2019 yılında erkek şiddeti 474 kadının canını aldı. 2020 yılının Ocak ayında toplam 27 kadın erkek şiddetinin kurbanı oldu. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Öldürülen, tacize-tecavüze uğrayan, namusu ahlakı erkeğin tekelinde olan, yemeğin tuzu eksik olduğu için kocasından fiziksel şiddet gören kadınların günü.
Kadınların yıllardır her alanda verdiği mücadele devam ederken, ısrarla kadınlar yok sayılıyor. Cinsiyet eşitsizliği sokakta, yazılı/görsel basında, okulda, mahkemelerde kısacası her yerde karşımıza çıkıyor. Herhangi bir tartışma programında kadın cinayetleri konuşulurken dahi masadakilerin tümünün erkek olduğunu görüyoruz. Kadınlar görünür kılınmıyor. Burası; halen daha kadınları özerk bir varlık olarak değil, erkeğe ait görenlerin dünyası. Kadın kimdir? Kadın; çiçek, annen, bacın, namusun değildir. Toplumun tüm baskısına rağmen var olandır. Ataerkinin var olduğu her toplumda oğlan çocuklarının 1-0 önde başladığı hayata, çırpınarak durumu 1-1 yapmaya çalışandır. Biraz daha büyüyüp kariyer basamaklarını tırmanırken cam tavanlarla önü kesilen, ötekileştirilen, “elinin hamuruyla bu işe karışma” denilen, üzerinden “kızını dövmeyen dizini döver” gibi atasözleri üretilendir. Evlenilecek kadın-eğlenilecek kadın diye kategorileştirilendir.
Biz kadınlar, üstünlük değil eşitlik istiyoruz. Siyasal, sosyal, kamusal alanda erkeklere tanınan hakların bize de tanınmasını istiyoruz. Erkeklere sırf erkek oldukları için fazla maaş verilmesin, iş görüşmesinde sırf erkek olduğu için avantajlı olmasın istiyoruz. Biz kadınlar; toplumun her alanında var olmak istiyoruz. İstediğimizi giymek, istediğimiz saatte istediğimiz yerde olmak, anne olmak istemediğimiz için yarım sayılmamak istiyoruz. Daha fazla meslek alanı tanınmasını istiyoruz. 6284 yasasının uygulanmasını, suçlulara; mahkemede kravat taktıkları için cezai indirim uygulanmasın, cezası neyse onu çeksin istiyoruz. Haklarımızı tümüyle kazanana kadar, her gün toplumun her alanında mücadeleye ve sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz. Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun!