20 Kasım 2020. Hep duyduğumuz 11 Mart tarihinden farklı bir gün. 20 Kasım da ne oldu diye soracak olursanız o gün sinemalar yeniden kapandı. Aradan 6 ay geçti ancak sinemalar hala kapalı. O günden bugüne Herkes koronavirüsün farklı etkilerini konuşsa da ben bugün bu yazıda sinemalara değineceğim.
Evet o hafta sonu eğlencemiz olan sinemalara, cuma gününü iple kovaladığımız acaba bu hafta hangi filmler vizyona girecek diye sorduğumuz sinemalara. Mesele sadece bir film izlemek, geçen iki saatte dünya dertlerini unutup kafa dağıtmak değil. Asıl mesele sinemanın kendine has olan ruhu. Asıl mesele gişeden bir bilet alıp salona girdiğimiz anki atmosfer. Peki ya filmin heyecanıyla yediğimiz o patlamış mısırlar, eminim ki sinemada yediğimiz o mısırın tadını nerede yersek yiyelim alamayız. Ne yazık ki bir senedir tüm bunlardan mahrumuz.
Bu durum yalnız Türkiye de mi böyle? Tabi ki hayır. Dünyanın birçok yerinde de sinemalar kapalı ama filmler çekilmeye, dijital platformlarda yayınlanmaya devam ediyor. Sinemaseverler ise en azından söz konusu platformlarda gösterime giren filmleri takip ediyorlar. Bilet parasını, o platformlara ödüyorlar. Bu durum sinemaları öldürür mü? Sinemalar eski haline gelir mi? Bu soruların cevabını şu anda vermek güç ama gerçek olan tek şey koronavirüsün kapalı gişe oynadığı...