Kadın Komisyonu, 2024 yılı içinde derneğe yapılan 24 kadın başvurusunu değerlendirdi. Bu başvurular arasında ev baskınları, cezaevinde yaşanan baskılar, çocuk yaşta evlilik ve kadın cinayetleri gibi önemli konular yer aldı. Komisyon, kadına yönelik şiddet vakalarına hukuki destek sağladığını ve ilgili kurumlarla yazışmalar yaparak koruyucu mekanizmaların geliştirilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.
“Mersin’de Kadın Cinayetleri Artıyor”
Mersin’de 2024 yılı içinde birçok kadın cinayeti vakasının meydana geldiğini belirten Aktaş, “Tarsus’ta 41 yaşındaki Serap Biçer, eşi Murat Biçer tarafından katledildi. 31 yaşındaki Mervegül Bayer, boşandığı eşi tarafından vurularak öldürüldü. Ayrıca, 20 yaşındaki Besra Kırmızı, kardeşleri tarafından evliliğine karşı çıkılması gerekçesiyle öldürüldü. Bu ve benzeri vakalar, Türkiye’de kadın cinayetlerinin artış gösterdiğini ortaya koyuyor” dedi.
“Kadın cinayetlerini durdurmanın anahtarı 6284 sayılı yasanın uygulanması ile başlayabilir”
2024 yılında 421 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü ve 259 kadının ölümünün şüpheli olarak kaydedildiğinin altını çizen Şükran Aktaş şu sözleri söyledi:
“Kadın cinayetlerini durdurmanın anahtarı 6284 sayılı yasanın uygulanması ile başlayabilir. 6284 sayılı yasaların uygulanmaması, kadınların korunma talep ettiklerinde hayatlarını kaybetmelerine yol açıyor. 2024 yılında koruma kararı olan 20 kadının öldüğü kaydedildi. Türkiye’de kadınların mücadele ettiği alanların başında gelen erkek şiddeti ve kadın cinayetleri bu yıl daha da artış gösterdi. Medyaya yansıyan haberlere göre 2024 yılında 421 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 259 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti. Özellikle İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in Semih Çelik tarafından katledilmesi ülkede infial yarattı. Narin Güran cinayeti de ‘kutsal aile’ söylemleriyle bezenen aile yapısının çocuklar ve kadınlar için ne denli güvensiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Van’da önce kaybolan ve ardından cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in ölümü henüz aydınlatılmadı. Devletin kadını korumaktaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi, AKP iktidarının kadın düşmanı söylem ve politikalarını erkek egemen sistemin içerisinde yoğurup yargıyı da tamamen erkleştirmesi, faillere uygulanan iyi hal indirimleri ve ödül gibi cezalar, tüm bu erkek şiddetinin ve kadın katliamlarının artmasında büyük rol oynamakta.”
“Kadın cinayetlerini durdurmak ve hak ihlallerine karşı mücadeleye devam edeceğiz”
Kadınların; ekonomik sorunlar, yoksulluk ve aile içindeki şiddet nedeniyle hayatları üzerinde karar alma haklarından mahrum kaldıklarını belirten Aktaş, “ Tüm bu şiddet, yoksulluk, hak gaspları, ayrımcılık ve eşitsizliklere rağmen biz kadınlar hayatlarımız ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Uçsuz bucaksız ve sınırlarımızın olmadığı bu yaşamda bizleri sırf kadın olduğumuz için daracık alanlara hapsetmeye çalışan patriyarkal toplum yapısına, devlete, aileye karşı eşitlik, özgürlük ve yaşam mücadelesini büyütüyoruz. Sesimizi kısmak, yaşamlarımızı elimizden almak isteyenlere karşı isyanımızı bir kez daha haykırmak ve görünür kılmak için bu 8 Mart’ta da alanlarda olacağız” dedi.
İHD Mersin Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, saat 19.30’da, Kushimoto Sokağı’nda, tüm renkleriyle bir araya gelerek seslerini yükselteceklerini açıkladılar.