Şahin: “Tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz”

Şahin: “Tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz” cukurovagazetesi.com

Mersin Nükleer Karşıtı Platformu (NKP), Hiroşima ve Nagazaki saldırısının yıl dönümünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Mimarlar Odası Şube Başkanı Ünal Şahin, “Ülkemiz ve dünya hükümetlerine sorumluluklarını hatırlatıyor, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı samimiyetle destekleyerek onaylamalarını talep ediyor sadece Akkuyu’da değil tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz” dedi.


Haber – Vecdi Yenigül

Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, Hiroşima ve Nagazaki saldırısının yıl dönümünde nedeniyle Atatürk Parkı’nda bir basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına, Tabipler Odası Başkanı Mehmet Antmen ve Tabipler Odası üyeleri, Mimarlar Odası Şube Başkanı Ünal Şahin, Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin, Baro Başkanı Gazi Özdemir, DİSK Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, önceki dönem Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, TÜM-BEL-SEN Mersin Şube Başkanı Mustafa Özbay, Yeminli Mali Müşavir Ahmet Akın, birçok aktivist, çevreci ve basın mensupları katıldı.

“76 YILIN OLUMSUZ ETKİLERİ GÜNÜMÜZDE HALA DEVAM EDİYOR”

76 yıl önce insanlık tarihinin en büyük kırımının olumsuz etkilerinin hala daha devam ettiğini belirten Şahin, “İnsanlık o zamana değin görülmemiş bir kitle kırım silahının hedefi oldu. 2. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru, Birleşik Krallığın onayını alan Amerika Birleşik Devletleri emperyalist hegemonyası için, 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima’ya atılan 4 ton ağırlığında ve 15 kiloton etkisindeki taktik atom bombası ile 70 bin kişiyi öldürmüş, bir o kadarını da yaralamıştır. 3 gün sonra Nagazaki’ye atılan 20 kilotonluk taktik atom bombasıyla da 74 bin kişi ölmüş ve 75 bin kişi yaralanmıştır. Daha etkili olması amacıyla havada patlatılan bombalarla her iki şehir tamamen tahrip edilmiş, doğal çevrede yaşam olanaksız hale gelirken, radyoaktivite yıllar boyu yaşamı tehdit etmiş, hayatta kalabilen insanlardan yüz binlercesi sakatlıklar, yanıklar, sistemik hastalıklar ve kanserlerle yaşamlarını sonlandırmıştır. 76 yılın olumsuz etkileri günümüzde hala devam etmektedir” diye konuştu.

“GÖZYAŞLARIMIZA AKKUYU İÇİN DÖKÜLECEK GÖZYAŞLARI EKLENMESİN”

Nagazaki ve Hiroşima’ya atıldığı o tarihten bu yana dünyada irili ufaklı yüzlerce nükleer felaket yaşandığını söyleyen Şahin, “Basit bir insan hatasından kaynaklanan Çernobil Nükleer Santral kazası ile deprem gibi bir doğal afet sonrasında meydana gelen Fukişima Nükleer Santral kazasında da gördüğümüz gibi bu tesisler böylesi durumlarda kendileri adeta nükleer bombalara dönüşüverdi. Daha geçen gün Muğla Kemerköy Termik Santralı’na sıçrayan alevler hepimize ‘söz konusu bir nükleer santral olsaydı başımıza gelecek felaket ne olurdu?’ sorusunu sordurdu. Tıpkı topraklarının yüzde 92’si deprem bölgesinde olan ülkemizde her depremden sonra ‘ya nükleer santralımız olsaydı’ sorusunu sorduğumuz gibi. Fukuşima benzeri bir felaketin yaşanmayacağına hiç kimse garanti vermez. Çoğu büyük felaketin, çok küçük ihmaller ya da dikkatsizlikler sonucu ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Hiroşima’da, Nagazaki’de, Çernobil’de, Fukuşima’da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin” şekline konuştu.

“NÜKLEER SANTRALLER, ULUSAL GÜVENLİĞİMİZİ TEHDİTLERE AÇIK HALE GETİRİLMİŞ”

Açılan ve açılacak olan nükleer santrallerin ülkeyi ulusal tehditlere karşı açık hale getirdiğinin altını çizen Şahin, “Nükleer Enerji Santrallerinin gereksizliği, yanlışlığı konusunda konuşmaktan, anlatmaktan, sesimizi duymayan iki adım ötemizdeki ‘karar vericilerin’, etkili ve yetkili insanların aymazlığını deşifre etmekten asla yorulmayacağız. Nükleer güce sahip olmayı ulusal bir itibar meselesine dönüştüren siyasi iktidar, milli güvenlik ve enerji ihtiyacı bahanesiyle, yarattığı çok yönlü tehlikelere rağmen, nükleer silahlara geçiş birikimi oluşturduğu kabul edilen, Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da kurulması planlanan santrallar ile olası nükleer silah üretimine kapı aralamıştır. Kapitalizmin sömürü hırsıyla, ulusal çıkarlar konusunda her an karşı karşıya gelebileceğimiz Akkuyu Nükleer Güç Santralı ve kurulması planlanan diğer nükleer santralleri inşa ederek faaliyete geçirecek ülkelerle, ulusal güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmiş, santrallerde yaşanacak olası bir kaza ya da düzenlenecek bir saldırı sonucunda kaybedilecek hayatlar, ulusal kaynaklar dikkate alınmamıştır” ifadelerini kullandı.

“NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİNDEN İVEDİLİKLE VAZGEÇİLMELİDİR”

İklim krizinin etkilerinin her gün çok daha vurucu şekilde yaşandığını ve hele ki Akdeniz İklimi karşısında yanan ormanların iklim krizinin en acı örneği olduğunu söyleyen Şahin, “Kırılgan Akdeniz coğrafyasında yer alan Mersin’in iklim krizi karşısındaki kaderi, ne yazık ki ülkemizin diğer coğrafyalarından farklı olmayacaktır. İlk olarak, 28 Temmuz 2021 tarihinde Antalya Manavgat’ta başlayan, bir haftadır Osmaniye, Adana, Muğla ve Mersin’de devam etmekte olan ve afet boyutuna ulaşmış orman yangınları ne yazık ki iklim krizinin en acı sonuçlarındadır. İklim krizinin etkilerini her gün daha çok ve daha vurucu şekilde yaşadığımız bugünlerde Mersin Akkuyu mevkiinde inşaası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali, olası bir afetle bütün coğrafyayı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu kapsamda, başta Akkuyu mevkiinde yapımı süren ayrıca Sinop ve İğneada’da yapılması planlanan nükleer enerji santrallerinden ivedilikle vazgeçilmelidir” dedi.

“NÜKLEER SİLAHLARIN YASAKLANMASI ANLAŞMASI’NI DESTEKLİYORUZ”

Mersin Nükleer Karşıtı Platform olarak, Hiroşima ve Nagazaki’ye düzenlenen saldırıların 76. Yıl dönümünde Uluslararası Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nı desteklediklerini belirten Şahin, “Ülkemizin bu kirli ve geri kalmış teknoloji ile zaman kaybetmemesi, enerji planlamasını yapması, mevcut alt yapısını çevresel sorunları gözeterek yapılandırması ve hiç kuşkusuz enerjinin kim için ne için sorusuna kamu yararı gözetir bir biçimde cevaplayarak enerji politikasını bu kapsamda belirlemesi gerekmektedir. Bizler, ülkemizde yaşanan derin krize rağmen, yoksulluğun önlenemez bir hızla büyüdüğü bir ortamda; insanlar ve diğer canlılarla birlikte doğayı yok etme pahasına, etkileri yüzyıllar süren nükleer teknolojilerin hayatlarımıza sokulmasını kabul etmiyoruz. Salgın, işsizlik, ekonomik kriz, temel insani ihtiyaçlara ulaşma güçlükleri gibi ciddi toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğumuz bu günlerde, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine nükleer santral çalışmalarına hız verilmesini, kaynakların silahlara yatırılmasını kınıyoruz. Aksi takdirde, ülkemizin ve bölgemizin geleceği, halkımızın ve doğamızın sağlığı ipotek altına alınmış olacaktır. Ülkemiz ve dünya hükümetlerine sorumluluklarını hatırlatıyor, Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı samimiyetle destekleyerek onaylamalarını talep ediyor sadece Akkuyu’da değil tüm dünyada nükleer santrallerin kapatılmasını istiyoruz” diyerek konuşmalarını sonlandırdı.