Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek: Yorgancılık

Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek: Yorgancılık cukurovagazetesi.com

Mersin’de 42 yıldır yorgancılık mesleğini yapan Yakup Dileyen, evlerde kullanılan hazır ürünlerin yorgancılığı bitirme noktasına getirdiğini ifade ediyor. Dileyen, “Bizim mesleğimiz zamanında çok popülerdi, vatandaşlar çok fazla tercih ederdi. Hazır işler ortaya çıkınca yorgancılığa talep de azaldı. 1990 yıllardan sonra hazır ürünlerde üretimler yaygınlaşınca bizlerin işinin tadı kalmadı” dedi.


Haber – Barış Köksal

Yorgan ısınmak ve örtünmek için iki kumaşın arasına yün, pamuk gibi doğal malzemeler doldurularak dikilen, kültürümüze özgü desen ve motifleri de nakış nakış işlenen önemli mesleklerden biridir. Geçmişten günümüze kadar gelen bu gelenek şimdilerde kaybolmaya yüz tutan mesleklerin başında geliyor. Günümüzde hazır ürünlerde üretimler artınca yorgancılara ve onların maharetli ellerine olan talep de azaldı. Geçmişte evlerde yorgancıların yaptığı ürünler şimdilerde yerine hazır halde satılan ürünler bırakmış durumda. Bu mesleği devam ettirecek elemanların da yetişememesi bu Anadolu kültüne has mesleğin gün geçtikçe silinmesine neden oluyor. Mersin’de 42 yıldır yorgancılık yapan Yakup Dileyen, yorgancılığa dair merak ettiğimiz soruları cevapladı.

DİLEYEN: “YORGANCILIK MESLEĞİNE İSTANBUL’DA BAŞLADIM”

Yorgancılığa İstanbul’da başladığını ifade eden Yakup Dileyen, yorgancılığın kısa tarihine yer vererek, “Mesleğimizde para kazanamıyoruz, destek alamıyoruz ve yorgancılık mesleğini devam ettirecek kimseler yetişmiyor. Yorgancılık mesleğine 1979 yılından beridir yapıyorum. Çekirdekten yetişme bir usta yorgancıyım. Baba mesleği değil, kimsesiz büyüdük İstanbul’da. Mersin’e kadar yorgancılık mesleğimiz geldi. Mersin’e 1979 yılında geldim ve bir patronumuz vardı bize destek oldu. Burada yaklaşık 10 yıl boyunca mesleğimi farklı nedenlerden dolayı yapmadım. Tekrar başladım mesleğime bu süreçten sonra. Daha önce Mersin’de Mahmudiye Mahallesi’nde birinin yanında çalışıyordum. 1993 yılından beridir Çarşı’da kendime ait dükkanımda mesleğimi yapmaya devam ediyorum. İstanbul yorgancılığın başladığı yerlerden biriydi ve çok yaygın olarak yapılırdı. Yorgancılığın asıl babası da Hallacı Mahsur’dan gelir, kendisi bir zattır. Ancak bu işin başlangıç noktası ise Karadeniz’den gelmektedir. Özellikle de Trabzon yorgancılığın yayılmasında ön ayak olmuştur. Bizler de onların yanında yetiştik” dedi.

“YORGANCILIĞA HAZIR ÜRÜNLERİN ÜRETİMLERİ SONRASI TALEP AZALDI”

Yorgancılığın geçmişte daha fazla talep gördüğünü belirten Dileyen, hazır olarak üretilen yorgan ve benzeri ürünlerin işlerini olumsuz etkilediğini savunarak, “Mesleğime ara verdiğim süreçler yaşadım. Marmara depremini de yaşadım, yıkılınca her yer tutunamadık oralarda ve Mersin’de geldik. Burayı da biliyorduk. Tekstil, giyim ve yorgancılık işinde emek harcadık. Ama bizim mesleğimiz de maalesef bitme noktasında, bitti sayılır. Bizim mesleğimiz zamanında çok popülerdi, çok fazla vatandaşlar tercih ederdi. Hazır işler ortaya çıkınca yorgancılığa talep de azaldı. Daha önce kanepe, çekyat yoktu, hep somya vardı, yatakları bizler yapardık. Mekan yatağı yoktu yani hazır şu an kullanılan hiçbir şey yoktu. Yörelere göre yorganlarda kullanılan malzemeler değişiyor ama en çok yorganda tercih edilen ham madde pamuk olur. Bu hazır ürünler olmadığı zamanlarda bizler daha fazla iş yapardık, 24 saat boyunca çalışsak yine de işlerimiz bitmezdi. Ne oldu, 1990 yıllardan sonra hazır ürünlerde üretimler yaygınlaşınca bizlerin işinin tadı kalmadı” ifadelerini kullandı.

“HAM MADDE OLARAK ELYAF DEĞİL, PAMUK YA DA YÜN KULLANMANIZI TAVSİYE EDERİM”

Ham maddesi pamuk ve yün olan yorgan ve yastıkların sağlığa daha faydalı olduğunu sözlerine ekleyen Dileyen, vatandaşların elyaf ürünlerinden uzak durması gerektiğini kaydederek, “Vatandaş hazıra döndü, elyaf mesela sentetik bir madde ve müşterilerime tavsiye etmiyorum ama mecbur kalıyoruz. Müşterilerime daha çok pamuk, yün gibi ham maddeye sahip ürünlerden yorgan veya yastık alın diyorum.Elyaf dediğimiz şey bir kimyasaldan yapılıyor ve hastalık yapar. Elyaftan yapılmış bir yorganı üzerinize serdiğiniz vakit terlediğinizde üstünüzde bu kuruyor ama pamuk ve yünden yapılmış bir yorganda ise teri kendine çeker ve sizi hasta olmaktan kurtarır. Elyaf petrolden yapılan sentetik bir ürün tavsiye de etmiyorum. Pamuk ve yün ise doğal olduğu içinde daha faydalı. Pamuk ve yünden yapılmış bir yastık veya yorgandan nefes almanı bile zorlaşır. Bazı yörelerde yün daha fazla kullanılır özellikle Doğu Anadolu’da bölgesinde ve var olan hastalığı kendisine çekiyor” şeklinde konuştu.

“BİZ BU MESLEĞİ YAPAN SON NESİLİZ”

Yakup Dileyen, meslektaşlarının yorgancılık yapmak yerine Mersin Serbest Bölge’de bulunan fabrikalarda tekstil üzerine çalıştığını söyleyerek, “Biz bu mesleği yapan son nesiliz. Bizden sonra bu mesleği yapacak kimseler yok. İnsanlara da hak veriyorum. Günde bir yastık veya yorgan dikiyoruz, kalfa çalıştırsan sigortasını yapamazsın, yevmiyesi 100 TL olsa yine çalışmak istemiyor ve asgari ücrete çalışırım diyor. Birçok meslektaşımız şimdi Serbest Bölge’de çalışıyor. Giyim işinde asgari ücrete çalışıyorlar, yorgancılar Mersin’de var ama eskisi gibi değil talep kalmadı yorgancılara. Kışın pek iş yapamıyoruz sadece yaylaya gidecek, dönecek olan vatandaşlar için biraz işlerimiz oluyor. Düğünler de pandemi nedeniyle uzun bir zamandır yapılmıyor bu da bizim işlerimize olumsuz yansıyor. Düğün yapacak çiftler de hazıra alıştı, neden yorgan dikmeyle uğraşayım diyor, hazır almayı tercih ediyor” diye konuştu.

“BİZİM MESLEĞİMİZ İĞNEYLE KUYU KAZMAK GİBİDİR”

Yorgancılığın zor bir meslek olduğunu ifade eden Dileyen, çekirdekten yetişenlerin bu mesleği yapabileceğini belirterek, “Bu mesleği herkes yapamaz ve bu mesleği hakkıyla yapabilmek için çekirdekten yetişmek gerekir. Bir yorganı kapıdan giren biri yapamaz. Bizler de artık yorgan yapmakta zorlanıyoruz, eskisi gibi değil.Normal yorganlar ve yastık yapıyoruz artık. 20 yıl önce yaptığımız yorgancılıkla şimdiki arasında bir fark var. İpek yorganı Mersin’de 70 civarında yorgancı vardır ama ipek dikecek kişi sayısı 2’dir. İpek yorganı yapmak 3 gün sürer. Makine gibi ellerimizde yapıyoruz ve yorganın üstüne nakşedilen desenleri elimizde yapmış oluyoruz. Göründüğü gibi yapılan bir meslek değil bizimkisi. Bir atasözümüzde ‘iğneyle kuyu kazmak’ derler ya bizlerin de mesleği böyle tanımlarız. Sabahtan akşam kadar iğneyle yorgan dikerseniz ekmek kazanırsınız aksine kazanamıyorsunuz. Bu mesleği hazır iş bitirdi. Serbest Bölge’de şimdi en az 100 yorgancı çalışıyor, buradan da anlaşılıyor bu mesleğin ne durumda olduğu. Benim de 5 kalfam vardı onlar da bıraktı şimdi Serbest Bölge’de çalışıyorlar. Ben burayı bırakıp gitmek istemedim. Sebebi de ben yorgan dikme dışında kumaşını, yastığını, elyafını, pamuğu satıyorum ama bu işi pek bilmeyenler sadece dikebilir” dedi.

“PAMUK VEYA YÜN YORGANLARIN FİYATI 300 TL”

Dileyen, yorgan dikimlerinin fiyatları hakkında da bilgi vererek, “Burada ayrıca nevresim, çekyatlara kılıf çekiyoruz, yastık yapıyoruz ve ipek yorgan dikmiş oluyoruz. Bunun dışında pamuğu eski olan biri gelir ve kaç yastık çıkarsa o pamuğu değerlendirebiliyoruz. Ya da eskimiş yatağın yününü makine atıp kabartıp tekrar yorganı dolduruyoruz. Şu an elimde müşterinin yapmamı istediği yorganlar hazır bekliyor, örneğin elyaftan bir yorgan dikmek isterseniz ve beyaz olursa 250 TL olur. Pamuk isterseniz 300 TL’ye yapılıyor. Yün ve pamuğun fiyat aynı. Nevresimiyle beraber takım istenirse bu fiyat 600 TL’ye çıkıyor. Bunun içinde boş yastık, nevresim, çarşaf oluyor” ifadelerini kullandı.

“KULLANDIĞIMIZ ÜRÜNLERDE BİR YIL İÇİNDE YÜZDE YÜZ ZAM VAR”

Bir yıl içerisinde yorgan ve yastıklarda kullandığı ham maddelerde zamlar yaşandığına dikkat çeken Dileyen, bu durumun işlerini olumsuz etkilediğini söyleyerek, “Pamuğun kilosu da 2 yıldır artıyor ve bizi bitirdi bu durum. Dışarıdan pamuk alıyoruz, geçen yıl pamuğun kilosunu 15 TL’ye satıyordum şimdi 30 TL çünkü piyasada pamuk yok. İki katına çıktı aldığımız ürünler. En çok zam görenler pamuk ve nevresimler oldu. Nevresimin metresi geçen yıl 12 TL iken şimdi 30 TL. Elyafın kilosu 8 TL iken şimdi 25 TL oldu. Yüzde yüz artışlar var. Bir yorganın komple olarak 200 TL’ye mal olurken şimdi 300 TL’ye çıktı. Nevresim takımı 150 TL iken bu sene 300 TL oldu. Vatandaşlar 100 TL’ye yorgan alır üstümü örterim diyor, insanların ekonomisi iyi olmadığı için durum bu hale geldi. İpek yorganlar pahalı olur fiyatı 2 bin TL, burada sergiliyorum şimdi” diye konuştu.

“PANDEMİDE ÇOK ZOR GÜNLER YAŞADIK”

Pandemi sürecini de kendileri açısından değerlendiren Dileyen, işlerinde 1 Haziran sonrası bir hareketlilik olduğunu dile getirerek, “Pandemi sürecinde çok kötü günler yaşadık, Kapalı kaldık sürekli ve en son verilen 3 bin TL yardımı da biz yorgancılar faydalanamadı. Başvuru yaptık ama bizleri yardımdan muaf tuttular sanki para kazanıyor yorgancılar. Bizler sadece bu işi yapabiliriz ve hep kapalı kaldık. Terziler açıktı yine onlar destek de aldı bu süreçte ama biz yorgancılar verilen yardımlardan faydalanamadık.İşlerimizde biraz da olsa hareketlilik var en azında kapalı değiliz şimdi. Vatandaş en çok evlerini odalarını temizledikleri aylarda bizlere gelirler. Yaylalara gidenler de buraya hep gelir, sezonluk bulundukları için yorgancıları tercih ederler. Oğlum var onun okumasını istedim, zor ve çok da geleceği olmayan bir meslek, ben tek yapıyorum” şeklinde konuştu.