Haber – Barış Köksal
Mersin Barosu, son günlerde daha da artan kadın ölümleriyle ilgili olarak farkındalık yaratmak adına Mersin Adliyesi 4. kat baro odasında bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Mersin Baro Başkanı Gazi Özdemir, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay, avukatlar ve basın mensupları katıldı. Basın açıklamasını okuyan Kadın Hakları Merkez Başkanı Av. Arzu Günay, “Yaşamdan koparılan her bir kadın, geleceğimizden koparılan bir umuttur. Bizlerin artık, kadının yaşam hakkının ihlaline ve kadının kadın olmasından dolayı uğradığı her türlü şiddet ve ayrımcılığa tahammülü kalmamıştır. Kadını ötekileştiren, kadınların eşit ve özgür yaşam hakkına ket vuran, kadınları en temel hakkı olan yaşam hakkından mahrum eden zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
KADIN ÖLÜMLERİ DURMAK BİLMİYOR
Ülkede kadın cinayetlerinin ardı arkasının kesilmediğini, her güne kadına karşı şiddet haberleri ile uyanıldığını, Türkiye’de art arda gelen kadın cinayetlerinin durdurulamadığını söyleyen Günay, “Bugün burada toplanmamızın sebebi art arda yaşanan ve canımızı acıtan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve sebepleri. Ankara’da 21 yaşındaki Aleyna Çakır'ın ölümünün şüphelisi Ümitcan Uygun onca delile rağmen tutuksuz yargılanmaktayken, şimdide 25 yaşındaki Esra Hankulu’nun şüpheli ölümü nedeniyle gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Aynı şahıs annesi Gülay Uygun'un şüpheli ölümü nedeniyle gündeme gelmişti. Aleyna Çakır’ın öldürülmesi ile ilgili tüm deliller Ümitcan Uygun’u işaret ederken tutuklanmamış olması, bir kadın cinayetinin daha işlenmesine yol açmıştır. Yine geçtiğimiz hafta Antalya’da 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu, Kahramanmaraş’ta 47 yaşındaki Emine Gökkız,Kocaeli’de 18 yaşında Sude Akarsu vahşice katledilmiş, erkek şiddetinin kurbanı olmuştur. Bursa’da 32 yaşında Gülfem Alay eski eşi tarafından, İzmir’de 21 yaşında Şenay Ay sevgilisi tarafından tabancayla vurulmuştur. Daha geçen gün Ankara’da 18 yaşında Eda Nur Kaplan 2 erkeğin cinsel saldırısına uğramış, polise şikayette bulunmuş, şüphelilerden birisi yakalanıp serbest bırakılmış, diğeri ise aranmaktadır. Eda Nur Kaplan, annesine ‘yaşadıklarıma dayanamıyorum’ şeklinde not bırakarak intihar etmiştir” diye ekledi.
“İSİMLER FARKLI AMA VAHŞET HEP AYNI”
İsimlerin farklı olduğunu ama vahşetin ve sonucunu hep aynı olduğunu, ölenin kadın, öldürenin hep erkek olduğunu söyleyen Günay, “Kadınlarımızın bir bir katledilmesine artık tahammülümüz yoktur.
2021 yılının ilk 7 ayında 111 kadın, şüpheli şekilde hayatını kaybetmiştir. Kadın cinayetleri son 10 yılda 3 kat artmıştır. Kadına karşı şiddet gün be gün artarak çoğalmaktadır.Kadına yönelik şiddetin ve bu şiddetin yaygın sonucu olan kadın cinayetlerinin önemli bir sorun olduğu Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alınması, şiddetle mücadelenin hukuki temellerini zayıflatmış,devlet bu kararla kadınları şiddete karşı koruma, şiddeti önleme ve failleri cezalandırma sorumluluğunu reddetmiştir.Hayatın her alanında, şiddetin her türlüsüne maruz kalıp, birer birer öldürülen tüm kadınlar için haykırıyoruz. Bu suçların failleri kadar, susanlar da, hesap sormayanlar da, faillere cezasızlıkla cesaret verenler de, tutuklamayanlar da bu suçun ortağıdır” şeklinde konuştu.
“YASALAR AÇIK, YASALARIN UYGULANMASINDA SIKINTI VAR”
Yasaların yeterince açık olmasına karşın, uygulanmasında büyük sıkıntı olduğunu, kadınları koruyan yasaların eksiksiz şekilde uygulanması gerektiğinibelirten Günay, “Kadınları koruyan yasalar eksiksiz uygulanarak ciddi önlemler alınmalı ki, bir kadın daha aramızdan eksilmesin. Her gün artan, üstelik normalleştirilmeye çalışılan bu vahşetin durdurulması ve kadının yaşam hakkının korunması için devleti ve yetkililerini bir kez daha göreve çağırıyoruz. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak,gerçeklerin gün yüzüne çıkması ve faillerin hak ettiği cezayı alması için yasal süreçlerin sonuna kadar takipçisi olacağız.Yasalar açık, yasaların uygulanmasında sıkıntı olduğunu düşünüyoruz. İstanbul Sözleşmesinden çekilmekte bir etken aslında, ama yasalar açık önemli olan uygulayıcıdır. Uygulayıcılar eğer tutuklamazsa, peşine düşmezse tekrar işleneceğini düşünerek önleyici tedbir alınmazsa, tekrar tekrar işleniyor bu tür şiddetler. Son 4-5 gün içerisinde basın açıklamasını hazırladığım her günün başında değiştirip o basın açıklamasına yeni şiddet ve ölümler eklemek zorunda kaldım. Bunun sebebi hem toplumdaki eğitimin azlığı hem de yasaların etkin bir şekilde uygulanmaması olduğunu düşüyorum” diyerek konuşmalarını sonlandırdı.