Acar: “İtibarımıza verdiğimiz değer ticaretimize yansıdı”

Acar: “İtibarımıza verdiğimiz değer ticaretimize yansıdı” cukurovagazetesi.com

Mersin’de inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe faaliyetlerini sürdüren ve her geçen gün büyüme odaklı çalışmalar yapan MERTAŞ, genç yönetici Doğukan Acar önderliğinde sektöre değer katmaya devam ediyor. Babasından devraldığı yönetim koltuğunda edindiği tecrübeleri ve başarıları gazetemize anlatan Acar, “Bu zamana kadar insanlara olan sevgimiz ve saygımız bizim ticaretimizin gelişmesindeki en büyük etken oldu” dedi.


Haber- Barış Köksal

MERTAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Doğukan Acar, iş hayatına 10-11 yaşlarında babasının yanında çalışarak başladığını söyleyerek, “Babam gelenekçi bir insan olduğundan ötürü pratik kazanmamız için okuldan arta kalan zamanlarda bize küçük yaşlarda işi öğretmeye başladı. Babam bize karşı iyi ki böyle bir yol izlemiş. Bu durum bize genç yaşta şirket yönetebilme noktasında büyük kolaylık sağladı. Çünkü ticaretin içine çok küçük yaşlarda girdim. Babamın bize bıraktığı en büyük miras itibarıdır. Babamdan öğren­diğim en önemli şey de bu oldu. Ne olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun itibarın her şeyden üstün tutulduğu bir aile yapımız var. Bununla ilgili babamla yaşadığım bir diyaloğu sizinle paylaşmak istiyorum. Henüz daha 18-19 yaşlarında akşam arkadaşlarımla bu­luşmak için babamdan arabasını istemiştim. Babam önce hayır dese de ben biraz ısrar edince tamam dedi. Daha sonra babamın akşam Ankara’dan gelen çok önemli bir misafiri ile yemek yiyeceğini öğren­dim. Bunun üzerine babama misafiri olduğu için arabayı istemediğimi söyledim. Bir iş adamının arabası onun dışarıya karşı en büyük prestij araçlarından biri olduğunu düşünüyordum. Babamın bana verdiği cevap şuydu; ‘İnsanlar üzerine giydikleriyle veya altındaki arabasıy­la itibar görmez, ismiyle itibar görür. Ben oraya bisikletle de gitsem yemek yiyeceğim kişi benim ismimi biliyor’ dedi. Babamla yaşadığım bu diyalog beni etkilemişti. O yaşlarda da kişiliğim yavaş yavaş oturmaya başladı ve babamın söylediği bu sözleri her zaman aklımda tutmaya çalıştım. Bu zamana kadar da insanlara olan sevgimiz ve saygımız bizim ticaretimizin gelişmesindeki en büyük etken oldu” şeklinde konuştu.

“BİRÇOK YENİLİKÇİ OLUŞUMLARI MERTAŞ’A KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUM”

MERTAŞ’ın yönetimini devralmadan önce yaklaşık 4 yıl gibi bir sürede iyi bir izleyici olduğunu belirten Acar, “Babamın yönetimin tarzını kavradıktan sonra onun eksiklerinden çok tam taraflarını almaya çalıştım. Babamın yönetim şekli ağır bir disip­linden geçiyor. Bu durumun da yeni nesilde hiçbir geçerliliği yoktur. Yeni nesil biraz daha rahat ve çözüm odaklı çalışıyor. Eski nesilde efor fazla olsa da çözüme daha geç ulaşıyor. Tabi ki disiplin noktasında MERTAŞ’ın kırmızı çizgileri vardır, zaten bir şirketin anayasası da olmak zorunda. Fakat biz biraz daha çalışanla­rımızın verimliliğini artırmak ve çözüme hızlı bir şekilde ulaşmak için onları biraz daha rahat bıraktık. Şirketin başına geçtikten sonra kendi ekibimi kurdum ve bu ekip MERTAŞ’a ivme kazandırdı. Çünkü babamın dönemindeki jenerasyonla şimdiki jenerasyonun fre­kansları ne yaparsanız yapın uyuşmaz. O yüzden daha genç bir ekiple devam etme kararımız MERTAŞ’ın hedeflerine ulaşmasında etkin bir rol oynadı. Bizim işimiz pazarlama, pazarlama da insan ilişkisi üzerine kurulu bir sistemdir. Bu sebeple iletişim ekibinde de ciddi bir yeniliğe gittik. Doğukan Acar olarak şirketin başına geçtikten sonraki süreçte babamın çizgisinden çok kopmadım. Sadece dediğim gibi jenerasyonda bir değişiklik ihtiyacı duydum. Bunun dışında Silifke’ye Seramiksan’ın bir shoowromunu daha kazan­dırdık. Şu anda e-ihracat alanında bir atak yapıyoruz. Ve daha birçok yenilikçi oluşumları MERTAŞ’a kazandırmayı hedefliyorum” ifadelerini kullandı.

“YENİ NESİL, İNANDIKLARI DOĞRULTUDA İLERLEYİP ASLA PES ETMEMELERİDİR”

Girişimciliğe yönelen gençlere önerilerde bulunan Acar, “Öncelikle ben kurulu bir şirketi babamdan devraldım. Fakat benim için MERTAŞ’ta yaptığımız değişiklikler sıfırdan bir şirket kurmak gi­biydi. Zor oldu. Z kuşağı diye adlandırdığımız nesil gümbür gümbür geliyor. Şimdiki genç nesil gerçekten ne yapması gerektiğini, nasıl bir iş kur­ması gerektiğini ve en önemlisi de nasıl başarıya ulaşacağını biliyor. Türk gençlerinin en büyük eksikliği bana göre çabuk pes etmeleridir. Kafamızda kurduğumuz şeyleri basit bir şekilde hayata geçireceğimizi sanıyoruz ve zorluklara kendimizi hazırlamıyoruz. Bu sebeple de karşımıza çıkan ilk zorlukta pes ediyoruz. Benim önerim ne olursa olsun inandıkları doğrultuda ilerleyip asla pes etmemeleridir” şeklinde konuşarak sözlerini sonlandırdı.