Sevin: “Sivas’ta yanan insanlıktı, demokrasiydi”

Sevin: “Sivas’ta yanan insanlıktı, demokrasiydi” cukurovagazetesi.com

Sivas Madımak Otelinde katledilen 33 can, Mersin Cemevi’nde anıldı. Saygı duruşu ile başlayan anmada Sivas Madımak Oteli’nde katledilen 33 can anısına mum yakıldı. AKD Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin, “Sivas’ta yananlar sadece Aleviler değildi. Sivas’ta yanan insanlıktı, demokrasiydi, Türkiye’nin aydınlık yüzüydü” dedi.


Haber – Erol Kamalak

Anma programına, Hacı Bektaş-ı Anadolu Kültür Vakfı Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Gülcan Kış, Yenişehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Cafer Karabulut, Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Adil Aktay, HDP ve CHP’li yöneticiler ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. AKD Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin, yaptığı konuşmasından binlerce yıldır Anadolu topraklarında yaşayan Alevilerin, hep adil düzenin savunuculuğunu yaptıklarını ve bir o kadar da bu ülkenin mağduru olduklarını belirterek, “Kerbela’dan günümüze birçok Kerbela’lar yaşandı. Aleviler yaşanan tüm Kerbela’ların bin yıldır yasını tuttular ve gözyaşı döktüler. 28 yıl önce yakılarak katledilen Sivas şehitlerimizin gerçek katilleri ve suçluları bulunamadı ve sis perdesi aralanamadı. Madımak olayı insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu halde, ne yazık ki 20 yıl oyalanarak 2012 yılında zaman aşımına uğratıldı. Olay adeta örtbas edildi. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı gözetilmemeliydi. Davanın zaman aşımına uğramaması için sivil toplum örgütleri büyük çaba sarf ettiler. Konuyla ilgili muhalefet partilerinin TBMM’ye verdikleri önerge ve yasa teklifleri, iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Katliamın üzerinden 28 yıl geçtiği halde iktidar olanlar ve devlet, mağdurların acılarını paylaşmadı ve vicdanı olması gereken çabayı sarf edemedi. Devletin maddi ve manevi desteği olmadı. O günü yaşayanlara ve yakınlarına travma terapisi bile yapılmadı” dedi.

“SİVASTA YANAN TÜRKİYE’NİN AYDINLIK YÜZÜYDÜ”

Madımak olayının önlenebilir bir olay olduğunu savunan Sevin, “Sivas merkezinde bir askeri tugay vardı. Emniyet ve Jandarma vardı. Belediyenin yangın söndürme araçları vardı. Yangın söndürme araçları bile su püskürterek, kışkırtılarak galeyana getirilen grubu dağıtabilir ve yangını söndürebilir, otelde bulunanları tahliye ettirebilirlerdi. Sivas’ta yananlar sadece Aleviler değildi. Sivas’ta yanan insanlıktı, demokrasiydi, Türkiye’nin aydınlık yüzüydü. Bazı siyasi parti mensupları ve ülkeyi yönetenler geçmişi kaşımaya ne hacet var, deyip olayı örtbas etmeye çalıştılar. Ünlü düşünür Goethe ‘Geçmişi anlamayanlar, onu yeniden yaşamaya mahkum olurlar’ diyor. Doğaldır ki geçmişini bilmeyenler, tarihten ders almayanlar ve ders çıkarmayanlar ne kendi geleceklerini ne de gelecekteki mutlu ve huzurlu toplumu kurabilirler” ifadelerini kullandı.

“UNUTUN DEMEKLE OLAYLAR UNUTULMAZ, VİCDANLARIN AKLANMASI LAZIM”

Paslanmış ve nasırlaşmış vicdanların, geçmişte yaşanmış acı olaylardan gönülleri yaralamış olaylardan ders almayı asla istemeyeceğini savunan Sevin, “Oysa ki özellikle katliamları unutmadan, unutturmadan anma programları düzenlemek, gelecekte inançlar, kimlikler ve siyasi anlayışlar arasında yaşanacak olası çekişmelerin ve çatışmaların önüne set çeker ve olayları önler. Bu anmalarda barış, dostluk ve hoşgörü her fırsatta gündemde tutulup yaşama geçirilirse o zaman gönüller onarılmış olur. Unutun demekle, olaylar unutulmaz. Vicdanların aklanması lazım. Devlet Alevilerin talebini göz ardı ederek Madımak Oteli’ni sembolik bir kültür merkezi haline getirdi. Oysa ki, orayı bir ibret müzesi haline getirerek, katledilenlerin anılarını yaşatabilir, kırılmış gönülleri onarabilirdi. Bu talebimiz bugün de devam etmektedir. Devletin büyüklüğü ve görevi, geçmişte yaşanmış, acı olaylarla yüzleşerek, olası yeni olayların zeminini ortadan kaldırmaktır. Sivas katliamından sonra ülkeyi yönetenlerin verdikleri demeçler yürek yaralayıcıdır. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in katliam sonrası ifade ettiği şu sözler ülkemizin tarihine bir kara leke olarak geçmiştir, ‘Çok şükür otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.’

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise ‘Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş, güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır. Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır.” Bu sözler de devlet ciddiyeti ile bağdaşmamış ve yine tarihe bir kara leke olarak geçmiştir.  Dönemin İçişleri Bakanı da Aziz Nesin’i suçlayarak; ‘Aziz Nesin halkın inançlarına karşı bilinen tavırları nedeniyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir’ demişti” sözlerini kullandı.

“SEVGİ, SAYGI, BARIŞ, DEMOKRASİ VE DOSTLUK ŞİARIMIZI HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Sivas'ta karanlığın aydınlığı teslim aldığı ve tüm diğer katliamlar gibi üzerinin örtüldüğünü iddia eden Sevin, “Bağnaz, gerici ve yobaz şeriat mensuplarının ruhlarında sevgi tohumlarının yeşerdiği görülmemiştir. Hep kin, öfke, nefret ve katliam vardır. Asırlardır bu topraklarda bu gerici zihniyet ve gelenek değişmedi. Şiddet ve inkar tarihsel bir anlayış olarak kutsandı. Kültürel katliamların mezarlıkları haline getirildi bu topraklar. Bütün bunlara inat! Şiddete başvurmadan, demokrasiden ve demokratik yollardan ayrılmadan, bütün inançların, kültürlerin, kimliklerin bir arada yaşayabileceği bir Türkiye özlemimizi, eşit yurttaşlık hakları çerçevesinde Cemevlerimizin yasal statüye kavuşturulması talebimizi sevgi, saygı, barış, demokrasi ve dostluk şiarımızı haykırmaya ve laik Cumhuriyet değerlerini savunmaya devam edeceğiz. Hizmet için ayağa kalkanlar asla unutulmazlar” diyerek konuşmasını tamamladı.