorum trafik polislerine rastlıyoruz ve yukarıdan aldıkları talimatlarla ceza kesiliyor. Eve sürekli ceza kağıdı gelmekten postacı eve gelmekten utanıyormuş artık ama bu iktidar kamyoncuya yüklenmekten utanmıyor. Bizi ekmeğe muhtaç etti. Bizim bir isteğimiz daha var; Ankara ve İstanbul’da sebze ve meyve hallerine giriş çıkış kantar ücretlerinin İzmir’deki gibi bedava olmasını istiyoruz. Benim babam geçen sene kamyonunun içinde kalp krizi geçirerek hakkın rahmetine kavuştu. Bu meslekte bizler nerede ve ne zaman öleceğimizi bilemiyoruz. Arkamız yok, sahibimiz yok, yetkililer masalarında oturmuş, şoförün nerede, ne çektiğini bilmez, halini sormaz” dedi.

 

“HER YIL YENİLENEN BELGELER BAŞINA ÇOK PARALAR ÖDÜYORUZ”

Nakliyecilerin bir başka büyük sorunlarının ise ehliyetlerden dolayı olduğu belirten Özden, “E sınıfı ehliyet almışım, bunun anlamı ticari araç kullanabilmektir. Bizden psikoteknik isteniyor onu alıyoruz, psikoteknik demek deli mi akıllı mı olduğuna bakılıyor; eğer ki deliliğimden şüphe duyuyorsan bana ticari araç ehliyetini ne diye veriyorsun o zaman. Her yıl yenilenmek zorunda olan belgelerimiz var ve her bu yenilenen bir belge başına da ekstra paralar ödüyoruz. Bu resmen bir soygundur. Kamyoncu durduğunda, çalışmadığında iktidarın el değiştirmesine gerek kalmayacaktır, o zaman ülke biter zaten. Ama bu şekilde devam ettiği taktirde de kamyoncu gidecek, bitecek ve o zaman hepimiz yok olacağız. Suriyeli ülkemizde birinci sınıf muamelesi görürken, kamyoncu 10’uncu sınıf muamelesi görmesin. Biz ayın 25 günü arabalarımızla yollarda geziyoruz, o yüzden bir an önce bu sistemin değişmesini, kamyoncuların haklarının teslim edilmesini istiyoruz. Biz kamyoncular iktidarlara değil, devlete çalışmak istiyoruz” diye ekledi.

 

“İSTENEN TALEPLERE UYGUN ŞARTLAR SUNULMALI”

Özkan Yılan’a verilen fırsattan dolayı teşekkür ederek, nakliyecilerin sıkıntılarını dile getiren Karayolları Yük Taşımacıları Federasyon Başkanı Ahmet Uzun ise, “Burada başkanlarımızı dinledik fakat şunu gördük ki herkes limandan, gümrükten bahsetti. Fakat asla uzun yol emekçilerinin sıkıntılarından bahsetmedi. Ben size bahsedeyim. Ülkemiz, mevcut hükümetimiz, Avrupa Birliği, Karayolu Yük Taşıma Yönetmeliğini değiştirdi. Değiştirdikten sonra ülke bize dedi ki, ‘bizimle ticaret yapmak istiyorsanız şayet, karayolları yük taşıma yönetmeliğini değiştireceksiniz’ dedi. Bizde de kanun yapıcılar, o zaman biz yoktuk. Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu, Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Bendevi Palandöken ve Fevzi Apaydın’la bu konu hakkında istişare yaptı. Ve bunun detayını bilmedikleri için olur kararı verdiler ve yönetmelik değişti. Yönetmelikte, yük bildirimi var. Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi (U-ETDS) sistemi. Taşımış olduğum her yükü 6 saat içinde Maliye Bakanlığı’na bildirmek zorundasınız. Ve Takograf ilgilendirme ve bilgilendirme geldi. Takograf eskiden beri vardı. Bununla alakalı şikayetçi değiliz. Devletimiz bu kanunu getirdikten sonra bizim uymamamız mümkün mü? Uyacağız. Şikayet etmek için de konuşmuyorum. Biz bununa da çözüm yolu geliştirmek zorundayız. Bunun çözüm yolu nedir? Eğer ki devlet takograf ilgilendirme ve bilgilendirme benden istiyorsa ilk önce beni tanımlaması lazım. Bana plaka tahditi vermesi lazım. Bu sektöre her yıl binlerce insan bağını bahçesini satarak giriyor ve iflas ederek çıkıyor. Fiyat belirsizliği oluyor. Biz siyasetçi değiliz asla olmayı düşünmüyoruz. Eğer gelirse biz de sağlıklı şekilde takograf veri ilgilendirme ve bilgilendirmeyi de alır. Yük bildirimi diyor. Tamam verelim. Ama benden istiyorsan ilk önce bana kilometre fiyat uygulaması getireceksin. Bizim birim maliyetimiz bir aracımızın kilometrede tekerinin döndüğü maliyeti 5.24 kuruştur. Bütün vergilendirmeler masraflar için 5.24 kuruş. Hiç kimseyi yormayacak şekilde bunun çözüm yolu şudur, 1 litre mazot fiyatına eşittir 1 kilometre yol olmalıdır” şeklinde konuştu.