DEVA Partili Ekmen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi verdi. Ekmen, “Türkiye’nin tarım ve sanayi açısından stratejik illerinden biri olan Bursa’da, giderek derinleşen su krizi kamuoyunun gündemine oturmuştur. Meteorolojik kuraklığın yanı sıra yeraltı suyu rezervlerinin kontrolsüz tüketilmesi, bu krizin yapısal nedenlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Su sıkıntısı yaşanmasına rağmen özellikle şişelenmiş su sektöründe faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası şirketlerin milyonlarca metreküp yeraltı suyunu ticari amaçlarla kullanmaya devam ettiği görülmektedir. Bursa’da faaliyet gösteren firmalar arasında Uludağ, Erikli, Sultan, Damla, Nestle, Pınar, Kınık, Rioba, Pürsu, Sırma, Karacakaya, Özkaynak, Korusu, Sutar, Alaçam, Aroma gibi büyük su markaları yer almakta ve bu firmaların tamamı doğal kaynak sularını veya artezyen kuyularıyla çekilen yeraltı sularını kullanmaktadır. Bu kullanım miktarlarının şeffaf biçimde kamuoyuna açıklanmaması, özellikle içme suyu şebekesinden yararlanan halk ile ticari su kullanıcıları arasındaki eşitsizliği artırmaktadır” dedi.

Su kullanımında kamu yararı ikinci plana itiliyor

Sanayi ve şişelenmiş su üretimi yapan şirketlerin devlet tarafından şeffaf bir şekilde denetlenmesi gerektiğini belirten Ekmen, “2022 yılında dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, sanayideki yüksek su tüketimini dengelemek için farklı ücretlendirme modeli getirme girişimlerinin yargıdan döndüğünü ifade etmesi, belediye ve merkezi yönetim organlarının denetim kapasitesinin ne kadar sınırlı kaldığını göstermektedir. Bu durum, sadece Bursa’da değil, Türkiye’nin pek çok ilinde benzer şekilde suyun özel sektör tarafından aşırı tüketildiği ve kamu yararının ikinci plana itildiği tartışmalarını da tetiklemiştir. Yeraltı suyu kaynaklarının azalması sadece çevresel değil; aynı zamanda tarımsal üretim, içme suyu temini, ekosistem sağlığı ve sosyal adalet açısından da derin etkiler yaratmaktadır. Devlet kurumlarının; sanayi ve şişelenmiş su üretimi yapan şirketlerin yeraltı suyu kullanımı üzerindeki denetim kapasitesi, veri şeffaflığı ve yaptırım mekanizmaları konusundaki açıklamaları kamuoyunca beklenmektedir” açıklamasında bulundu.

Şişelenmiş su üretiminin yeraltı su seviyelerini düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır?

Mersin Milletvekili Ekmen, Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şu sorulara yanıt aradı:

1. Bursa’da faaliyet gösteren ve yeraltı suyunu ticari amaçla kullanan firmaların her biri için, son beş yıl içinde tahsis edilen kuyu izinlerinin sayısı ve bu kuyulardan çekilen toplam su miktarı ne kadardır?

2. Söz konusu firmaların su temin ettikleri kaynaklar Doğal Kaynak Suyu mu, yoksa Arteznyen Kuyusu (derin kuyu) üzerinden mi sağlanmaktadır?

3. Bursa’daki yeraltı suyu kullanım oranının sürdürülebilirlik sınırını aştığı bölgeler var mıdır? Bu sınırın aşıldığı durumlarda yeni kuyu tahsisi durdurulmakta mıdır?

4. Şişelenmiş su üretim faaliyetlerinin, yeraltı su seviyelerinde düşüşe neden olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş midir? Bu doğrultuda hazırlanmış herhangi bir rapor, izleme planı veya analiz bakanlığınızca yapılmış mıdır?

5. Belediye Başkanı tarafından dile getirilen “çok su tüketen firmalara farklı ücretlendirme” planı hakkında bakanlığınızın bir kurumsal tutumu veya çalışması olmuş mudur?

6. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi açısından; içme suyu, tarımsal sulama ve ticari su kullanımı arasında adil bir kaynak dağılımı sağlanmasına yönelik bakanlığınızın bir stratejik planı veya düzenlemesi mevcut mudur?

Festival perdesi “Kadın Kafası” ile açılıyor

Festivalin açılış oyunu, 19 Kasım Çarşamba günü saat 20.00’de sahnelenecek olan “Kadın Kafası” olacak. 13 yaş ve üzeri izleyicilere yönelik bu eğlenceli yapımda İrfan Kangı, Alara Bozbey, Bengi Öztürk Akkaya, Billur Yazgan ve Gümeç Alpay Aslan gibi sevilen isimler sahne alacak. Kadın–erkek ilişkilerindeki mizahi detayları öne çıkaran oyun, festivalin ilk gecesinin neşesini belirleyen yapımlardan biri olarak dikkat çekiyor. Yenişehir Belediyesi, açılış gününde salonun dolmasını beklerken, tiyatronun eğlenceli yönünü öne çıkaran bu performansla izleyicilere sıcak bir başlangıç sunmayı amaçlıyor.

Adana Şehir Tiyatroları ve Ali Poyrazoğlu festivalde

Festivalin ikinci günü olan 20 Kasım Perşembe saat 20.00’de Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın sevilen oyunu “Bir Takım Azizlikler” tiyatroseverlerle buluşacak. 12 yaş ve üzeri izleyicilere yönelik bu yapım, sahne enerjisi ve mizah dozu yüksek anlatımıyla biliniyor. 21 Kasım Cuma günü ise Türk tiyatrosunun usta ismi Ali Poyrazoğlu, “Şıngır Şıngır Beyoğlu” ile sahneye çıkacak. 13 yaş ve üzeri izleyicilere hitap eden bu özel gösteri, festivalin en çok merak edilen etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Poyrazoğlu’nun sahne hakimiyeti ve yıllara yayılan sanat birikimi, festivalin bu yılki programına ayrı bir değer katıyor.

Stand-up, çocuk oyunu ve Mahşeri Cümbüş ile final gecesi

22 Kasım Cumartesi saat 20.00’de ünlü komedyen İlker Gümüşoluk, tek kişilik stand-up gösterisiyle sahnede olacak. 13 yaş ve üzeri izleyiciler için hazırlanan bu performans, festival programına modern mizahın güçlü bir örneğini ekliyor. Festivalin çocuklara özel bölümü ise 23 Kasım Pazar günü saat 15.00’te “Harikalar Mutfağı” adlı oyunla gerçekleştirilecek. 4 yaş ve üzeri çocuklara hitap eden yapım, ailelerin çocuklarıyla birlikte keyifli vakit geçirebilecekleri bir etkinlik olarak programa dahil edildi. Aynı gün saat 20.00’de Türkiye’nin efsane doğaçlama tiyatro ekiplerinden Mahşeri Cümbüş, festivalin kapanışını yapacak. Ayça Işıldar Ak, Burak Satıbol, Yiğit Arı, Fatih Günay, Güray Özcan ve Özlem Türay’ın sahne aldığı ekip, 13 yaş üzeri izleyicilere unutulmaz bir final gecesi sunmaya hazırlanıyor.

“Sanatı herkes için ulaşılabilir kılmak istiyoruz”

Festivalin tüm detaylarını paylaşan Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, tiyatronun toplumsal yaşamın önemli bir parçası olduğunu vurguladı. Özyiğit, “Amacımız, her yaştan vatandaşımızın tiyatroya erişimini kolaylaştırmak ve sanatı herkes için ulaşılabilir kılmak. Bu yıl da birbirinden değerli sanatçıları, ekipleri ve oyunları hemşehrilerimizle buluşturuyoruz. Tüm Mersinlileri aileleriyle, çocuklarıyla birlikte Atatürk Kültür Merkezimize davet ediyorum.” sözleriyle festivale katılım çağrısında bulundu.

Oylama öncesi konuşan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, tasarının Gazze’de çatışmaların durdurulması ve kalıcı barışa ulaşılması açısından kritik bir adım olduğunu ifade etti. Waltz, metnin ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 maddelik "Gazze’de barış planı" temel alınarak hazırlandığını ve Katar, Mısır, Türkiye, Suudi Arabistan, BAE, Pakistan ile Endonezya’nın bu plana destek verdiğini belirtti.

Sahibinin borçları nedeniyle açık artırma usulüyle satılacak olan arsa hakkında detaylar da alıcılarla paylaşıldı.

Yapılan açıklamada söz konusu gayrimenkulün cami, okul ve market gibi yerlere yürüme mesafesinde olduğunun altı çizildi.

Eğimli Bir Yapıya Sahip

Mahkemeden yapılan açıklamaya göre arazinin orta eğimli bir yapıya sahip olduğu aktarılırken değerinin ise 7.401.450 TL olduğu tespit edildi.

Yapılacak olan satışta KDV oranı %10 olarak hesaplanacak.

Tarihi Açıklandı

Yapılacak olan satışta ilk açık artırma tarihi 18 ila 25 Aralık 2025 arasında, ikinci açık artırma ise 20 ila 27 Ocak arasında yapılacak.

İLANA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYIN

Bu haberde sözü edilen içerikler yatırım amaçlı değil, yalnızca bilgi verme amacı taşımaktadır. Lütfen yatırım kararlarını konunun uzmanlarına danışarak veriniz.

Başkale Bölgesindeki 142,5 Kilometrelik Duvar Tamamlanıyor

Toplam uzunluğu 302 kilometre olan Türkiye-İran sınırının Başkale bölümündeki 142,5 kilometrelik kısım da tamamlanmak üzere. Bu bölümde zorlu arazi şartları nedeniyle kullanılan iki farklı sistem ise dikkat çekiyor. 4 metre yüksekliğinde beton duvar, üzerinde 1,5 metre demir profil ve 90 santimetre jiletli telinin yer aldığı modüler beton duvarın yanı sıra zorlu bölgelerde ise 1 metre beton zemin üzerinde 5 metre çelik profil ve yine 90 santimetre jiletli tel bulunan modüler çelik duvar kullanılıyor.

Yüksek Teknolojiyle Desteklenen Güvenlik Hattı

Sınır hattında yalnızca fiziksel duvarlarla değil, teknolojik sistemlerle de güvenlik sağlanıyor. Elektro-optik kuleler, termal kameralar, gözetleme kuleleri ve hendek sistemleri entegre edilerek, yasa dışı geçişlerin önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu sayede, sınır boyunca 24 saat kesintisiz izleme ve anlık müdahale imkânı sunuluyor.

Hudut Kartalları 7/24 Devriye Görevinde

Zırhlı araçlar ve hudut birlikleri, duvar hattında gece gündüz devriye görevlerini sürdürüyor. Her türlü hava şartlarına rağmen görev başında olan Hudut Kartalları; yasa dışı geçişler, kaçakçılık faaliyetleri ve terör sızmalarını engellemek için bölgeyi sürekli kontrol altında tutuyor.

Türkiye'nin Güvenlik Kalkanı: Sınır Duvarı

2021 yılında başlayan sınır duvarı projesi, ülke güvenliği açısından hayati bir rol üstleniyor. Başkale hattında tamamlanmak üzere olan 142,5 kilometrelik duvar, yalnızca Van için değil, Türkiye'nin doğu sınırının bütünlüğü ve güvenliği açısından da stratejik bir anlam taşıyor. Başkale sınır duvarı; sert iklim, yüksek rakım ve zorlu arazi şartlarına rağmen, Türkiye'nin güvenliğine yönelik kararlılığın en somut örneklerinden biri olarak tarihe geçiyor. Her bir metre taşı, emek, fedakârlık ve vatan sevgisiyle örülen bu duvar, ülkenin doğusundaki en güçlü güvenlik hattı olarak yükseliyor.

O anların güvenlik kamerası kayıtları da ortaya çıktı. Görüntülerde iç çamaşırı ile sokak ortasında kanlar içinde kaçan Baran B.'nin yere düşmesi arkadan gelen şüphelinin ise bıçaklaması yer aldı. Görüntülerin devamında ise şüphelinin eve gidip bisiklet alıp giderken, yerde kanlar içinde yatan şahsı bir kez daha bıçaklayıp kaçtığı, bölgeye gelen iki kadın ise yaralıya yardım etmeye çalıştığı da yansıdı.

Kesintilerin ikinci gününde olması, vatandaşlardan yükselen tepkileri de artırdı. Kent merkezinde işletme sahibi bir esnaf, yaşanan sıkıntıyı “Dükkanı açıyoruz ama su olmayınca temizlik bile yapamıyoruz, işlerimiz aksıyor. İki gündür müşteriye hizmet vermek zorlaşıyor” sözleriyle dile getirdi. Çocuklarını okula hazırlamaya çalışan bir anne ise kesintilerin evlerde büyük sorun yarattığını belirterek, “Sabah su olmayınca çocukların hazırlığını yapamadım. Temizlik, yemek, her şey aksıyor. Bu kadar uzun sürmesi bizi zorluyor” ifadelerini kullandı.

Hızlı Tren Projesi Çok Sayıda İlçeyi Etkiliyor

MESKİ’nin bildirdiğine göre hızlı tren hattı çalışmaları, bugün birçok ilçede geniş çaplı su kesintisine neden oldu. Akdeniz, Mezitli, Toroslar ve Yenişehir ilçelerinin bazı mahallelerinde sabah 08.50’den itibaren başlayan kesinti, rezerv yetersizliği nedeniyle 23.00’e kadar sürecek. Deplase hat taşıma işlemlerinin devam ettiği bölgelerde suyun kademeli olarak verileceği bildirildi.

Akdeniz ilçesinde ayrıca Anadolu, Nacarlı ve Sarıibrahimli (Kanal Altı) mahallelerinde hat deplasesi nedeniyle 07.45’te başlayan kesinti 12.00’ye kadar devam ediyor.

Bozyazı ve Anamur’da Arızalar Sürpriz Kesinti Getirdi

Bozyazı’nın Gürlevik Mahallesinde meydana gelen içme suyu arızası nedeniyle su akışı sabah saatlerinde kesildi. MESKİ, arızanın giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü ve bölgeye suyun 14.00’e kadar verilmesinin planlandığını duyurdu.

Anamur’da ise Yeşilyurt, Yıldırım Beyazıt, Sultan Alaaddin ve Alataş mahalleleri içme suyu arızası nedeniyle sabah saatlerinden itibaren susuz kaldı. Kesintinin 12.00’ye kadar devam edeceği bildirildi.

Erdemli’de Depo Seviyesi Düştü, İki Noktada Kesinti Var

Erdemli ilçesinde bugün iki farklı noktada su kesintisi yaşanıyor.
Depo seviyesinin düşmesi nedeniyle Koyuncu Mahallesine bağlı Güzeloğlu Caddesi, Alacaören mevkii, Börteçine, Huzur, Çoban, Türkmen, 7014, Aybala ve Bahçelievler sokakları ile Çet Tepesi bölgesine su verilemiyor. Bu kesintinin 11.00’e kadar sürmesi bekleniyor.

Aynı ilçeye bağlı Tırtar Mahallesinde Dur Sokak ve Sazak Sokak genelinde arıza meydana geldi. Buradaki su kesintisinin de 12.00’ye kadar devam edeceği bildirildi.

Tarsus ve Toroslar’da Arızalar Mahalleleri Etkiledi

Tarsus’un Fahrettinpaşa Mahallesinde yaşanan arıza nedeniyle sabah başlayan kesintinin 12.00’de sona ermesi planlanıyor. MESKİ ekipleri bölgede müdahaleyi sürdürüyor.

Toroslar ilçesinin Çelebili Mahallesi de arıza nedeniyle su alamıyor. Mahalleye suyun 12.00’ye kadar verilmesi bekleniyor.

Günlük Yaşamda Ciddi Aksamalar Yaşanıyor

Kent genelindeki uzun süreli su kesintileri, özellikle sabah saatlerinde hem evlerde hem işyerlerinde önemli aksamalara yol açtı. Bazı vatandaşlar kendi depoları sayesinde idare ettiklerini belirtirken, depoları bulunmayanlar ciddi sıkıntı yaşadı. Bir mahalle sakini, “Bu kadar geniş ve uzun süreli kesinti beklemiyorduk, hazırlıksız yakalandık” diyerek duruma tepki gösterdi.

MESKİ, kesintiler konusunda vatandaşların resmi kanallardan güncel bilgilere ulaşmalarını ve su kullanımı konusunda tasarruflu davranmalarını tavsiye etti.

Son yıllarda etkisini giderek artıran iklim değişikliği, Türkiye’nin büyük bölümünde ciddi şekilde hissedilirken, bu yıl kuraklık adeta zirveye ulaştı. Özellikle Bursa’da baraj seviyelerinin kritik düzeye düşmesi, kuraklığın yol açabileceği olumsuz senaryoları yeniden gündeme taşıdı. Öte yandan, geçtiğimiz aylarda Güney Kore’de yapılan bir araştırma, Türkiye’de bazı illerin önümüzdeki yıllarda içme suyunun tamamen tükenebileceği “Sıfır Günü Kuraklığı” riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre Adana ve Mersin’in 2030’da, İstanbul ve Diyarbakır’ın ise 2050’ye kadar bu tehlikeyle yüzleşebileceği uyarısı yapıldı.

“Kara kış beklenmiyor”

Bazı uzmanlar, Türkiye genelinde bu yıl sert bir kış yaşanmayacağını ifade etse de, Çukurova bölgesinde bu öngörünün gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre geçtiğimiz hafta kısa süreli yağış alan Adana’da sıcaklıkların yeniden 28 derecelere yükselmesi bekleniyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, İhlas Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu.

"Yeterli kar yağışı yok ve hava sıcak"

Prof. Dr. Başıbüyük, meteorolojik verilerin pek iç açıcı olmadığını anlatarak, "Güney Kore'deki araştırmayı çok ciddi anlamda incelemedim ancak meteorolojik veriler ortada. Adana için hangi senaryo üzerinden bu yorum yapılmış bilemiyoruz. Ancak vatandaşlarımız son 10-20 yılda hatırladıkları derelere, çaylara, akarsulara bakıp artık hiçbirinin akmadığını gözlemleyebilirler. Dağlarda çıkan pınarlar artık yok. Çünkü yeterli kar yağışı yok ve hava sıcak. Bazı dönemlerde kar yağışı oluyor ancak kar yağdıktan sonra ise gelen sıcak hava dalgası, kar sularının yer altı sularını beslemesine imkan sağlamıyor" ifadelerini kullandı.

"Önceden senaryolara hazır olmalıyız"

Gelecek yılların geçmiş yıllara oranla daha kurak geçeceğini aktaran Prof. Dr. Başıbüyük, "Bölgemizde Toros dağları aldığı kar yağışlarıyla su kaynaklarımızı besliyor. Bu sene ‘Kara kış' geçecek yorumları yapılıyor ancak gelecek senelerde durum daha kötü olacak. Çünkü meteorolojik veriler her sene, bir önceki seneye oranla daha kötüye gittiğini görüyoruz. Bizim karşılaşacağımız kuraklık ve birçok senaryoya önceden hazır olmamız lazım. Ortaya çıkacak ve çıkması muhtemel yeni durumlara kendisini hazır hale getirmeliyiz" diye konuştu.

Adana başta olmak üzere sıcaklık ile mücadele eden illerde çalışanların da dikkat etmesi gerektiğini hatırlatan Başıbüyük, daha sonra şunları söyledi: "Adana gibi sıcak olan ve yüksek rutubeti olan illerde çalışanlar için bazı hususlara dikkat edilmeli. Bu sıcak hava dalgaları iş güvenliği açısından ciddi bir problem. Maalesef iş sağlığı ve güvenliği ile alakalı önlemlerimiz yok. Hissedilen sıcaklığın 60 dereceyi aştığı zamanlarda gerek tarla, gerekse inşaatlarda insanları çalıştırıyoruz. Bu konuda herkesin dikkatli olması lazım. Çünkü sıcak hava dalgası en fazla can kaybına neden olan meteorolojik afetlerin başında geliyor."

13. randevu

Türkiye ile İspanya bugüne kadar 9'u resmi, 3'ü özel olmak üzere toplam 12 kez rakip oldu. Söz konusu müsabakalarda milliler 1 kez sahadan galip ayrılırken, 7 defa da mağlup oldu. 4 maç ise berabere sona erdi. Bu karşılaşmalarda ay-yıldızlılar rakip fileleri 5 kez havalandırırken, kalesinde 23 gol gördü. A Milliler, İspanya'ya karşı tek galibiyetini 14 Mart 1954'te 1954 FIFA Dünya Kupası elemelerinde İstanbul'da oynanan mücadelede 1-0'lık skorla aldı. İki ülke arasında 7 Eylül 2025 tarihinde Konya'da oynanan son maçı Türkiye 6-0'lık skorla kaybetti.

Millilerin 647. müsabakası

Milliler, 359'u resmi, 287'si özel toplam 646 karşılaşmaya çıktı. Kırmızı-beyazlılar geride kalan maçlarda 1'i hükmen olmak üzere 255 galibiyet elde ederken, 241 mağlubiyet ve 150 de beraberlik aldı. Ay-yıldızlılar, oynadığı karşılaşmalarda 893 gol kaydederken, kalesinde ise 924 gole engel olamadı.

Vincenzo Montella 29. maçında

Teknik Direktör Vincenzo Montella, A Milli Futbol Takımı ile bugüne kadar 21'i resmi, 7'si de özel olmak üzere 28 müsabakaya çıktı. Montella yönetimindeki A Milliler, bu mücadelelerde 16 galibiyet, 8 mağlubiyet ve 4 beraberlik aldı.

İsmail Yüksek cezalı

Millilerde, İsmail Yüksek sarı kart cezasından dolayı İspanya karşılaşmasında oynamayacak. Sağ el bileğinden sakatlığı bulunan kaptan Hakan Çalhanoğlu da kadrodan çıkarıldı. Aday kadroya ise Ümit Milli Takım'dan İsak Vural ile Yusuf Akçiçek dahil edildi.

3 futbolcu sarı kart sınırında

Ay-yıldızlarda ayrıca İspanya maçı öncesinde 3 futbolcu da sarı kart sınırında yer alıyor. A Milli Takım'da; Kenan Yıldız, Oğuz Aydın ve Kerem Aktürkoğlu, İspanya karşısında sarı kart görmesi durumunda cezalı duruma düşecek.

Vincenzo Montella'nın aday kadroya davet ettiği futbolcular şöyle:

Kaleciler: Altay Bayındır (Manchester United), Mert Günok (Beşiktaş), Muhammed Şengezer

(RAMS Başakşehir), Uğurcan Çakır (Galatasaray)

Savunma: Abdülkerim Bardakcı (Galatasaray), Çağlar Söyüncü, Mert Müldür (Fenerbahçe), Emirhan Topçu (Beşiktaş), Ferdi Kadıoğlu (Brighton & Hove Albion), Merih Demiral (Al-Ahli),

Samet Akaydin (Çaykur Rizespor), Zeki Çelik (Roma), Mustafa Eskihellaç (Trabzonspor), Yusuf Akçiçek (Al-Hilal)

Orta saha: Atakan Karazor (Stuttgart), İsmail Yüksek (Fenerbahçe), Kaan Ayhan (Galatasaray), Orkun Kökçü (Beşiktaş), Salih Özcan (Borussia Dortmund), İsak Vural (Pisa)

Forvet: Aral Şimşir (Midtjylland), Arda Güler (Real Madrid), Barış Alper Yılmaz (Galatasaray), Deniz Gül (Porto), İrfan Can Kahveci, Kerem Aktürkoğlu, Oğuz Aydın (Fenerbahçe), Kenan Yıldız (Juventus), Yusuf Sarı (RAMS Başakşehir)

Felix Zwayer düdük çalacak

İspanya ile Türkiye arasında oynanacak karşılaşmayı Almanya Futbol Federasyonu'ndan Felix Zwayer yönetecek. Zwayer'in yardımcılıklarını Robert Kempter ile Christian Dietz yapacak. Müsabakanın 4. hakemi ise Sven Jablonski olacak. Maçta VAR'da Bastian Dankert, AVAR'da da Daniel Schlager görev yapacak.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen çalışmalarda, örgütün Kara Kuvvetleri yapılanmasında görev alan personelin, kent genelindeki büfe, bakkal ve marketlerde bulunan kontörlü sabit hatlar üzerinden sivil imamlarla irtibat kurduğu belirlendi.

Bu kapsamda; 5’i görevde subay (albay, yüzbaşı, üsteğmen), 3’ü aktif astsubay, 2’si ihraç subay (binbaşı), 4’ü emekli subay (albay), 2’si emekli astsubay, 2’si ihraç astsubay, 3’ü kamu görevlisi (mühendis ve öğretmen) ve 1 özel sektör çalışanı olmak üzere toplam 22 kişi için gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin yakalanması için Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri operasyonlarını sürdürüyor.

Kyk Burs ve Kredileri Ne Zaman Yatacak?

KYK burs ve kredi ödemeleri henüz hesaplara yatırılmadı. Konuya ilişkin resmi açıklama yapıldığında detaylar haberimize eklenecektir. İlk kez burs veya kredi alacak öğrencilere, başvurunun yapıldığı öğretim yılının başlangıcı olan ekim ayından itibaren ödeme yapılır. KYK burs ve kredi ödemeleri, öğrencilerin T.C. kimlik numarasının son rakamına göre her ayın 6’sı ile 10’u arasında hesaplara aktarılır.

Burs ve Kredi Ödemeleri Nasıl Çekilir?

Taahhütname onayının ardından KYK kredi/burs hesabınız otomatik olarak açılır. Bu aşamadan sonra Harçlık Avans ve Kredi Kartı başvurularınız değerlendirilir ve sonuç tarafınıza bildirilir. Ziraat Bankası üzerinden oluşturulan KYK burs/kredi hesabınız için Bankkart Genç kartınızı hangi tarihte ve hangi şubeden teslim alacağınızı, T.C. kimlik numaranızla Ziraat şubelerinden öğrenebilirsiniz. Kullanıma açık bir Bankkart Genç’iniz varsa, KYK hesabınız aynı karta tanımlanır. Ayrıca internet şube, mobil uygulama veya 0850 258 00 00 numaralı Müşteri İletişim Merkezi üzerinden de hesabınızı mevcut Bankkart Genç’inize bağlayabilirsiniz.

Kyk Burs ve Kredileri Ne Kadar?

2025 yılı Ocak ayı itibarıyla KYK burs ve kredi ücreti, ön lisans ve lisans öğrencileri için 3.000 TL olarak belirlenmişti. 2026 yılı burs ve kredi miktarının ise Aralık ayında yeniden güncellenmesi bekleniyor.

Güçlendirilen personel, araç, gereç ve ekipman desteğiyle hareket eden Fen İşleri Müdürlüğü, kent merkezinde yer alan mahallelerin yanı sıra, kırsal bölgelerde bulunan yerleşim yerlerinin asfalt, kaldırım, kilit taşı, karo, bordür ve yağmur oluğu eksiklerini tamamlamak için yoğun emek ve mesai veriyor.

Aralıksız hizmet veren fen işleri ekipleri, Bahçe, İhsaniye, Güneş, Nusratiye, Kiremithane, Müfide İlhan, Yeni Mahalle, Şevket Sümer ve Kulak mahallelerinin onlarca sokağı ile Tırmıl Sanayi Sitesi’nin kimi sokaklarındaki eksikleri tamamladı. Ekipler ayrıca, ihtiyaç duyan kimi yerlerde kasis yapımı ile birlikte duba montajı çalışmalarını da sürdürüyor.

Akdeniz Kaymakamı ve Belediye Başkan V. Zeyit Şener, bir yandan ilçenin çehresini değiştiren, diğer yandan vatandaşların ulaşımda karşılaştığı zorlukları ortadan kaldıran hizmet ve çalışmaların, merkez-kırsal mahalle ayırımı olmaksızın kesintisiz şekilde devam edeceğinin altını çizdi.

Görüşmede, ilçede yürütülen adli ve idari çalışmaların mevcut durumu, kamu hizmetlerinin koordinasyonu, güvenlik başlıkları ve kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik konular masaya yatırıldı. Yeni adliye binasının yapım süreci ve adliye hizmetlerinin iyileştirilmesi için planlanan adımlar da toplantının öne çıkan gündemleri arasında yer aldı.

Başsavcı Tanju Çatlı, ziyareti ve katkıları nedeniyle Albay Serhan Güngör’e teşekkür ederek kendisine bir hediye takdim etti. Albay Güngör de adliye hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarından dolayı Başsavcı Çatlı’ya teşekkürlerini iletti.

Görüşme, iki kurum arasındaki uyum ve ortak çalışmanın önemine dikkat çekilerek sona erdi.

Çalışmalar kapsamında; alışveriş merkezleri, fuarlar, ticari taksi ve minibüs durakları, şehirlerarası otobüs terminali ile motosikletli kurye noktaları gibi yoğun alanlarda hem sürücülere hem de vatandaşlara bilgilendirme yapıldı. Ayrıca anaokulu, ilk-ortaokul, lise ve üniversitelerde öğrencilerle, huzurevlerinde kalanlarla, kamu kurumlarında çalışan personelle ve Kur’an kurslarında eğitim programları gerçekleştirildi.

Bu faaliyetlerle toplam 143.422 kişiye ulaşılırken, katılımcılara trafik güvenliği konusunda hem teorik hem de uygulamalı eğitim verildi. Eğitimlerde, teşkilatın envanterinde yer alan alkol gözlüğü ve emniyet kemeri simülasyon aracı aktif olarak kullanıldı.

Programlarda; trafiğin tanımı, sürücü ve yayaların sorumlulukları, araç içinde doğru oturuş, inme–binme kuralları, emniyet kemeri ve çocuk güvenlik sistemleri, okul servisi güvenliği, yayaların karayolunda uyması gereken kurallar, güvenli oyun ve bisiklet alanları, trafik-adab bilinci ile kask ve koruyucu ekipman kullanımı gibi başlıklar ele alındı.

Beyni besleyen damarlar: Hafızanın görünmez koruyucuları

Beynin vücuttaki toplam oksijenin yaklaşık beşte birini kullandığını hatırlatan Prof. Dr. Özge, her bir düşüncenin, anının ve kelimenin bu damarların taşıdığı oksijen sayesinde mümkün olduğunu vurguluyor. Damar sertliği geliştiğinde damar duvarları kalınlaşıyor, esnekliğini kaybediyor ve beyin hücrelerinin ihtiyaç duyduğu kan akışı yavaşlıyor. Bu süreçte ortaya çıkan küçük pıhtılar veya mikroskopik tıkanıklıklar, çoğu kez kişinin fark etmeyeceği “sessiz inme” olaylarına dönüşebiliyor. Zamanla beyaz cevherde oluşan bu hasar, beynin bilgi aktarım yollarını zayıflatıyor. Hafızanın güçsüzleşmesi, dikkat sorunları ya da planlama güçlüğü gibi belirtiler ise bu sessiz hasarların ilk sinyallerini oluşturuyor.

Yeni kılavuzlar damar kaynaklı unutkanlığı daha erken tanımlıyor

Damar sertliğine bağlı bilişsel bozuklukların tanısında 2024 yılında yayımlanan VasCog-2 – WSO kriterleri önemli bir dönüm noktası olarak gösteriliyor. Bu yeni uluslararası standartlar, damar tipi demansın yalnızca klinik belirtilerle değil, gelişmiş MRI görüntüleme teknikleri ve biyobelirteç analizleriyle de değerlendirilmesini sağlıyor. Böylece erken dönemde ortaya çıkan hafif bozukluklar daha net ayırt edilebiliyor ve Alzheimer ile damar kaynaklı demansın karıştığı vakalar daha doğru sınıflandırılabiliyor. Uzmanlar, bu gelişmenin “unutkanlığın kaçınılmaz bir süreç olmadığı” gerçeğini güçlendirdiğini ifade ediyor.

Damar sağlığı beyin sağlığının temeli

Damar sertliğini önlemenin bellek kaybını da önlediğini belirten Prof. Dr. Özge, günlük yaşamda uygulanabilecek basit ama etkili adımlara dikkat çekiyor. Tansiyonun kontrol altında tutulması, kolesterol ve kan şekerinin dengelenmesi, düzenli egzersiz ve Akdeniz tipi beslenme alışkanlıklarının benimsenmesi hem kalp hem de beyin sağlığı açısından kritik önem taşıyor. Sigara ve aşırı alkol tüketiminin damar duvarlarında ciddi hasar bıraktığı bilinirken, 55 yaş sonrasında düzenli beyin görüntülemesi ve nörokognitif değerlendirmeler sessiz ilerleyen damar tıkanıklıklarının erken fark edilmesine yardımcı oluyor. Uzmanlara göre bugün atılan küçük adımlar, gelecekte hem demans riskini hem de kalp krizi ihtimalini önemli ölçüde azaltabilir.

Yaşlanmanın değil, damarların sessiz alarmı

Unutkanlığın her zaman bir bellek sorunu olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Özge, çoğu durumda asıl problemin beyne giden damarların zamanla daralması olduğunu belirtiyor. Beyni besleyen yollar açık kaldıkça hafıza da güçleniyor; bu nedenle kalp için yapılan her koruyucu adımın aynı zamanda beyne yapılan bir yatırım olduğunun altı çiziliyor. Uzmanlara göre dengeli yaşam alışkanlıkları, düzenli kontroller ve damar sağlığına gösterilen özen, bireylerin ilerleyen yaşlarda daha berrak bir zihinle yaşamalarını sağlayabilir.

Mersin Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Nida Naycı, Doç. Dr. Hidayet Tağa, Doç. Dr. Evren Değirmenci ve Prof. Dr. Emre Akın’ın Roma Tor Vergata Üniversitesi akademisyenleriyle birlikte yürüttüğü “Tarihi Anıtlar İçin Daimi ve Kablosuz Yapı Sağlığı İzleme Sistemlerinin Geliştirilmesi” başlıklı proje, TÜBİTAK ile İtalya Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı (MAECI) tarafından desteklenmeye değer bulundu. Çalışma, hem iki ülkenin ortak sorunlarına odaklanan bilimsel bir iş birliği örneği sunuyor hem de kültürel mirasın korunmasına yönelik yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor. Özellikle deprem riski altındaki tarihi yapıların daha erişilebilir, güvenilir ve düşük maliyetli yöntemlerle izlenmesine olanak tanıyacak sistemin geliştirilmesi, hem akademik çevrelerde hem de uygulamada önemli bir karşılık bulmayı hedefliyor.

Yapısal sağlık izlemede kablosuz ağ tabanlı yeni yaklaşım

Projenin temelini, tarihi yapıların farklı çevresel koşullar altında sergilediği yapısal davranışları sürekli ölçebilen kablosuz bir izleme sisteminin geliştirilmesi oluşturuyor. Bu sistem, mimarlık ve mühendislik disiplinlerinin IoT tabanlı bilişim altyapısıyla buluştuğu entegre bir model sunuyor. Kablosuz iletişim teknolojilerinin sağladığı esneklik, geleneksel kablolu izleme yöntemlerine kıyasla kurulum kolaylığı, düşük enerji tüketimi ve yüksek erişilebilirlik gibi önemli avantajlar sağlıyor. Dijital ölçüm araçlarının akıllı yazılımlarla desteklenmesi ise elde edilen verilerin anlık olarak değerlendirilmesine ve yapısal değişimlerin daha hızlı fark edilmesine yardımcı oluyor. Böylece, uzun vadeli koruma planları için kritik veri akışı kesintisiz hale getiriliyor.

Kültürel mirasın korunmasında YSİ sistemlerinin önemi

Yapısal Sağlık İzleme (YSİ) sistemleri, tarihi yapıların koruma süreçlerinde her geçen gün daha hayati bir rol oynuyor. Özellikle deprem, nem, trafik titreşimleri ve insan kaynaklı müdahaleler gibi çok yönlü risklerle karşılaşan anıtlar, yaşam döngüleri boyunca sürekli izlenmezse fark edilmeyen küçük hasarlar zamanla büyük yıkımlara yol açabiliyor. Tam da bu nedenle YSİ sistemleri, mevcut yapısal durumun doğru şekilde analiz edilmesi ve riskli bölgelerin erken tespit edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Geliştirilen yeni kablosuz yaklaşım, bu süreci hem daha ekonomik hem de daha geniş alana yayılabilir hâle getirerek koruma çalışmalarına pratik bir katkı sunmayı amaçlıyor.

Türkiye–İtalya iş birliğiyle sismik risklere ortak çözüm arayışı

Türkiye ve İtalya, hem derin tarihsel mirasları hem de yüksek sismik aktiviteye sahip coğrafi konumları nedeniyle benzer sorunlarla karşı karşıya. Bu ortak proje, iki ülkenin sahip olduğu bilgi birikimini bir araya getirerek tarihi yapıların sürdürülebilir şekilde korunmasına yönelik yenilikçi bir model oluşturuyor. Düşük maliyetli ve geniş ölçekte uygulanabilir kablosuz YSİ sistemlerinin hayata geçirilmesi, sadece araştırmacılar için değil, yerel yönetimlerden kültürel miras kurumlarına kadar birçok paydaş için yeni fırsatlar sunacak. Uzun vadede bu iş birliğinin, hem saha uygulamalarını güçlendirmesi hem de bilimsel literatüre değerli katkılar sağlaması bekleniyor.

10 yaş kategorisinde çift madalyalı başarılar

10 Yaş Tek Erkekler kategorisi turnuvanın en çekişmeli alanlarından biri oldu. Sporcularımız bu kategoride hem finalde hem de yarı finallerde güçlü oyunlar sergileyerek adeta kürsüyü doldurdu. Mehmet Efe Çetinkaya’nın elde ettiği altın madalya, bu yaş grubunda yıl boyunca süren çalışmaların doğal bir yansıması olurken; Mehmet Ali Demir, Fatih Oğuz, Tuna Özdemir ve Utku Yiğit Akbaş’ın gümüş madalyaları da takım halinde yakalanan başarıyı gösterdi. Bu sonuç, sporcuların kendi aralarında sağlıklı bir rekabetle geliştiğini ve turnuvalara güçlü hazırlandıklarını ortaya koyuyor.

12 yaş kategorisinde istikrarlı yükseliş

Turnuvanın 12 Yaş Tek Kadınlar kategorisinde mücadele eden Nehir Güner, istikrarlı performansıyla gümüş madalyanın sahibi oldu. Maç boyunca sergilediği sakin oyun, doğru vuruş tercihleri ve rakiplerine karşı aldığı kritik puanlar, onun gelişimini gözler önüne serdi. Nehir’in bu derecesi, kategorisinde son dönemde yükselişe geçtiğinin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu yaş grubunda alınan sonuçlar, önümüzdeki dönem turnuvalarına yönelik güçlü bir motivasyon da sağladı.

Antrenörlerin emeği ve takım ruhu öne çıktı

Madalya kazanan sporcuların başarısında antrenörlerin emeği büyük rol oynadı. Düzenli çalışmalar, kişiye özel antrenman programları ve sporcuların gelişim sürecinin yakından takip edilmesi, bu sonuçların elde edilmesine zemin hazırladı. Takım ruhunun sahadaki yansıması, hem sporcuların birbirini desteklemesiyle hem de antrenörlerin yönlendirmeleriyle daha da belirgin hâle geldi. Bu tablo, gelecekte daha büyük turnuvalarda da iddialı olunacağını gösteriyor.

Mersin, su kaynakları açısından zengin bir bölge olmakla birlikte, bölgedeki fay hatlarının (özellikle Ecemiş Fay Zonu) varlığı nedeniyle barajların depreme karşı dayanıklılığı, şehir güvenliği için hayati önem taşımaktadır. 2023'te yaşanan büyük deprem felaketi, tüm kritik altyapı tesislerinde olduğu gibi, su yapılarında da denetimlerin artırılmasını zorunlu kılmıştır.

Sismik İzleme ve Yapısal Güçlendirme

DSİ 6. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Berdan, Pamukluk ve diğer su tutma yapılarında yapısal güvenliği sağlamak amacıyla sürekli izleme faaliyetleri yürütmektedir. Bu izleme çalışmaları, geleneksel yöntemlerin ötesinde, modern teknolojilerle desteklenmektedir:

Otomatik İzleme Sistemleri: Baraj gövdelerine yerleştirilen hassas sensörler (sismograf ve tiltmetreler), en küçük yer hareketlerini ve yapıdaki olası deformasyonları dahi anlık olarak DSİ merkezine iletmektedir. Bu, erken uyarı sistemi olarak kritik bir rol oynamaktadır.

Yapısal Analizler: Barajların periyodik olarak mühendislik firmaları ve üniversiteler tarafından kapsamlı risk analizine tabi tutulduğu ve yapısal ömrünü uzatacak güçlendirme çalışmalarının planlandığı belirtildi.

DSİ yetkilileri, Mersin’deki ana barajların, güncel deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edildiğini ve düzenli bakım ve denetimlerle sürekli olarak hazır tutulduğunu vurguladı.

Yaşanan arbede sırasında çiftin büyük çocuğu olan S.G., mutfaktan aldığı bıçakla babası Ahmet Gökçe'yi göğsünden yaraladı. Kanlar içinde kalan Gökçe, yere yığıldı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Gökçe, doktorların tüm müdahalesine karşın yaşamını yitirdi. S.G. de Çocuk Şube ekiplerince gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Türkoğlu’nun paylaştığı kareler, kısa sürede takipçilerinden yoğun ilgi gördü. Hayranları, “Çok yakışıyorsunuz” ve “Enerjiniz harika” yorumlarıyla beğenilerini dile getirdi.

Hükümet kanadından gelen "çalışıyoruz" mesajları ve sendikaların yoğun diplomasisi sonrası, "Taşerona kadro verilecek mi?" sorusu hiç olmadığı kadar yüksek sesle sorulmaya başlandı. Peki, milyonların kaderini doğrudan etkileyecek bu tarihi adım bu kez atılacak mı?

İşte gündeme bomba gibi düşen kadro düzenlemesinde son durum ve merak edilen tüm ayrıntılar...

Ünlülerin hayatındaki dönüşümler yalnızca stillerini ya da kariyer tercihlerini değil, zaman zaman inanç sistemlerini de kapsıyor. Özellikle son yıllarda birçok sanatçı, sporcu ve oyuncu, doğduğu dinin dışına çıkarak farklı bir inanç sistemine geçtiğini açıkladı. Kimileri bu kararı açıkça kamuoyuyla paylaşırken, kimileri de özel yaşamında sessizce dini inancını değiştirdi. İşte din değiştiren ünlüler listesi...