Toros Devlet Hastanesi'nde böbrek hastalarına umut ışığı





Tarih: 25 Şubat 2025 Salı 12:02

Ömer Bilici

Mersin Toros Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi, böbrek yetmezliği ile mücadele eden hastalara umut oluyor.

Mersin Toros Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi sorumlusu Dr. Ruhsar Uçar'ın verdiği bilgilere göre, 2024 yılı boyunca bin 130 hasta ünitede tedavi gördü ve toplamda 14 bin 336 seanslık diyaliz hizmeti sunuldu.

Türkiye’de 68 binin üzerinde hasta son dönem böbrek yetersizliği nedeniyle diyaliz tedavisi gördüğünü ifade eden Uçar, “Dünya genelinde yaklaşık 850 milyon kronik böbrek hastası bulunuyor. Türkiye’de ise 2024 yılı itibariyle 68 binin üzerinde hasta son dönem böbrek yetersizliği nedeniyle diyaliz tedavisi görmektedir. Öte yandan doğurma çağındaki kadınların yüzde 6’ın da kronik böbrek hastalığı görülüyor. Ülkemizde yılda yaklaşık 3 bin 500’ün üzerinde böbrek nakli gerçekleştirilmektedir ve bu sayı beklentinin çok altındadır. Böbrek nakli ülkemizde yüksek uluslararası standartta çok başarılı olduğundan, nakillerin yaklaşık yüzde 10’u yurt dışından gelen hastalara Sağlık Turizmi kapsamında yapılmaktadır. Bu kadar başarılı bir işlemken nakil sayısının az kalması üzücüdür. Çünkü böbrek yetmezliği geliştiğinde uygulanacak tedavi yöntemleri olan hemodiyaliz ya da periton diyalizi tedavi süreci hasta ve hasta yakınları açısından oldukça yıpratıcı, devlete olan tedavi maliyeti de bir o kadar yüksektir. Erişkin nüfusta kronik böbrek hastalığının sıklığı yüzde 10’un üzerindedir. Hastalığa bu kadar sık rastlanmasına rağmen tanının konulması özellikle erken evrelerde hastalığın herhangi bir bulguya yol açmadan sessiz seyretmesindendir. Kronik böbrek yetmezliğinin dünyada ve ülkemizde en sık görülen sebepleri olan diyabet ve hipertansiyon hastalıkları koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ile önlenebilir, geciktirilebilir ya da hastalık süreci yavaşlatılabilir. Diyabet hastalığı, ikinci sırada ise hipertansiyon, üçüncü sırada glomerulonefritler gelmektedir. Şeker ve tansiyon açısından mutlaka belirli aralıklarla kan ve idrar tahlili ile tarama testleri yapılması gerekmektedir. Ayrıca yaşlılarda, ailesinde böbrek hastalığı hikayesi olanlarda, romatolojik hastalığı olanlarda böbrek hastalığı yönünden tarama yapılmalıdır” diye konuştu.

ERKEN TANI VE TEDAVİNİN ÖNEMİ

Erten tanı ve zamanında başlanan tedavi ile kronik böbrek hastalığının ilerlemesinin yavaşlatılabileceğine dikkat çeken Uçar, “Son dönem böbrek yetmezliğinin gelişmesi engellenebilmektedir. Böbrek yetmezliğine yani diyaliz veya böbrek nakline gidiş sürecini yavaşlatabilecek yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra ülkemizde de bulunan ilaç tedavisi seçeneklerinin belirlenmesi ve uygulaması için bir nefrolog tarafından düzenli takibi elzemdir. Böbreklerimizin kanı süzerek oluşturduğu idrar ile vücut için zararlı maddelerin uzaklaştırdığı yaygın olarak bilinmektedir. Ancak bunun yanı sıra kan yapımı, kan basıncının düzenlenmesi, kemik sağlığı, vücuttaki asit miktarının dengelenmesi gibi birçok yaşamsal görevde böbreklerimiz tarafından yürütülür. Yine vücuttaki sodyum ve potasyum gibi elektrolitlerin seviyeleri de başlıca böbreklerimiz tarafından düzenlenir. Hemodiyaliz hastalarının birçoğunda şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi eşlik eden hastalıklar mevcuttur. Bu hastaların enfeksiyonlara eğilimleri yüksektir. Ayrıca böbrek yetersizliği ile ilişkili kemik sorunları, hemodiyalize girebilmek için damar giriş yolu ile ilgili sorunlar, damarlarda kireçlenmeye bağlı tıkanıklıklar gibi ciddi sorunlarda sıkça görülür. Kısaca takibi ve tedavisi zor, hekim tecrübesi ve iyi yönetim gerektiren bir hasta grubudur” ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde yaklaşık 850 milyon kronik böbrek hastasının olduğuna bir kez daha dikkat çeken Uçar, “Bu sayı, dünya genelindeki diyabet hasta sayısının 2 katı, kanser hasta sayısının ise 8 katıdır. Bir başka deyişle dünyada her 10 kişiden 1’in de böbrek hastalığı mevcuttur. Bu özelliği ile kronik böbrek hastalığı, kronik hastalıklar arasında ne yazık ki en ön sırada yer almaktadır. Diğer birçok hastalıklarla karşılaştırıldığında 2000 yılından 2019 yılına, küresel olarak en hızlı büyüyen üçüncü ölüm nedeni, böbrek hastalığıdır. Bu hızın devam etmesi durumunda 2040 yılına gelindiğinde kronik böbrek hastalığının dünya çapında yaşam kaybı nedenleri arasında 5. sıraya yükseleceği tahmin edilmektedir. Kahramanmaraş merkezli depremde ezilme sendromlu hastaların yüzde 68’in de akut böbrek yetmezliği gelişir. Depremde kas ezilmesi nedeni ile hayatı tehdit eden ezilme sendromu’ ortaya çıkabilmektedir. Ezilme sendromlu hastalarda ani ölümlere de neden olan ciddi, hızlı gelişen böbrek yetersizliği ve potasyum yüksekliği gibi durumlar gelişmektedir. Bu hastalara hızla diyaliz uygulamaları hayat kurtarıcıdır” şeklinde konuştu.

DEPREM DÖNEMİNDE HAYAT KURTARAN HİZMET

Türk Nefroloji Derneği verilerine göre 6 Şubat depremlerinin ardından bin 24 ezilme sendromlu hastanın kayıtlara geçtiğini belirten Uçar, “Hastaların yüzde 68’in de akut böbrek yetmezliği geliştiği, 635 hastaya 3 bin 16 seans hemodiyaliz işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır. Mersin İl Sağlık Müdürlüğü Toros Devlet Hastanemiz bünyesinde hizmet vermekte olan 20 makine kapasiteli Hemodiyaliz Ünitemiz ülkemizin en acı, zor ve sıkıntılı günlerinde deprem bölgesinde hemodiyaliz ünitelerinin zarar görmesinden kaynaklı nakille gelen hastalara kucak açmıştır. Kapasitesini zorlayarak normal günlerde üç seans olan çalışma şeklini beş seansa çıkarmış, gece saat 02.00’lere kadar kesintisiz diyaliz hizmeti vermiştir. Depremzede 40 diyaliz hastası bu süreçte misafirimiz olmuş, yaşadıkları acıları bir nebze azaltabilmek için tüm personel seferber olmuş elimizden gelen desteği azami şekilde verme gayreti göstermiştik. Yine Toros Devlet Hastanesi hemodiyaliz ünitesi Suriye Savaşı sonrası ülkesinden göç etmek zorunda kalan diyalize ihtiyaç duyan böbrek yetmezliği hastalara kucak açmıştır ve hala hasta sayımızın yaklaşık dörtte birini oluşturan sığınmacı göçmenlerin diyaliz tedavisini üstlenmeye devam etmektedir” dedi.

Dr. Uçar, “Toplam yapılan 14 bin 336 seansla, nefroloji uzmanı, hemodiyaliz hekimleri, hemodiyaliz hemşireleri, diyetisyeni, sekreterleri ve temizlik personeli ile güçlü bir takım çalışması sergileyerek özverili, çalışkan, güler yüzlü hizmet vermiş ve tüm bu başarı ile gerek hastane içi gerek İl Sağlık Müdürlüğü gerekse de Sağlık Bakanlığı denetimlerinde tam puan alarak hastanemizin yüz akı bir bölümü olduğunu da kanıtlamıştır. Toros Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi olarak 20 makine ile haftanın 6 günü sabah 08.00’den akşam 21.30’a kadar 3 seans diyaliz hizmeti veriyoruz ve toplam 94 hasta diyaliz tedavisi almaktadır. Mersin merkez ve köyde yaşayan vatandaşlarımız hastanemizin servisleri ile evden alınıp, tedavisi bittikten sonra evine bırakılmaktadır. Her daim desteğini bizden esirgemeyen başta Başhekimimiz Op. Dr. Özgür Ozan Karak olmak üzere tüm idarecilerimize teşekkürü borç biliriz. bizler doktoru, hemşiresi ve diğer personelimiz ile birlikte pandemi, deprem, zorunlu göç gibi olağanüstü durumlarda halkımızın yanında olmaya, hak ettikleri en iyi sağlık hizmetini almalarını sağlamaya devam edeceğiz. Ancak halkımızdan beklentimiz hasta okuryazarlık düzeylerini artırarak önlenebilir hastalıkların erken teşhis edilmesi, erken tedaviye başlanması ve kronik böbrek yetmezliği gibi üzücü ağır sonuçlara yol açmaması için kontrollerini ihmal etmemeleri çağrısında bulunmak istiyorum. Özellikle ailesel geçiş gösteren, genetik yatkınlığı olan kronik böbrek hastalığının da ilk nedenleri arasında yer alan şeker hastalığı ve hipertansiyon konusunda duyarlı olmalı, kalp muayenelerini de ihmal etmemelidirler. Beslenme ve yaşam değişikliği ile sınırlandırılabilen hastalıklar konusunda mutlaka uzman görüşüne başvurmalılar. Bizler her zaman onların yanında olmaya devam edeceğiz” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.


 



ANASAYFA
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

cukurovagazetesi.com © Copyright 2023-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA